Nuri Demirağ; Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden. Türkiye’nin 10.000 kilometrelik demiryolu ağının 1250 km’lik bölümünün inşasını gerçekleştirmiş ve bu nedenle kendisine Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Demirağ” soyadı verildi. Cumhuriyet döneminin sayılı zenginleri arasına girmiş ve hayırseverliği ile tanınmış bir iş insanı.
Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi ilkleri gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren kişidir. Özellikle havacılık sanayisinde başarıları ile anılır.
Kendini Türk havacılığının gelişimine adayan Nuri Demirağ, 13 Kasım 1957’de vefat etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uçak fabrikasını açan ve bu alanda tüm mal varlığını harcayarak büyük mücadeleler veren Nuri Demirağ, Türk savunma sanayiinin kurucularından kabul ediliyor.
Nuri Demirağ, 1886 yılında Sivas’ın o zamanlar kasaba olan Divriği ilçesinde doğdu. Küçük yaşta babasını kaybeden Demirağ, orta tahsilini Sivas’ta tamamladı. 17 yaşında Ziraat Bankası’nda memuriyete başladı.
1910 yılında 24 yaşında İstanbul/Beyoğlu’nda varidat memuru oldu. Bu memuriyetinde Taksim Kışlası ile talimhanenin Fransızlara peşkeş çekilmesini önledi. Bu sıralarda Yüksek Ticaret Okulunda gece derslerine katılarak yükseköğrenimini yaptı. 1918 yılında işgalcilerin saygısız tavırlarından dolayı memuriyetten istifa etti.
Yabancıların tekelinde olan sigara kâğıdı işine girdi. İlk Türk sigara kağıdı üretimini yaptı. Ürettiği sigara kâğıdına “Türk Zaferi” adını verdi. Milli Mücadele’ye katıldı. 1920 yılında Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin Maçka Şubesi’nin yöneticisi oldu. Milli Mücadele başarıya ulaşıp Cumhuriyet kurulduktan sonra ticari yatırımlarını genişletti.
1926 yılında genç Cumhuriyet’in milli kaynaklarla demiryolu yapımı projesinde yer aldı ve en muhtaç olduğu zamanda Anadolu’ya demir yolu ağı döşedi. 1930’lu yıllarda vizyoner ve atılımcı kişiliği ile büyük projelere girişti. 1931’de, Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak Boğaz Köprüsü projesini yaptı. Atatürk tarafından çok beğenilen proje hükûmet tarafından reddedildi.
1933’te Keban Barajı projesini ilk kez dile getirdi. Yabancıların çimento tekelini kırmak için çimento fabrikası kurmak istedi. Bu teşebbüsüne de izin çıkmadı. 1934’te başarılarından ötürü Atatürk, kendisine Demirağ soyadını verdi.
Anadolu’yu demir ağlarla ören Nuri Demirağ, gözünü gökyüzüne çevirdi ve demir kuşlar için çalışmaya başladı. 1936’da, Beşiktaş Nuri Demirağ Uçak Atölyesi’nin temelini attı.
Beşiktaş’taki fabrikada Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Alan’ın projesini çizdiği ND-36 adı verilen tek motorlu Türkiye’nin ilk yerli uçağını üretti. Uçak çok beğenildi ve Türk Hava Kurumu tarafından 65 adet sipariş edildi. 1938’de Nuri Demirağ hedef büyüttü ve Nu.D 38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağını üretti. Demirağ bu uçağın zamanla geliştirerek ve askeri amaçlar için üretmeyi planlıyordu. Hatta bunun bir bombardıman uçağı olmasını istiyordu. Fakat Nu.D 38 uçağının prototiplerinden biri Selahattin Alan tarafından İstanbul’dan Eskişehir’e getirilirken iniş sırasında plotaj hatasından kaza yaptı. Hazırlanan raporlar uçakta teknik bir sorun olmadığını ortaya koyuyordu ama THK yine de Nu.D 38 siparişlerini iptal etti. Bununla da kalınmayarak ND-36 ve Nu.D 38’in yurt dışı siparişlerinin önüne engeller koyulmaya başlandı.
Fakat bu engellemeler Demirağ’ı yıldıramadı. Demirağ 1944’te Nu.D 38 için uluslararası uçuş sertifikası aldı. Ancak Demirağ hiçbir zaman işbaşındaki hükümetten gerekli desteği göremedi.
Yaşanan iç ve dış gelişmeler sonucunda da Nuri Demirağ’ın fabrikası kapanmak durumunda kaldı ve Türkiye’nin uçak üretimi durduruldu.
Milli kalkınma Partisi’ni kurarak siyasete de atılan, ilk Boğaz Köprüsü projesini, Keban Barajı projesini tasarlayan, Türkiye’nin ilk paraşüt fabrikasını ve ilk sivil havacılık okulunu açan Nuri Demirağ 13 Kasım 1957’de vefat etti.
“Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.”
“Avrupa ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir.”�
“Yapamamak ‘yapamadım, yapamam demek; benliğinden, varlığından geçtim… Aczi, zaafı kabul ettim.’ demektir.”
“Benden bu millet için bir șey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz.”
“Türk’ün zeka ve yeteneğinin işlerlik kazanmasıyla, yaban ellere muhtaç olmaksızın hava kuvvetlerimizin gerektirdiği bütün işleri kendimiz yapacağız.”�
“Göklerine hakim olamayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkumdur.”
“Avrupa’dan, Amerika’dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir.”
“Zafer süngünün ucunda değildir. Zafer kartalı süngünün ucundan kalktı, havalandı, tayyare kanadının üstüne kondu.”