İnsanlar Karanlık yüzlerini karşısındakilere göstermeyi pek sevmezler çünkü öyle görünmek işlerine hiçbir zaman gelmez.
Genelde tatlı dilleriyle sevecen yüzleri ile ortada gözüken bu insanlar iç dünyalarının karmaşalarında, karanlıklar içinde nefret doludur.
Darmadağın olmuş hayatların üzerine inşa edecek basamak olarak kullanacakları kişilikler ararlar genelde de çabuk bulurlar.
Etraflarında sevgiyi aç ,tatlı sözlere ihtiyacı olan kişiler o kadar çoktur ki bunda da sıkıntı çekmezler egolarını onlar da uygulamayı çoktan seçmişlerdir.
Zamanımızda erkek kadın ayrım yapmadan karanlığın içine yürüyen içinin kötülüğünü dışa vurmaktan itinayla sakınan bu kişilikler hayatta nice hayatları da mahvetmişler.
Yaşamak direnmektir derler karanlıkların içinde kaybolmaları sonradan yok oluşları insanlıktan hiç nasibini almamışlıklarla birlikte yeniden oluşmaları.
Üşüyorsa bir insan bu sıcağın eksikliğidir , karanlıksa ortalık ışığın eksikliğidir. ama hem üşüyüp karanlıktaysa o insan sevdiğinin ve sevgisizliğinin eksikliğidir.
En karanlık günlerde bile umutlar vardır ve hep var olacaktır aydınlık günlerin beklentisidir yaşanılan.
Hayat bütün karanlıklara , sebepsiz nedenlerin beklenmesine rağmen yaşanması , hakkının verilmesi gereken yerdir.
Kurulan tuzaklar ,tehlikeler her ne kadar yaşamı zorlaştırsada hakkını alacak ayrıntılarda gizlidir sürprizlere karşı her zaman tetikte olmak demektir hayat.
Dümdüz olsaydı yaşam hep mutluluk içinde var olsaydı hikayeler ,
Heyecanın önemi acılardan sonra gelen sevinçlerin verdiği heveslerinin değeri hiç anlaşılmazdı.
Alma verme olguları içerisinde geçiyor yaşamlar, biri eksilirse terazideki dengelerde bozuluyor.
telafisi ise bir ömüre mal olabiliyor.
Karanlıklar olacak ki aydınlığa çıkılabilsin ,eksiler olacak ki artıya geçilebilsin düzenin tamamlanması için….
Sevgide Kalın…..