Acı ile beslenen insanlarız bizler ,mutlu olduğumuzda bile birazdan üzüleceğim diyebilenlerden. Bilmiyorum tarihimizden mi geçmişimizden mi atalarımızdan gelen bir durum mudur?
Tam olarak mutlu olamıyoruz hep bir burukluk var içimizde korkularımız mı bizi buna iten? Alışkanlıklarımız mı?
Halbuki aza kanaat geren olanla yetinen, yetişmeye çalışan bizleriz…
Bizi hayat şartları buna tetikletiyor olabilir , çünkü her geçen gün belirsizlikler çoğalmakta endişelerimiz kaygılarımız yarınlar için korkularımız çoğalmakta Hayat eskisi gibi tat vermemekte her şey anlamsızlaşmakta sevgiler bile eski tadında değil anlamsız tutarsız güvensizliklerle dolu sorular ön sıralarda.
Sanırım iyi niyetimizi kaybettik heyecanlarımızı yitirdik çevremizin çıkar ilişkilerine ayak uydurmak zorunda kaldık.
En çok endişe ettiğimiz ise çocuklarımız, bizler belirli yaşlara gelmiş insanlar olarak çocukluğumuzu masumiyetimizi çok güzel doyasıya yaşamış kişileriz.
Maalesef şimdiki nesil öyle değil tamamen beyinlerinin uyuşturulduğu, teknolojinin esir aldığı bir nesil oluşmakta, ne saygıdan ne sevgiden haberleri olmadan büyüyorlar çocukluklarının saf masumiyetini yaşayamadan. bırakın hesapsızca şen Kahkahalar atmalarını tebessüme bile unuttu bu çocuklar..
Sonunda üzerimize yapışan mutsuzluk ve acı ile beslenmek kalıyor..
Çok dikkatli olmamız gereken süreçten geçiyoruz her birimiz,
Mutluluk her bireyin hakkı ve bunu kaybetmeyelim lütfen.
Sevgiler her birinize……
Emel Araz