Johannes Vermeer‘in eseri olan dünyaca ünlü İnci Küpeli Kız tablosu neden bu kadar çok biliniyor hiç düşündünüz mü? İçeriğimizde sizler için İnci Küpeli Kız tablosuna ait detayları açıklıyoruz.
İnci Küpeli Kız, 17. yüzyılın sonlarında Hollanda Altın Çağ sanatçısı Johannes Vermeer tarafından çizilmiş tüm zamanların en iyi bilinen resimlerinden biri.
İnci Küpeli Kız eseri genellikle “Kuzeyin Mona Lisa’sı” ya da ‘Hollandalı Mona Lisa’ olarak da anılmakta.
Resmin bugünkü şöhreti, bir nevi, Tracy Chevalier’in 1999’da yayınlanan, İnci Küpeli Kız’ın perde arkasındaki hayatını ele alan kurgu romanı sayesindedir.
Bahsi geçen roman 2003’te bir Hollywood filmine ardından 2008’de ise bir tiyatro oyununa uyarlanmıştır.
Ancak resmin kalıcı çekiciliği elbette ki bahsi geçen pazarlamalardan çok daha fazlasına sahip.
Tablonun en ilgi çekici yönlerinden biri, resmedilen kişinin gerçekte kim olduğunun kimse tarafından bilinmemesi.
Her ne kadar resme bakan kişi büyük olasılıkla poz vermiş olsa da, pek çok yazar Vermeer’in modelini belirli bir tipe uyacak şekilde idealize ettiğine, ona pürüzsüz, porselen bir cilt; kırmızı, nemli dudaklar ve samimiyetle bize bakan iri, parlak gözler verdiğine inanmakta.
Tüm bu özelliklerle beraber resmedilen inci küpeli kıza vuran dramatik bir ışık, Vermeer’in tablosunun en çarpıcı ve kalıcı yönlerinden biri.
Vermeer, genç kadının gözlerindeki, dudaklarındaki ve kulağından düşen asılı incideki ışığa özellikle dikkat eder.
Ünlü ressamla ilgili yürütülen son çalışmalar, onun bir zamanlar kadının arkasına yeşil bir perde çizdiğini, daha sonra daha büyük bir gizem ve entrika niteliği yaratmak için bu perdeyi daha koyu bir renkle gizlediğini ortaya çıkarmıştır.
1902’de Mauritshuis’de sergilenmeye başladığından beri tüm bunlar değişti.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, Chevalier’in 1999’da yayınlanan romanı en çok satan uluslararası kitaplardan biri olmuş ve tablonun tanınmasına büyük katkı sağlamış.
2014 yılındaki küresel salgın sırasında Banksy mahlasına sahip sokak sanatçısı İnci Küpeli Kız’a maske çizerek Mauritshuis müzesine ilham oldu.
Mart 2023’te Mauritshuis müzesi İnci Küpeli Kız tablosunu sanatçılardan kendilerine has yöntemlerle yeniden canlandırmalarını istedi.
İnci Küpeli Kız, Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in başyapıtlarından biri olan tablodur. Adından anlaşılacağı gibi odak noktası bir inci küpedir.
Eser, 1902’den beri Lahey’de, Mauritshuis’te sergilenmektedir ve çeşitli edebî incelemelere konu olmuştur.
2006’da Hollanda halkı tabloyu Hollanda’nın en güzel tablosu olarak seçti.
Genel olarak Vermeer ve tabloları hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Tablo�“IVMeer” şeklinde imzalanmıştır, ancak tarih atılmamıştır.
Tabloda resmedilen kızın hayal ürünü değil de gerçek bir model olduğu ve kızı ya da bir yakını olduğu düşünülmektedir.
Tablodan esinlenerek kitap yazılmış sonra da beyaz perdeye uyarlanmıştır. Tablo yağlı boya ile yapıldığı ve uzun süre korunamadığından zamanla boyada çatlamalar meydana gelmiş ve bu da tabloya farklı bir göz zenginliği sağlamıştır.
Resim, Hollandalıların 17. yüzyılda portre olması amaçlanmayan bir ‘baş’ tanımıdır. Egzotik bir elbise, oryantal bir türban ve küpe olarak çok büyük bir inci olduğu düşünülen şey giyen Avrupalı bir kızı tasvir ediyor.
2014’te Hollandalı astrofizikçi Vincent Icke, küpenin malzemesiyle ilgili şüphelerini dile getirdi ve aynasal yansıma, armut şekli ve küpenin büyük boyutu nedeniyle inciden çok cilalı kalay gibi göründüğünü savundu.
İş tuval üzerine yağlı boyadır ve 44,5 cm (17,5 inç) yüksekliğinde ve 39 cm (15 inç) genişliğindedir. Üzerinde “IVMeer” imzası var ama tarih bulunmamaktadır. 1665 yılı civarında boyandığı tahmin edilmektedir.
Resmin 1994 yılındaki en son restorasyonundan sonra, ince renk şeması ve kızın bakışlarının izleyiciye olan yakınlığı büyük ölçüde geliştirildi.
Restorasyon sırasında, bugün biraz alacalı olan koyu arka planın, orijinal olarak derin emaye benzeri bir yeşil olduğu ortaya çıktı.