HADİ VAKİT GEÇ OLMADAN!

Hayat dediğimiz şey oldukça bizler için garipliklerle dolu bir ilizyonyondan ibaret, gerçek gibi yaşadığımızı sandığımız kendimizi kandırdığımız bir oyundan ibaret.

Hiçbirimiz bunun farkında değiliz bizlerin datalarına yüklenen geleneksel, çevresel bilinçlerimizle bize çok uzun bitmeyecekmiş gibi gelen saniyeler içeren yaşamımızda geldik gidiyoruz .

Uykuda olduğumuzu bilmeden uyuyan beyinlerimizle yol aldığımızı sanmaktayız her farkediş her kendini bulma isteği bir uyanıştır.

Karşısındakini kırarak, dökerek her defasında yapmama sözü kendine vererek tekrarladığımız sonra yine pişman olduğumuz işte öylesine bir yaşam .

Yaşarken kıymetini bilmediğimiz ancak kaybedince anladığımız, keşkelere yer verdiğimiz vicdanımızla biz bize kaldığımız işte öyle bir yaşam.

Herkes kendini sık sık sorgulamalı , ben sevdiklerim için ne yaptım karşılık beklemeden, üzdüklerini telafi edebilmek henüz gitmeden.

Maalesef insanoğlu dünyadaki gelişimini oldukça bonkör geçiriyor hiç gitmeyecekmiş gibi ,hiç bitmeyecekmiş gibi hayatı sadece onun üzerinde kurulmuş gibi davranışlarla geçiriyor.

Hayatı sorgulamak yerine neyin üzerine ne katsa, götüremeyeceğini bile bile ne alsa, kime nasıl olmayan mutluluğunu sergileme derdi ile geçiriyor.

Ne zamanki gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyor ozaman iç dünyası,
isyanları birbirine karışıyor. Bu sefer de çevresindekilere yüklenmek yargılamak kolayına geliyor. Bunu tabii ki isteyerek yapmıyor bir kaçış kurtuluş olarak gördüğü ve gelişmemiş bilinciyle.

Aslında yüzleşmek istediği kendisidir kişinin, en zoru da budur. Diğer yollarla tatmin olayına girme isteği ise kendini rahatlatması sadece ruh sağlığı içindir.

Affetmek aslında o kadar büyük bir olgu ki ne kadar zor gelse,kabul edilmesi bir o kadar kendisine zül gelsede, kendisine iyi gelebileceğini bilebilseydi o kişi hiç beklemez affeder üzerindeki yükler hafiflesin diye.

Zamanla yaşanmışlıklar, tecrübeler, olgunluğa dönüştükçe bunların ne kadar doğru olduğunu yaşadıkça deneyimledikçe bu tür arayışlara girmek zorunda kalıyor insan.

Hayatta hiçbir şeyin değerinin olmadığını, yaşananların daha doğrusu yaşanmış gibi görünenlerin aslında yaşanmadığını kavradıkça, anlamsızlığın belirsizliğin ne olduğunu keşfetme zamanıda gelmiş olacaktır.

Henüz vakit varken, olduğunu zannederken, sevdiklerinizin kıymetini bilin gittikten sonra arkasından ne yaparsanız yapın karşınızdakini ikna ettiğinizi düşünerek iç dünyanızdaki fırtınaları dindirmeniz iç hesaplaşmalarınız yakanızı bırakmayacaktır.

Hesaplaşmalar,tahammülsüzlük,
kırıcılık,yalan yanlış dolduruşlar, gıybetler her bünyeye zarar verir.
Zaman andadır, farkındalık, affediş, kabulleniş zamanlarına geçiş yaparak kazanılır boş sözlere vaatlere gerek yok kendinize samimi olun.

İnsanları layık oldukları hak ettikleri yerlere göndermek ,kokusuzca yüzleşmek, riyakarlığa sığınmadan
tabiki özgüven ve mantık çerçevesinde.
Sevgiyle kalın…..
Emel Araz

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.