… İki kötü karakter
… Hala filim fırıldaktasın
Kendince bir haltlar çevirmektesin
Deve kuşu gibisin
Başını kuma gömünce
Beni kimse görmez
Yaptıklarımı çakmaz sanmışsın
Yanılıyorsun…
Sen kendince bir âlemsin
Kendini, çok bir nemenem birşey sanmışsın
Çok aldanmış
Çok yanılmışsın
Bilmezmisin
Kimsenin yaptığı
Kimsenin yanına kar kalmaz
Karşısına elbet çıkar
Aheste ödersin – zorlanırsın
Sen sen ol
Vazgeç bu yanlıştan
Çık o çıkmaz yoldan
EEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE
… Adam yanlış anlamıyor.
Çünkü yanlış.
O yüzden o doğru anlıyor.
Aferin sana
- Avukatlık kisvesi altında sana güvenen – inanan, dostça yaklaşan
- benim şu işim var ilgilenir misin? diyen tüm yakın çevremizi bir güzel dolandırıyorsun.
Sistemli bir biçimde, kılıfına uydurulmuş yalanlarla, davaya girmem vs.
senin jargonun ve ince tehditlerinle zavallı insanları sömürüyorsun.
Olmayan paraları bir şekilde onlara buldurup – hiç acımadan, vicdanın sızlamadan, helal - haram demeden,
ailene harcayabiliyorsun.
Aferin sana.
Bize - nitelikli bir dolandırıcı modelini - süper izlettiriyorsun.
Ama her filmin bir sonu var.
Bu insanlar bir araya gelip seni baroya şikâyet edecekler.
Ve sonra onların da özel hesapları oluşmaya başladı.
Çünkü canları yanıyor ve güvenlerinin alçakça istismar edilmesini kabullenemiyorlar ve bir bedel ödetmeyi düşünüyorlar.
Yol yakınken dön.
Durumu düzelt.
Helalleş.
Sonra sen üzüleceksin.
Bir ömür boyu.
Ve bu utanç senin kariyerinle hiçbir zaman örtüşmeyecek.
Sen bilirsin.
Ben dostça uyardım.
Gerisi sana kalmış.
Karar senin. –
erolyazıcı / ABBEYT ♥️