İslamHaber Girişi : 03 Eylül 2024 15:00

İnşirah Suresi'nin Arapça Metni ve Türkçe Meali 3. Sayfa

İnşirah Suresi'nin Arapça Metni ve Türkçe Meali 3. Sayfa

İnşirah Suresi'nin Arapça Metni ve Türkçe Meali 2. Sayfa İçin Tıklayın:

 

İNŞİRAH SURESİ VE ANLAMI, MEALİ

Anlamı 

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

Yükünü senden alıp atmadık mı?

O senin belini büken yükü.

Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?

Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.

Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,

Yalnız Rabbine yönel.

 

Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Senin için bağrını açmadık mı?
2- İndirmedik mi senden o yükünü?
3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü? 
4- Senin şanını yüceltmedik mi?
5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul! 
8- Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O'na doğrul!

 

İnşirah Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 94. suresidir. Mekke'de inmiştir ve 8 ayetten oluşur. Sure, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) zorluklar karşısında sabırlı olması ve Allah'ın yardımıyla her zorluğun ardından bir kolaylık geleceği mesajını vermektedir.

 

İnşirah Suresi'nin Arapça Metni ve Türkçe Meali:

Bismillahirrahmanirrahim

1. **Elem neşrah leke sadrek** 

   (Senin göğsünü genişletmedik mi?)

2. **Ve vada'na 'anke vizreke**  

   (Ve yükünü üzerinden almadık mı?)

3. **Ellezî enkada zahrake**  

   (O ki, senin belini bükmüştü.)

4. **Ve refa'na leke zikreke**  

   (Senin şanını yüceltmedik mi?)

5. **Fe inne me'al usri yüsra**  

   (Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.)

6. **İnne me'al usri yüsra**  

   (Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.)

7. **Fe iza ferağte fensab**  

   (Öyleyse, boşa çıkınca hemen (dua ve ibadetle) yorul.)

8. **Ve ilâ rabbike ferğab**  

   (Ve yalnızca Rabbine yönel.)

 

Anlamı ve Tefsiri:

1. **Elem neşrah leke sadrek (Senin göğsünü genişletmedik mi?)**

   - Bu ayet, Allah'ın Peygamber Efendimize huzur ve ferahlık verdiğini belirtir. Bu, onun peygamberlik görevini yerine getirirken karşılaştığı zorlukları aşmasında bir destek olmuştur.

 

2. **Ve vada'na 'anke vizreke (Ve yükünü üzerinden almadık mı?)**

   - Peygamber Efendimizin omuzlarındaki ağır yüklerin Allah tarafından hafifletildiğini ifade eder. Bu, onun peygamberlik misyonunun getirdiği zorlukları kapsar.

 

3. **Ellezî enkada zahrake (O ki, senin belini bükmüştü.)**

   - Bu yüklerin onun üzerinde büyük bir baskı oluşturduğu ve Allah'ın yardımının bu baskıyı hafiflettiği anlatılır.

 

4. **Ve refa'na leke zikreke (Senin şanını yüceltmedik mi?)**

   - Allah, Peygamber Efendimizin adını ve itibarını yüceltmiştir. Onun adı, iman edenlerin kalplerinde ve dillerinde yer bulmuştur.

 

5. **Fe inne me'al usri yüsra (Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.)**

   - Her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylık gelir. Bu ayet, Müslümanlara sabır ve umut vermektedir.

 

6. **İnne me'al usri yüsra (Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.)**

   - Aynı mesaj tekrarlanarak pekiştirilir; zorlukların geçici olduğu ve kolaylığın mutlaka geleceği vurgulanır.

 

7. **Fe iza ferağte fensab (Öyleyse, boşa çıkınca hemen (dua ve ibadetle) yorul.)**

   - Kişi, işlerini bitirdiğinde Allah'a yönelmeli ve ibadetle meşgul olmalıdır.

 

8. **Ve ilâ rabbike ferğab (Ve yalnızca Rabbine yönel.)**

   - Tüm çabaların ve duaların Allah'a yöneltilmesi gerektiği belirtilir.

 

İnşirah Suresi, zorluklar karşısında sabırlı olmayı, Allah'a güvenmeyi ve her zorluğun ardından bir kolaylık geleceğini hatırlatır. Bu mesajlar, Müslümanların hayatında rehberlik eden önemli prensiplerdir.

 

 

94.İnşirah Suresi Tefsiri

 

Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. İnşirah, açılmak, genişlemek demektir.

 

Nuzül

Mushaftaki sıralamada doksan dördüncü, iniş sırasına göre on ikinci sûredir. Duhâ sûresinden sonra, Asr sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

 

Konusu

Sûrede Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’e mânevî lutufları özetlenmekte, her güçlükle birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğu bildirilerek Mekke’de putperestlerin baskısı yüzünden sıkıntı çeken Resûlullah ile Müslümanlara teselli ve ümit verilmekte; onlardan Allah’a ibadet ve itaatlerini sürdürmeleri istenmektedir.

 

Tefsiri

“Senin kalbini açıp genişletmedik mi?” diye çevirdiğimiz 1. âyetteki “şerh-i sadr” kavramını Râgıb el-İsfahânî, “kalbin ilâhî bir nur ile Allah tarafından bir huzur ve sükûnet, bir rahatlık ile genişletilmesi” şeklinde açıklamıştır (el-Müfredât, “şrh” md.). Hz. Peygamber’in kalbinin açılıp genişletilmesi ifadesini, Zümer sûresinin 22. âyeti de dikkate alındığında, onun beşerî idrak kapasitesinin vahiy ile arttırıldığına ve âzami seviyeye çıkarıldığına işaret olarak anlamak uygun olur. Ayrıca müfessirler bunu, ona indirilen vahyi anlaması, koruması ve peygamberlik görevini yerine getirebilmesi için kendisine verilmiş olan zihin açıklığı, mâneviyat yüksekliği gibi mânalarla da açıklamışlardır. Bazı müfessirler ise Duhâ sûresinin devamı mahiyetinde olan bu âyetlerde, bir süre ara verilmiş olan vahyin yeniden başlamasıyla Hz. Peygamber’in mâneviyatının güçlendirildiğine değinildiği kanaatindedir.

 

2 ve 3. âyetlerde, Resûlullah’ın belini büktüğü bildirilen “yükün kaldırılması”ndan maksadın ne olduğu konusunda yapılan açıklamalar içinde (bk. Râzî, XXXII, 4-5) en zayıf olanı “günahlarının, hatalarının bağışlanmış olması” şeklindeki yorumdur. Çünkü onun Câhiliye döneminde puta tapmadığı bilinmektedir, herhangi bir günah işlediği de sabit değildir. Esasen İslâm tebliğ edilmeden onun yasaklarını çiğnemenin günah olduğundan da söz edilemez. İslâm’dan sonra bazı ictihad hataları olmuşsa bunlar da –miktarı az olsa bile– ecir ve sevap vesilesidir. Çünkü isabetli ictihada on, isabetsiz ictihada bir sevap vardır (Buhârî, “İ‘tisâm”, 13, 21; Müslim, “Akziye”, 15; ayrıca bk. Tevbe 9/43; Fetih 48/2). Bize göre Allah’ın bir lutuf olarak onun omuzlarından kaldırdığı yük iki şekilde açıklanabilir:

  1. a) Arasında yaşadığı topluluğun inanç ve ahlâk yönünden içine düştüğü durumdan dolayı duyduğu ıstırabın İslâm sayesinde kaldırılması;
  2. b) Bâtıla karşı verdiği çetin mücadelede birçok ilâhî destek ve inayete mazhar kılınması.

 

Hz. Peygamber’in “adının ve sanının yüceltilmesi”ne müfessirler, Resûlullah’ın adının mukaddes kitaplarda zikredilmesini ve geleceğinin müjdelenmesini, kelime-i şehâdette onun isminin Allah’ın ismiyle birlikte yer almasını, gökyüzünde melekler, yeryüzünde müminler tarafından hürmetle anılmasını, Kur’an’da Allah’a itaatle birlikte ona da itaat edilmesinin emredilmesini örnek gösterirler (bk. Şevkânî, V, 542). Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olması da (bk. Enbiyâ 21/107) onun şanının yüceltildiğini ifade eder. Ayrıca bu âyeti, ileride Resûlullah’ın isminin ve tebliğ ettiği dinin bütün dünyada tanınıp yayılacağını bildiren bir müjde olarak anlamak da mümkündür. Yine, Kur’an’da onun müstesna niteliklerini, Allah katındaki konumu ve değerini açıklayan âyetler de bu bağlamda “adını sanını yüceltme” olarak değerlendirilebilir.

 

Hz. Peygamber ve arkadaşları Mekke döneminde müşriklerin giderek değişik şekildeki işkencelere kadar varan baskılarından acı çekiyorlardı. Bu durum hem peygamberi hem de müminleri üzüyordu. Yüce Allah resulünü ve müminleri teselli edip gönüllerini rahatlatmak için bu âyetleri indirerek sıkıntılardan sonra ferahlığın ve başarının geleceğini müjdelemiştir. Rivayete göre bu sûre inince Hz. Peygamber, 5 ve 6. âyetlerde güçlüğün yanında kolaylığın da bulunacağının iki defa zikredilmesini göz önüne alarak, kendisine inananlara, “Müjdeler olsun! Size kolaylık geldi; artık bir güçlük iki kolaylığa asla galip gelemez!” buyurmuştu (Muvatta’, “Cihâd”, 6; Taberî, XXX, 151).

Oldukça muhtasar ve değişik şekillerde açıklanmaya elverişli olan “O halde önemli bir işi bitirince diğerine koyul” meâlindeki 7. âyetle ilgili olarak çok farklı yorumlar yapılmıştır (meselâ bk. Taberî, XXX, 152; Râzî, XXXII, 7). Bize göre İbn Âşûr’un, âyeti herhangi bir özel iş ve ibadetle sınırlamadan, “Önemli işlerden birini tamamlayınca ardından başka bir işe yönel ki böylece bütün vakitlerini önemli işlerle değerlendirmiş olasın” şeklindeki açıklaması isabetli görünmektedir (XXX, 416-417). Bu yoruma göre âyette Resûlullah’a ve onun şahsında Müslümanlara bütün vakitlerini hayırlı ve yararlı faaliyetlerle değerlendirmeleri, ibadet, dua, tebliğ ve irşad gibi dinî faaliyetlerin de; çalışma, üretme, öğrenme-öğretme, yardımlaşma ve dayanışma gibi dünyevî faaliyetlerin de hakkını vermeleri emredilmiştir.

 

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:643-644

 

 

İNŞİRAH SURESİ

Şerh suresi olarak ta isimlendirilen ve Mekke'de indirilmiş olup sekiz ayetten oluşan inşirah suresi, resmi sıralamada 94, iniş sırasına göre 12. Suredir. Duha suresiyle aynı iniş gerekçesine sahiptir.

Duha suresinde Hz. Nebi’ye peygamberlik öncesi verilen, peygamberlikle verilmekte olan ve risalet sürecinde verilecek bazı nimetler üzerinde durulmuştu. İnşirah suresinde ise hem risaletin verilmesiyle sağlanan hem daha sonra verilecek birtakım nimetler hatırlatılarak morali yüksek tutulmaya çalışılmaktadır. Bu iki sureye “moral sureleri” de denir.

 

SURENİN MEALİ

1-Biz senin için göğsünü açıp genişletmedik mi?

2-3-Böylece belini çatırdatan yükünü(sıkıntını) senden kaldırmıştık.

4-senin için şanını ve ününü yüceltmiştik.

5-Elbette her zorlukla beraber bir tür kolaylık vardır.

6-Gerçekten, her bir zorlukla beraber bir tür kolaylık vardır.

7-8-Bir işi bitirdiğin zaman, hemen (başka) bir işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.

 

1-4. AYETLER

HAZRETİ PEYGAMBER (as)’İN RAHATLATILMASI

Yüce Allah, Nebi (as)’a verdiği nimetleri Peygamberlikle başlamaktadır.

Mekke’nin ağır ahlaksız yapısından bunalan ve bu nedenle Hira’ya çıkan Hz. Peygamber(as), elbette derin bir çaresizlik içindeydi. Şüphesiz ki Mekke’de Hz. İbrahim (as)’den kalma tevhid inancını devam ettiren hanifler vardı ve Hz. Peygamber(as)’ de bu anlamda muvahhid bir insandı. Ancak Nebi (as), kendini aşmayı başaran ve empatiyi bilen bir insan olarak, çevrede olup bitenlerden etkilenmekteydi.

 

Mekke’de gözde ve güvenilir olmasına rağmen, dini içerikli hatırlatmalarda bulunacak bir alt yapıya sahip olmayan bir inanç sistemine sahip değildi. Dini bilgisi kulaktan dolmaya dayalıydı. “Kitap’ı ve “imanı” bilmediği Şura 42/52’de açıkça ifade edilen Hz. Peygamber (as), kendisine ‘’Kitab’’ın verileceğinden kesinlikle haberdar değildi, böyle bir beklentisi de yoktu. Risalet Hz. Peygamber(as) için bir milattı. İnşirah 1. Ayette Hz. Peygamber (as)’in gönlünün rahatlatılmasını ifade eden şerh ve sadr kelimeleri Kur’an’da “manevi rahatlama huzur bulma” anlamında kullanılmakta maddi bir yarma ayırma işlemini ifade etmemektedir. Böyle bir yaklaşımların Kur’an’dan delili yoktur.

 

Hz. Peygamber (as)’in vahiy ile buluşturulması demek olan “gönlünün rahatlatılmasıdır.” Risalet bizzat kendisi için manevi ve asıl doğumdur. Bu olay, herkesten önce O’nun rahatlaması ve huzur bulmasını sağlamıştı.

 

Günümüzde şu husus iyice bilinmelidir: İnsan sıkıntıya düştüğü zaman ümidini yitirmemeli, sığınacağı yeri iyi bilmelidir. Sığındığı hak makamın yardımını daima yanında bulacağını bilmelidir. Özellikle Duha 3. Ayette ifade edildiği gibi, Yüce Allah’ın onu terk etmeyeceğini unutmamalıdır, O’nun gönderdiği son mesaj ile diyaloğunu sıcak tutmalı, Kur’an arkadaşlığını ve dostluğunu her şeyin üstünde bir konuma getirmelidir. Her sıkıntısına Kur’an’da genel anlamda çözümler bulacağını unutmamalı ve Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği son mektubu olan Kur’an’a sıkıca sarılmalıdır.

 

YÜKÜNÜN KALDIRILMASI

Hz. Peygamber (as)’a peygamberlik görevinin verilmesi, bir taraftan toplumla ilgili duyduğu sıkıntıların giderilmesini sağlamış, diğer taraftan bir başka ağır sorumluluğu kendisine yüklemişti.

Kur’an’ın hem bütünü hem de her bir ayeti boş ve faydasızlıktan uzak olduğu için, içerik olarak ta ağır bir nitelik arz etmektedir.

 

Günümüzde Kur’an okurları olarak bizde hem kendi zihni dünyamızdaki yanlışlıklardan Kur’an’ın ışığıyla arınmalı, hem de benzer prangalardan kurtulmanın yolunun Kur’an’a sarılmaktan geçtiğini çevremizdekilere anlatmalıyız. Hz. Peygamber (as)’in sıkıntılarını gideren Yüce Allah, bizlerinde benzer sıkıntılardan kurtulmamız için Kur’an’ı göndermiştir. Olaylara Kur’an penceresinden bakmak demek, Hz. Peygamber’e uygulanan usulü takip etmek, yani sünnetullahı izlemek demektir.

 

Hz. Nebi (as)’nin şanının yüceltilmesi, Kur’an’da adının bazı ayetlerde Yüce Allah ile peş peşe zikredilmesinde de görülür.

 

Diğer Peygamberlere verilen ilahi bilgilerden farklı olarak, Kur’an’da Kâinat kitabına dair bilgiler verilmektedir. Bilim ve teknoloji ile ilgili ufuk kazandıran ve bütün insanlara adeta ev ödevleri veren içerikleriyle bu ayetler, evrensel olarak bütün dikkatleri üzerine çekmektedir. Bu mesajlar anlaşıldıkça, Kur’an’ın nasıl yüce bir kitap olduğu elbette anlaşılacaktır.

 

5-6. AYETLER

ZORLUK-KOLAYLIK İLİŞKİSİ

Bu ayetlerde, öncelikle Peygamberimize ardından herkese yönelik çok önemli mesaja yer vermektedir.

Allah’a karşı duyarlı olanlara, Yüce Allah mutlak surette bir çıkış yolu yaratacaktır. “Allah’a güvenen kişiye Allah yeter” Nebi (as) bizlere şu eskimez ilkeyi bırakmıştır. “Hiçbir zorluk iki kolaylığa galip gelemeyecektir.” Demek ki ayetlerde ki husus, her bir zorluğun karşısında en az iki kolaylığın bulunduğu gerçeğidir. Kul olarak üzerimize düşen görevi hakkıyla yapmaya çalışmaktır. Yüce Allah doğru iş yapanların yardımcısıdır. Muhammed/7. Ayet gereği, hayırlı işler yaparken Yüce Allah’ın yardımının bulunduğu akıldan çıkartılmamalı ve Yüce Allah’ı hesaba katmak unutulmamalıdır. Çünkü dost, vekil, şahit ve yardımcı olarak Allah yeter.

 

7-8 AYETLER

DİK DURŞ-ALLAH RIZASI İLİŞKİSİ

“Boş zaman” anlayışının bir Müslüman da olmayacağı ve meşguliyetlerde Allah rızasının gerekliliğine dikkat çekilmektedir.

Samimiyet yorulmayı gerektirir.

7. Ayette kastedilen husus, Hz. Peygamber (as)’in her yoğunluğunun bir kolaylıkla karşılanacağı ve zorlukların kucağına terk edilmeyeceği bilgisi ona verilmesidir.

Müslüman, dik durmayı ve sağlam bir duruş sergilemeyi başaran sağlam bir insandır.

Müslümanın hayatında lüzumsuz tatile yer yoktur. Mü’minun 3. Ve Furkan 72. Ayetlerde vurgulandığı üzere, Müslüman boş ve anlamsız işlerden kaçınan, hayatında gereksiz işlere yer vermeyen, tatil kavramını iş ve meşguliyet değişimi olarak yeniden belirleyen ve sahip olduğu her konuda doğru iş yapıp üretken olmayı başaran insandır. İnşirah 7. Ayetten günümüze böyle bir sonuç çıkartmak, ayetin evrenselliğinin gereğidir.

ALLAH’A YÖNELİŞ ESASTIR

Niyetini Allah rızası diye belirleyenler, işlerinde olumlu sonuç alsalar da almasalar da sonuçta, gereken fedakarlığı yaptıkları için Allah katında ödüle hak kazanırlar. Müslümanın hayatında niyetini doğru belirlemek kaydıyla “kaybetmek” diye bir şey olmadığı anlaşılmaktadır.

Rağbetin sadece Yüce Allah’a olması, davetin ve çağrının da Ahzap/46 gereği “Allah’ın izniyle sadece Allah’a olmalıdır.”Rağbet, bir taraftan Allah’ı gönülde hazır etmeyi gerektirirken, diğer taraftan ilgi ve fedakarlığı da aynı tarafa yönlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Bu surede Allah Rab sıfatı ile sahip çıkma, yetiştirme, eğitme ve terbiye etme yönünü ifade ederken, diğer taraftan da Hz. Peygamber’in sahipsiz bırakılmadığını, daima desteklendiğini, yalnızlığa terk edilmeyeceğini ve özellikle de bir kul olduğunu unutmamasını öğütlemektedir. İnsanlık için en önemli tehlikelerden biri, kendisini yeterli görmesidir. İşte bu iki surede bütünüyle Kur’an’da Allah’a nispet edilen Rab kelimeleri, insanların böyle bir yanlışlığa düşmemesini sağlayan hatırlatmalar içermektedir.

 

İNŞİRAH SURESİNİN GENEL MESAJLARI

Allah için sıkıntı çekenlerin, bundan kurtulacağı ve Allah yolunun şerefli yolları olarak onur ve haysiyetinin artacağı da belirtilmiş olmaktadır.

Müminleri teselli, motive etmek üzere “Her zorlukla beraber mutlaka en az bir tür kolaylığın bulunduğu” beyan edilerek Yüce Allah’ın, kulunu yalnızlığa terk etmeyeceği ve onu çaresizlikler içinde bırakmayacağı anlatılmak istenmektedir.

Bir işi bitirince hemen yeni bir işe başlanılmalı, bitirilen işin arkasından dik durulmalı baştan savmacılık ya da nemelazımcılık yapılmamalıdır. Sadece Allah’a yönelmenin önemine vurgu yapılarak, insanların niyetlerinde yanlış bir yöne kaymamanın önemi dile getirilmektedir.

 

Rabbimiz bizimde yüreğimizi vahyin aydınlığıyla buluştursun ve onun eşsiz işlerini hayatımızın vaz geçilmez değeri haline getirsin inşallah.

Kaynak: Kısa surelerin tefsiri 1. Cilt. PROF. DR. MEHMET OKUYAN.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.