MagazinHaber Girişi : 11 Ekim 2021 17:30

Hocaların Hocası, Satranç Ustası:  Demir Büyüközkaya

Hocaların Hocası, Satranç Ustası:  Demir Büyüközkaya

Demir Büyüközkaya (1945 – 2009) satranç camiasının çok sevilen isimlerinden biriydi. İstanbul Şampiyonluğu’nun yanı sıra Milli Takımda da ülkemizi temsil etmişti. Tüm bu özelliklerinin dışında gençlere satranç öğretmeyi çok severdi.  Son döneminde derslerini  Pendik Sapanbağları’ndaki Bosna Sancak Derneği’nde sürdürdü.

Satranç dünyasında Hocaların Hocası unvanı ile anılırdı. Vefat ettikten sonra da adına satranç turnuvaları düzenlendi.

Demir Büyüközkaya Kimdir?

1935 yılında Üsküdar’da doğdu.  Babası demiryolcu idi, bu nedenle ilk ve ortaokul yılları Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde geçti.

1950 yılında 4.000 kişi arasından Deniz Lisesi’ne seçilir. 252 Demir BÜYÜKÖZKAYA !

Satrancı burada öğrenir.  Lise ikinci sınıftayken Deniz Lisesi’nden ayrılır.

Haydarpaşa Lisesi’nde devam eder. Son sınıfta Elektrik fakültesi sınavlarına girip dördüncülükle kazanır.

Elektrik Fakültesini 2’nci senenin sonunda bıraktı.  Vatani görevini 58’nci Top Alayı olarak Burdur’da kara askeri olarak yaptı.

1959 yılında, İstanbul Satranç Derneği’ne gelir ve satrançla daha yoğun ilgilenmeye başlar.

Satranç aşkıyla, dönemin kitaplarından ve dergilerinden yenilikleri takip eder.

1961, 1968 ve 1970 yıllarında İstanbul birincisi olur

Türkiye Birinciliğinde ilk dördü yenmesine rağmen, beraberlikleri fazla olduğu için beşinci olur. Hatta Musa Tebi ilk altı içindeki tabloyu çıkartarak Büyüközkaya’yı gayri resmi Türkiye birincisi ilan etti. 1984 Selanik ve 2000 İstanbul Olimpiyatları’nda A Milli Takım kaptanlığı yaptı.

 

Satranç Ustası Büyüközkaya’ya  neler yazılmış neler…

Dr. Ateş Ülker’in �(1985 yılı Türkiye Satranç şampiyonu) Demir Büyüközkaya hakkında satranç severlere aktardıklarını paylaşıyoruz;

“Türk Satrancı çok sevdiği isimlerinden birini kaybetti.  1935 doğumlu Demir ağabeyimizi 15 Ağustos 2009 günü kaybettik.  Alabildiğine dostluk, alabildiğine insanlık dolu, alabildiğine sevgi ve saygı dolu bir kişiliği vardı.

Son yıllarını Pendik’te ve Sapanbağları’nda Bosna Sancak Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nde geçirdi. Pendik’te ve Bosna Sancak Derneği’nde çok mutluydu. Çünkü burada layık olduğu sevgi ve saygıyı görmüştü.

İstanbul Satranç Derneği’nin de en eski ve çok sevilen üyelerinden biriydi. Pendik’e yerleşene kadar uzun yıllar İstanbul Satranç Derneği’ne devam etti.  Muhtemelen rahatsızlığı nedeniyle İstanbul Satranç Derneği’nin Şişli’deki yeni lokalini göremedi. 1 hafta önce yeni lokale gideceğini söylemişti. Paylaşmasını seven bir insandı. Sohbetine doyulmazdı. Uzun yıllar önce bir davet sırasında satranç dünyasının dışından bir şair ile sohbet ediyordu.

Bir ayağındaki rahatsızlık nedeniyle baston kullanmakta olan şair sohbetin bir yerinde;

“- Allahım genç yaşımda bu bastonu neden elime verdin?” dedi.  Demir ağabey bu soruya karşılık hemen şöyle dedi:

“- Öyle demeyin Üstat, bu genç yaşta size o güzel şiirleri yazdıran belki de elinizdeki o bastondur..”

Demir ağabey güzel konuşabilen, insanlara moral veren, insanlara değer veren bir kimseydi. Satranç taktiği her zaman onun ilgisini çekti. Tahtada oluşan hemen her durumda kombinezon aradı. Taş fedası ile başlayan ve fedayı yapan tarafın lehine sonuçlanan bir devamyolu(kombinezon) Ona göre satrancın çekiciliği ve güzelliğiydi. En küçüğünden en büyüğüne herkesi satranç oynamaya ve oyununu geliştirmeye teşvik etti. Bugün onun kariyerindeki birçok oyunu genç kuşaklara göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Benim hiç unutamadığım oyunlarından biri uzun yıllar önce yine çok değerli bir satranççı olan rahmetli Mehmet Bayegan’a �‘File karşı Kale oyun sonunda’ kazandığı oyundur. Bayegan üstün durumda iken Büyüközkaya fil ve köşe erinin işbirliği ile kazanç yolunu bulmuştur.

1971’de Balkan Takım Birinciliği’nde Romen Drimer ile oynadığı 103 hamle süren beraberlik ve yine aynı yarışmada Kovacevic’e karşı kazandığı oyun büyük sansasyon yaratmıştır.

Kovacevic’in daha önce Dünya şampiyonu Fischer’e karşı bir oyun kazanmış olması kendisi için ‘Fischer’i yenen adamı yenmiş’  denmesine neden oldu.  Bu oyun, oyun ortasında vezirin nasıl kaybedilebildiğini gösteren bir örnektir. Demir ağabey, 1984’te Selanik’te ve 2000 yılında İstanbul’da düzenlenen Satranç Olimpiyatları’nda A Milli Takım kaptanlığı yaptı. 1984 Selanik Olimpiyatı’nda, Milli takımımız beklenenden daha iyi bir sonuç elde etmiştir. Demir Büyüközkaya, son yıllarda Askeri Okullarda Satranç öğretmenliği yaptı.

Pendik’te küçüklere de ders verdi. Bosna Sancak derneğinde adına düzenlenecek bir köşede hatırasının sonsuza kadar yaşatılacağını sanıyorum.”  17 Ağustos 2009 Ateş Ülker

Satranç Oyuncuları adresinde yayınlanan bir yazıyı aktarıyoruz;

“Hem demir, hem büyük, hem öz hem de kaya diye yazmıştı Kahraman Olgaç onun için. Son yıllarında ise öğrencileri ona haklı olarak ‘Hocaların Hocası’ lakabını yakıştırmışlardı. Haklıydılar, onun kadar satranç öğretmesini seven insan az bulunurdu. Üstelik bu öğretmenliği hiçbir maddi karşılık beklemeden yapardı.

Çok iyi bir insandı, düşünceliydi, hakkaniyetliydi. Masa başında sportmendi. Kendine ve mücadele gücüne güvenirdi. İş yaşamı ile satrancı bir arada götürmüştü. En büyük başarısı İstanbul Birinciliği idi. İstanbul Birincisi olmanın Türkiye Birincisi olmaktan daha zor olduğunu söylediğinde İstanbul Satranç Derneği’ndeki gençler şakalaşarak buna itiraz ederlerdi ama haklıydı gerçekten de İstanbul Birinciliği daha güçlüydü çünkü Türkiye Birinciliği’ne diğer il kontenjanları ile katılanlar turnuvanın gücünü düşürürdü.

En önemli galibiyeti IM Kovacevic’i güzel bir oyunla yenmesidir. Vezir fedasını seven Büyüközkaya vezirine karşı kale ve fil alır. Durumu aslında ona göre de pek iyi değildir ama yine onun tabiriyle kılçık bir hamle ile rakibin vezirini avlar ve oyunu kazanır. Yendiği aynı Kovacevic aynı yıllarda efsanevi Fischer’i de yenecektir. Bu şekilde Demir Büyüközkaya Fischer’i yenen adamı yenen oyuncu olarak tarihe geçer.

Demir Abi iyi bir yıldırım oyuncusuydu. Yıldırımı oldukça kuvvetli olan Can Arduman’ın en formda zamanında 6 galibiyet üzerinden oynanan demette yenmeyi başarmıştı. Yeri gelir Suat Atalık ile de başa baş satranç oynardı. Yine ilerlemiş yaşına rağmen o dönem “Anten Turnuvası” diye geçen güçlü bir turnuvayı tek başına da kazanmıştı.

İstanbul Satranç Derneği’nin en renkli simalarından biriydi. Gençlerle beraber olmayı sever onlarla şakalaşırdı. Özellikle babychess’i çok oynardı. Yeni gelen gençlere babychess oynamayı öğretir ve iyi olanları yanına eş olarak alırdı. Özellikle babychess ile ilgili çok fazla hikayesi vardır.

Bu güzel insanı şimdilik bu güzel hatıralarla analım. İleride satranç camiasının Demir abisinden çok daha fazla bahsetmeyi planlıyoruz.”

Satranç Severler Birliği’nden Feridun Öney anlatıyor

ANILAR II

“Bu arada İSD de yapılan bir yeni yıl çekilişinde babama Europa Echecs aboneliği ve eski sayıları çıkmıştı.  Artık keyfime diyecek yoktu. O zamanlar satranç derneğinde satrancın yanı sıra hayat ile ilgili de birçok şey öğreniyordum. Derneğin müdavimlerinin hemen hepsi kendi mesleklerinin de duayenleriydi. Rus dili dâhil 6-8 dil bilen çok efendi kişilerle beraber olabilmek onların sohbetlerinde bulunmak, beni yaşıtlarım arasında da ayrıcalıklı hale getiriyordu. Musa Tebi, Cavit Uzman, Orhan Günsav, Uluğ Nutku, Mübin Boysan, Nevzat Süer, Demir Büyüközkaya, Coşkun Külür, Selim Palavan ve daha niceleri.

Rahmetle anıyorum ve de arıyorum… O şahsiyetler hiç üşenmeden bana getirdiğim kitapları tercüme eder ve benimle ilgilenirlerdi. Ancak babamın hakkını asla ödeyemem. Satrançta bir yere gelmişsem asıl etken maddi ve manevi olarak babam Dr. Cahit Öney’e aittir.

Çalışmalarımın neticesini görebilmek için derneğe gider beni yenenleri teker teker yenerdim. O beni yenenler artık benden oyun alamamaya başladıklarında benim ile oynamamaya başlamışlardı. O zamanlar Demir Abi ile Mübin Bey yıldırım oynarlar ve bizlerde seyrederdik.

Bir gün Demir Abi, Mübin beyi beklerken ben de kendisi ile bir yıldırım oynamak istiyordum ama teklif etmeme imkân yok… Sağ olsun babam devreye girdi ve bir oyun olarak oynamaya başladık. Aancak benim kendisinden puan almam neticesinde o bir oyun oyunlara dönüşmüştü. Bütün dernek başımıza toplanmış izliyordu… Mübin Bey gelene kadar oynadı benimle. Demir Abi en sonunda babama Dr. bu çocuk olmuş dedi. Mutluluğum tarif edilemezdi.

Tamam benim zamanımda kitap vs. yoktu ama Nevzat Süer, Mübin Boysan, Demir Büyüközkaya, Musa Tebi, Cavit Uzman ve Ateş Ülker vardı. Yani bu kişilikler bildiklerini karşılıksız paylaşan çok değerli şahsiyetlerdi. Ve de bildiklerini çok iyi bilirlerdi. Çakma değildiler. Zaten o zamanlar öyle bir oldu da yoktu.”

Mavi Kale’nin Salih Muratoğlu ile yaptığı söyleşide; Muratoğlu,  Demir Büyüközkaya hakkında şu sözlere yer verdi;

“Değerli satranç ustası Demir Büyüközkaya’yı hoşgörü, yardımseverliği ile hatırlıyorum. Satranç emektarı İyi ki vardın”

Hürriyet gazetesinde vefatından sonra yayımlanan haberi;

Satranç ustası Demir Büyüközkaya toprağa verildi

TÜRK satrançına büyük hizmetleri geçen hocaların hocası olarak tanınan 1984 Selanik ve 2000 İstanbul Satranç Olimpiyatlarında A Milli Takım kaptanlığı yapan Demir Büyüközkaya hayatını kaybetti.

74 yaşında vefat eden Büyüközkaya Pendik Yenişeyhli mezarlığında  öğle namazından sonra toprağa verildi. Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Onur Kurulu üyesi olan Demir Büyüközkaya’ı son yolculuğuna TSF Asbaşkanı Kuvay Sanlı, İl temsilcisi Şimten Kanber, arkadaşları, İstanbul Satranç Derneği Üyeleri ve Bosna Sancak Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği Üyeleri uğurladı.

* Son olarak  İstanbul Satranç Derneği’nden  Oskun Anar’ın  ‘Demir Büyüközkaya’ ile yaptığı röportajı sesli dinlemek için tıklayabilirsiniz.

 

Kaynak: Türkiye Satranç Federasyonu, Satranç Okulu, Hürriyet, Mavi Kale, Satranç Severler Birliği, Satranç oyuncuları