İddianame: Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin 16 sanık ve 746 müşteki (şikâyetçi) si bulunan 657 sayfalık iddianamede tüm sanıklar hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, ayrıca; bazı sanıklar için ise “mala zarar verme”, “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması”, “ibadethane ve mezarlıklara zarar verme”, “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet”, “nitelikli yağma” ve “nitelikli yaralama” gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyordu.
Karar : Mahkeme heyeti Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin yargılamada; İddianamede belirtilen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı”ndan 9 sanığın beraatine 7 sanığın dosyalarının ayrılmasına karar verdi.
İddianamede belirtilen suçların gereği olarak bazı sanıklar tutuklanmış, bazıları firar etmiş ve yıllar sonra mahkeme “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs, “mala zarar verme”, “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması”, “ibadethane ve mezarlıklara zarar verme”, “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet”, “nitelikli yağma” ve “nitelikli yaralama” suçları konularında yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı”ndan beraat kararı vermiştir.
İddianamede belirtilen suçlar; en sade vatandaşın bile bir şekilde işlediği veya içinde yer aldığı vakalar olabileceğine rağmen, herkesin canlı tv ekranlarından izlediği gezi parkı olaylarının içinde ve/veya organizesinde yer alan veya bizzat eylemlere katılan kişi/kişilerin suçsuz bulunması/beraati düşündürücü olup, iddia ile karar arasındaki orantısızlık yargıya güveni sarsmıştır. Bu unsurlar (yargı); sizce ne uğruna, kimin için “ayağına kurşun sıkmıştır”.