HELALLEŞME
Kişi/kişilerin gerek bireysel ve/veya kurumsal yapıları adına kişi/kişilerin malına ya da canına zarar vermek, iftira atmak, üzmek, aldatmak, rüşvet almak ya da vermek, insanları küçümsemek, ölçüye ve tartıya özen göstermemek, adaletli davranmamak, yalan söylemek, çevreyi kirletmek, gıybet etmek ve/veya kişi hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması veya ortadan kaldırılması gibi benzeri davranışları yapmış olmak kul hakkına girmektedir ki; bu davranışların kişi/kişileri gerek bireysel ve gerekse kurumsal yapılarının sözde menfaatleri uğruna geçmişte yaptıkları bu davranışların muhataplarından helallik istenmesi davranışı yeni bir helalleşme (aldatma) vakası doğurmaması halinde takdir edilmesi gereken bir davranıştır.
Günümüz de kurumsal yapılarının geçmişte yaptığı davranışlarından dolayı helalleşme ihtiyacı duyan kurumsal yapılarının bugünkü kişi/kişilerinin muhataplarından helalleşme cabalarını sıkça görüyor olmamıza rağmen diğer taraftan kurumsal yapıların başka unsurlarınca helalleşme ihtiyacı doğuran başka vakaların, davranışların sergilenmesi, ortaya çıkması düşündürücüdür.
Helalleşme cabalarının hangi amaç için yapıldığının okumasını bu millet doğru yapacak, hatta bu kurumsal yapının tabanını oluşturan milletine ve ülkesine sevdalı ideolojik saplantılı olmayan sadece geleneksel gönül bağı olan ve/veya rahmetli Atatürk’e tapan değil Atatürk’ü seven kişi/kişilerince sorgulanarak gereğini yapacağından kuşku duyulmamalıdır.
“TÜRK MİLLETİ” akıllı milletin adıdır.