İstanbul Anlat
Sen
hiç İstanbul’u dinledin mi, gözlerin kapalı?
Sokaklardan
çığlıklar, inlemeler, cinnet sesleri yükselmekte;
Yol
verme kavgasına tutuşmuş kendini şoförden sayanlar…
Can
havliyle yardım dilenenler…
Eziyet
görenler…
Kendinden
geçmiş bir halde ne yaptığını bilmeyenler…
Hırsızlar,arsızlar, zorbalar sarmış her bir yanı.
Sen
hiç İstanbul’u dinledin mi, gözlerin kapalı?
Hani
nerede sürü sürü, çığlık çığlık kuşlar?
Betona
döndü her yer, nasıl cıvıldasınlar?
Nerede
ayakları suya değen kadın?
Sahil
kaldı mı ki suya değsin ayaklar?
Doklardan
gelen çekiç sesleri de yok artık,
Şantiyeler
inletir oldu her bir yanı.
Sen
hiç İstanbul’u dinledin mi, gözlerin kapalı?
Cıvıl
cıvıldı çarşı pazar;
Birbirine
selam verir, tebessüm ederdi insanlar.
Her
yerde güller, mimozalar, begonyalar açardı.
Komşu
sohbetleri bahçelerden taşardı.
Ne
bahçe, ne çiçek, ne de komşuluk kaldı…
Ah
İstanbul!
Sen
mi değiştin yoksa biz mi değiştik?
Sen
mi bizi değiştirdin yoksa biz mi seni değiştirdik?
İstanbul
anlat,
Seni
dinliyorum, gözlerim kapalı…