İş Hayatının Kul Hakkı ile ilişkisi

İŞ HAYATININ KUL HAKKI İLE İLİŞKİSİ
Allah’ın (c.c) huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah (c.c) tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah (c.c) kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir.

Birinin canına ve malına zarar vermek, şeref ve haysiyetini lekelemek, şakayla da olsa üzmek ve korkutmak, aldatmak, rüşvet alıp vermek, borcunu geciktirmek, lüzumsuz yere vaktini almak gibi hususlar hep kul hakkını ihlâl etmektir.

Cenâb-ı Hak, insanları kul hakkından nehyederek şöyle buyurur: “Mallarınızı aranızda bâtıl sebeplerle yemeyin! İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için, onları hâkimlere rüşvet olarak vermeyin!” (Bakara, 188; Nisâ, 29)

Kul hakkı yemenin en tehlikeli çeşidi, devlet ve vakıf malı gibi âmmenin ortak hakkı olan şeyleri haksız yere gasbetmek ve uygunsuz bir şekilde kullanmaktır. Bu haksızlık, ferdî haklara göre daha tehlikelidir. Zira sonunda pişman olunsa bile bütün hak sahiplerinden helâllik olmak mümkün değildir.

Biz iş hayatının çalışan bireyleri olarak bu konuda hangi özeleştiri içindeyiz, neyi ne şekilde kendimize hak görüp, uyguluyor ve/veya kullanıyoruz. Örneğin; Bu ülkenin insanının vergileri ile yapılmış okulları ve bu okullarda çalışan temizlikçisinden hocasına (öğretmen-öğretim görevlisi) kadar bütün maliyetleri karşılanarak okumuş meslek sahibi olmuş kişileri, devletin kurumlarında eğitimine uygun hangi faydayı üretmiş veya üretme çabası içinde olmuş, bir özeleştiri var mı ?

Bu ülkenin din hizmetlerinde bulunan kişilerinin, hangi faydayı ne şekilde hangi zaman dilimine insanlara sağladığı, örneğin camii cemaatine hangi faydayı “örneğin; kul hakkı nedir, neler kul hakkına girer gibi konularda” bilgilendirip bilgilendiremediği ile diğer konuların içeriğinin önemini dikkate alarak ne kadar zaman diliminde verdiği ve bu zaman dilimindeki iş kaybı (çalışan personel) konularında bir öz eleştirisi var mı ? Yani diyorum ki çalışma saatlerinde insanları ibadet mekanlarında gereğinden fazla tutulması iş, aş ve hizmet bekleyen insanların “kul hakkı”na girmez mi ?

Köşe Yazarı Abdurrahman Ayar’ın diğer yazıları

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.