İnsanoğlu, iletişimin ince dokusunu oluşturan işaretlerin kaybıyla baş başa kaldığında, derin bir yalnızlık ve belirsizlik içinde kaybolur. Virgülün kaybıyla başlayan bu yolculuk, düşüncelerin karmaşasına; noktanın yokluğuyla ise belirsizliğin uçsuz bucaksız derinliklerine sürükler. Duyguların ifade bulamadığı bir dünyada, sevgi, öfke ve sevinç gibi temel hislerin kaybolması, insanoğlunun ruhunu karartır.
İnsanoğlu bir gün;
Virgülü kaybetti:
Söyledikleri birbirine karıştı.
Noktayı kaybetti:
Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Ünlem işaretini kaybetti bir günde:
Sevincini, öfkesini, bütün duygularını kaybetti.
Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
İki noktayı kaybetti bir başka gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.
Hayatının sonuna geldiğinde
Elinde sadece tırnak işareti kalmıştı.
“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."
//Alex Kanevsky