HADİS KONUSU, CİDDİ İMTİHAN
Sevgili Nebimizin sağlığında tek hadis yazılmamış.
Dört halife döneminde yazılmamış.
Hatta halife Ömer yazılan ~500 kadar hadisi yaktırmış.
Daha sonra Emevî ve Abbasi döneminde milyonu aşan sayılara ulaşan hadis yazma furyası başlamış.
Güya Buhari, rivayet ettiği hadisleri 600.000 hadisin içinden 7.500 tanesini sahih diye ayırmış. Ayırırken her hadis için abdest almış, uykuya yatmış, rüyada Nebimize sormuş, bir hadis için kilometrelerce yol yürümüş vs vs...
Bütün bunları yapması için Buhârî’nin en az 300 yıl yaşaması gerekir...
Kısacası yalan uyduranlar, uydurdukları yalanları aklamak için de yalanlar uydurmuş.
İlk Kütübü Sitte hadisçisinin (Buhari) ölümü Hicret’ten 256 yıl sonraya denk geliyor!
Yaklaşık 230 yıldan sonra Kütübü Sitte yazılmaya başlanıyor!
Buhari ise Buhara’dan gelme bir Türk (Farisi olduğunu iddia edenler de var), aynı zamanda Tirmizi de Türk.
Diğer dört hadisçi de Fars’i.
Bu hadisçilerin usta çırak ilişkilerini de unutmayalım!
Kütübü sitte'yi oluşturan hadis ravileri birbirlerinin hadislerini zayıf olarak suçlamış.
Buhari Müslim'in, Müslim Buhari'nin hadislerini zayıf diye kitabına almamış...
Ne ilginçtir ki bu hadis külliyatlarında tuvalete girme babı bile bulunurken, Kuranda çokça geçen adalet, şirk, sünnetullah gibi bablar yoktur.
...
Bugün ehli sünnet dinine (!) mensup olanların da itibar ettiği Ebu Hanife hadisçilerle ters düştüğü için tekfir edilmiş, ona sapık, mürcie denmiş, en sonunda düzene çomak soktuğu için bugünkü Sünni zihniyetin ataları tarafından katledilmiştir.
Bitmedi.
Şafii’yi Malik'in talebeleri öldürmüş.
Buhari'nin ölümüne Ahmet b. Hanbel'in talebeleri sebep olmuştur...
İlginç olan bir diğer konu, bu meşhur hadis ravileri (kütübü sitte) Arap değildir...
...
Bir de hadis usulü/ilmi diye bir şey uydurmuşlar...
HADİS İLMİ, HADİS USULU DEDİKLERİ ASLINDA UYDURULAN HADİSLERİ AKLAMANIN İLMİ VE USULUDUR.
Bir rivayetin sahih olup olamayacağını bilmek için hadis ilmini veya usulünü bilmeye gerek yoktur. Kuranı bilmek yeterlidir. Çünkü sevgili Nebi Kurana aykırı konuşmaz.
Ayrıca, ömrü Nebimizle birlikte geçen Ali, Ömer, Ebubekir, Osman, torunları Hasan, Hüseyin ve eşlerinden rivayet edilen hadis sayısı oldukça az iken sadece 2 yıl Nebimizle yaşayan Ebu Hüreyre’den binlerce hadis rivayet edilmesi başka bir muamma...?
Şunu da sormak lazım: Buhari, Tirmizi, İbni Mace, Nesai, Ebu Davud, Ahmet b. Hanbel, İmam Malik vb hadisçiler Nebimizi o sahabelerden daha mı iyi tanıyorlardı, daha mı çok seviyorlardı, İslam’ı onlardan daha mı iyi biliyorlardı ki, o sahabelerin yapmadığını, hatta yaktıkları hadislerin yüz binlercesini uydurup, dine boca edip ümmeti ihtilafa düşürdüler, paralel dinler icat ettiler...?
Nereden baksanız bakın sonuç curcuna, kargaşa, bölünme, parçalanma...
Nasıl olur da bir insan hem dünyasını hem ahiretini imar edecek olan dinini böyle karmaşık ve çürük bir temelin üzerine inşa eder?
Din bu kadar basit mi?
İnsan ebedi geleceğini böyle riske eder mi?
İçinde hiçbir şüpheye yer olmayan KUR'AN dururken, böyle önemli bir konuda insan zannın peşinden gider mi?
Zan ile din olmaz.!
Din içerisinde hiçbir şüpheye yer olmayan Kurandır...
Bizim sana hakk olarak anlattığımız Allah'ın ayetleridir.
O halde Allah'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanacaklar?
Casiye 6
Araf 185
Murselat 50
Rabbinizden indirilene uyunuz.
Onu bırakıp birtakım velilerin ardına düşmeyiniz.
Ne kadar da düşüncesiz davranıyorsunuz.
(Bkz. Araf 3, Enam 106, Ahzab 2)
ŞİMDİ SORUYORUZ:
1. Yerlere göklere sığdıramadığınız sahabeler de hadis kitabı yapacak akıl yok muydu?
2. İki Türk, dördü Farisi hadisçiler olmasa dinimiz yarım mı kalacaktı?
3. Altı hadis imamının da hadisleri işin UZMANLARI OLDUĞU HALDE ayıklayamadığı bir gerçek, şimdi sizler bu hadisleri ayıklayabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
4. Madem bu hadisler bu kadar önemli peki Şii’lerin hadis kitaplarına neden bakmıyorsunuz?
5. Bilindiği gibi hadisçiler kitaplarına hadislerin 99% ‘unu almayıp attıklarını söylüyorlar. Sizin de kabul ettiğiniz gibi bu adamların seçemedikleri ve hadislerin içinde iğrenç İFTİRALAR OLDUĞU ortada, peki ya önemli olan bazı hadisleri almadıysalar;
DİNİMİZ YARIM MI KALACAK?