HEEEEY; BULUNMAZ HİND KUMAŞLARI, SİZE SÖYLÜYORUM!

HEEEEY; BULUNMAZ HİND KUMAŞLARI, SİZE SÖYLÜYORUM!

 

Ben olmazsam:

      -"Herkes yataklarda sürünür, fazla yaşamaz ölür!" diyen doktor; hayde topla tasını, tarağını, reçeteni, stetoskopunu, bisturini!

 

     -"Ülke geri ve halk câhil kalır, bilim sanat kalmaz!" diyen hoca; sen de topla bakayım defterini, kitâbını, kalemini, cetvelini, pergelini!

 

      -"Herkes aç kalır, taş kemirir!" diyen çiftçi; topla pulluğunu, sabanını, kazmanı, küreğini, tohumunu!

 

     -"Ülkeyi kimse savunamaz, düşman çizmesi altında ezilir!" diyen komutan, sana söylenecek lâfı en sona bıraktım: Sen de topla şapkanı, botunu, palaskanı, tankını, tüfeğini!

 

Ama dur bakalım sen komutan efendi, öyle nereye bakayım?

 

Toplayıp götürmeye kalktıklarını; adam gibi sâkince, kırmadan dökmeden, ezmeden parçalamadan bir kenâra bırak bakalım: Toplayıp götürmeye kalktıklarının hepsi de benim! Hayde, sen de bas git bakalım!

 

Bu Ülke'nin ve her şart altında vatanında kalmakta direnen anne ve babalarının kıt kanaat sağladığı imkânlar içinde edindiği kâbiliyetle biti kanlandıktan sonra kendine güveni gelip de:

     *Vefâ ve sadâkat duygusu iğdiş edilmiş cibilliyetsiz ve kafasızlar,

   *"Bu Ülke'de yaşanmaz, okunmaz, çalışılmaz, giderim haaa!" deyip sosyal medyada pasaport sallayan zibidiler,

     *Niteliğini sayamadığım diğer zibidiler; sen, sen, sen, sen, sen de!

 

Hayde, her ne iş yapıyorsanız, olduğu gibi bırakın ve hepiniz de çıkın dışarı bakayım!

 

Ne bu afra tafranız lan; var mı lan ölümden ötesi: Olmazsanız olmayın, kalmazsanız kalmayın lan!

 

Basın gidin, nereye gidiyorsanız gidin: Cehennemin dibine kadar yolunuz var!

 

Gidin; kime gelin oluyorsanız olun, kime yenge oluyorsanız olun, kime amele-köle-kul oluyorsanız olun!

 

Ama artık; size burada aslâ dâmat ve sâdıç olmak yok, aslâ efendi olmak yok.. Anladınız mı?

  

Ne lan bu böyle: Bulunmaz Hind kumaşı gibi veya "şemsiyemi vermeseydim amma da ıslanırdın ha!" diyen adamın işi gibi habire kendinizi başımıza kakıp durmayın, düşün lan Millet’in yakasından!

 

Memleketin kıt kanâat sağladığı şartlar altında sağladığı fırsatlarla semirdikten sonra memlekete çemkirenler gibi: Semirdikten ve kâbiliyetle kuşandıktan sonra Memlekete çemkirecek olan doktor, mühendis, mîmâr, .. adaylarıolan ilk, orta, lise ve üniversite züppeleri; siz de şimdiden gidin gideceğiniz yerlere!

 

Gidin de: Halep ile Şam ve Hanya ile Konya nerede imiş, bir hokka kaç arşın imiş, boyunuz kaç endâze imiş, .. görün!

 

Sallanmayın, bekleme yapmayın, ardınıza da bakmayın; bir an önce gidin!

 

Mıntıka temizliği işini bize bırakmayın!

 

Açıkça bilelim:

    -Kim buraların gerçek sahibi, buraların dertleriyle dertlenen kim?

    -“Kim var?” denildiğinde, sağına soluna bakmadan "Ben varım!" diyen kim?

     -Kim delikanlı, kim ikiyüzlü?

     -Sırtı terleyen kim, sırta binen kim?

     -Yük taşıyan kim, yük olan kim?

     -İyi günde yanımızda olduğu gibi kara günde yanımızda olan kim?

     -Kim yolun sonuna kadar bizimle; kim pazara, kim mezara kadar?

     -Zoru görünce sebat eden kim, "topuk!" deyip olay mahallini terk eden kim?

 

Kim kimdir, kaç kişiyiz anlayalım; işimize ona göre bakalım!


İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ŞARTLARDAN DAHA BETER ŞARTLAR ALTINDA CÂNI PAHÂSINA BU VATANI SAVUNAN, AYAKTA TUTAN VE BİZE TESLÎM EDEN DEDELERİMİZİN EMÂNETİ OLAN bu Ülke’de işi yolunda gitmeyen, kan terleyen, ağrı ve sızı çeken, sırtı açık kalan,… sanki sâdece sizsiniz!


Gün gelip de:

     -Gittiğiniz yerden "Biliyon mu ben de aslında Türk'üm; anam buralı, babam şuralı!"zırlamaları eşliğinde köpek gibi çevikleyerek geri dönmeye kalkarsanız, buralarda yeriniz yok!

     -Kış ortası yalnız bıraktığınız yerlere, "bin bir ezâ ve cefâ ile getirdiğimiz yaz"ın sefâsını ağustos böceği gibi sürmenize müsâade etmeyeceğiz!


Haberiniz ola: Fâresiz Türk köyünün ve Türk gemisinin sıçanları ve fâreleri; Türk kartalının kene, bit ve yavşakları!!


Lâfım sâdece doktora, öğretmene, çiftçiye ve askere değil; gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla!


Biz: Penceresi ve kapısı kilit tutmasa, damı şarıl şarıl aksa ve direkleri yıkılsa bile: Yağmur, çamur kar, tipi ve boran demeden; yarı aç yarı tok, yarı sulu yarı susuz, yarı çarıklı yarı yalın ayak da olsa bu çatının altında barınmaya ve bu ocağı tüttürmeye biiznillâh devâm edeceğiz!


Velhâsıl; ya adam olun ve tutun işin ucundan ya da bir an önce gidin, o kadar!..

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Hüsnü ziya Taşdemir 27 Ağustos 2024 10:48

    Güzel

  • Adem ERDOĞAN 27 Ağustos 2024 08:34

    Allah herkese kolaylık versin, ne diyelim.

  • Kaan Başer 26 Ağustos 2024 19:15

    Ufuk bey agzina sağlik.... yillardir çevreme ayni sozleri ben söylüyorum

  • Ceyhun Çelik 16 Ağustos 2024 19:17

    Aynen hacım defolup gitsinler.