“Gün, bir siyasi parti günü değil, gün artık bir Türkiye günüdür” diyen Kılıçdaroğlu, “Ya demokrasi ya diktatörlük ortasında tercihimiz olacak. Demokrasiden yana, insan haklarından yana, adaletten, haktan, hukuktan yana, kadın-erkek eşitliğinden yana uğraş edeceğiz. Herkesin karnının doyduğu, her meskende huzurun ve rahmetin olduğu bir Türkiye için çalışacağız. Esnafın ve çiftçinin pandemi devrinde aldığı kredilerin faizlerini sileceğiz. Onların huzur içinde hizmet vermelerini ve kazanmalarını sağlayacağız. Beşli çete kazanmayacak; çiftçi kazanacak. Beşli çete kazanmayacak; esnaf kazanacak” sözlerini kullandı.
“Bu kentte tarım mı yapılır, diyenlere bence kıymetli bir ders veriyoruz” diyen İmamoğlu da “İstanbul'da yaptığımız bu uygulama, Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde, yeni hükümetimizde, Türkiye'nin tamamına sağlayacağımız ziraî takviyelerin bir örneği üzere. Zira biliyoruz ki, kırsalını desteklemeyen, tarımını desteklemeyen, hiçbir toplum huzurlu olamaz, aç kalır. İşte o denli bir toplumda, gidersiniz kıymanın kilosunu 300 liraya bile alamazsınız. İşte bunları bilakis çevirmemiz lazım” biçiminde konuştu.
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, İstanbullu çiftçilere sığır süt yemi ve mazot dağıtımını kendi elleriyle başlattı.
Kılıçdaroğlu: “Kucaklaşan bir Türkiye vaat ediyorum”
Kalabalığa konuşan Kılıçdaroğlu, “Baharı bir arada getireceğiz, birlikte getireceğiz, göreceksiniz” kelamlarıyla başladı. “Güzel Türkiye'de daima birlikte yaşayacağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Kadını, erkeği, yaşlısı, genci daima birlikte huzur içinde yaşayacağız. Kelamım söz; size hakikaten de keyifli bir hayat vadediyorum. Huzurlu bir ömür vadediyorum. Gerginliklerden arınmış bir Türkiye vaat ediyorum. Kucaklaşan bir Türkiye vaat ediyorum. Az evvel, İBB Liderimizi, Cumhurbaşkanı Yardımcımızı dinlediniz. Çatalca'nın köylerine yaptığı yardımları da söz etti. O Çatalca'ya, biz bütün Türkiye'ye tıpkı yardımları yapacağız. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Sevgili anneler; evlatlarınızı okula gönderirken beslenme çantası uygulamasına artık son. Zira evlatlarımız, okulda arkadaşlarıyla birlikte suyunu içecek, sütünü içecek, yemeğini yiyecek; karnı tok, konutuna dönecek. Böylelikle hiçbir anne, ‘Acaba beslenme çantasına bugün ne koyayım’ diye düşünmeyecek. Evlatlar hepimizin evladı ve hepimizin evlatları, en düzgün beslenmeyi hak ediyorlar. 21 yıldır yapamadılar. Allah nasip eder, göreceksiniz, birinci öğretim devrinde yapacağız. Bütün Türkiye duyacak, bütün dünya duyacak.” tabirini kullandı.
Altı başkan olarak demokrasi için bir ortada olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu kelamlarının devamında şunları söyledi:
“Tek amacımız; Türkiye'de herkes huzur içinde yaşasın istiyorum. Az evvel Ekrem Liderimiz söyledi, ‘Partizanlık yapmayacağız’ diye. Evet, partizanlık yok. Kişinin kimliği başımın üstüne. Kişinin inancı başımın üstüne. Ben şuna bakacağım: O meskende herkeste huzur var mı? O konutta çocukların karnı tok mu? O meskende anne, çocuklarını huzur içinde yatağa yatırıyor mu? O meskende huzur varsa, benim için de bütün dünyada ve Türkiye'de huzur var demektir. Lakin bir çocuk açsa, artık diyeceğim ki, ‘86 milyon açız.’ Zira, ‘O çocuğun evvel karnının doyması lazım’ diyeceğiz. İdeolojim bu, inancım bu, dünyaya bakışım da bu. Saraylarda oturmayacağız; onu da söyleyeyim. Saraylarda oturmayacağız. Çankaya Köşkü'ne, Gazi Mustafa Kemal'in oturduğu, Türkiye'yi yönettiği yere gideceğiz. Onlar sarayın meraklısı. Onlar para meraklısı. Onlar dolar meraklısı. Onlar haram yeme meraklısı. Ancak biz de o denli bir merak yok. Çok şükür mütevazı yaşıyoruz. Hoş yaşıyoruz. Herkese hizmet etmekten de onur duyuyoruz. Herkesle bir arada olacağız. Birlikte olacağız.”
Önceki seçimlerde AK Parti ve MHP'ye oy veren vatandaşlara da seslenen Kılıçdaroğlu, “Türkiye'ye bakınız. Her yerde bir huzursuzluk var. Her yerde bir sorun var. Esnaf hayatından mutlu değil. Çiftçi hayatından şad değil. Evladını üniversiteye gönderen anne-baba hayatından mutlu değil. Herkeste bir telaş. ‘Ne olacak bu memleketin hali diye?’ Onlara sesleniyorum. 21 yıldır ülkeyi yönetenler, bugün Türkiye'yi nereye getirdiler? Herkese el-avuç açar duruma geldik. Bakınız Suriye'de 34 askerimiz şehit oldu. Beyefendi, koşa koşa Putin'in kapısına gitti. Dakikalarca bekletti Putin kapısında. Kronometreyi açtı, bütün dünyaya onu gösterdi. O, Türkiye Cumhuriyeti için bizim kabul edeceğimiz bir olay değildir. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, bir diğer ülkenin Liderinin kapısının önünde saatlerce, dakikalarca beklemez. Bekletmeyeceğiz ve olmayacak bu türlü bir tablo. Meğer ne olması gerekirdi? Şehit olan bizim askerimiz. Onların bizden özür dilemesi lazım değil mi? Ne diyor? ‘Dünya lideriyim’ diyor. Sen geç onları. Kapıda bekledin mi? Dakikalarca bekledin mi? Kronometre açıldı mı? Geç onları, geç” tabirlerini kullandı.
“Biz en başından beri; Çatalca, Silivri başta olmak üzere, bu kentin bilhassa tarımla alaka kurabileceği her alanına itinayla baktık” diyen İmamoğlu, “Şile, Pendik, Sultanbeyli'nin bir kısmı, Sarıyer, Arnavutköy'ün bir kısmında 600’ün biraz üzerinde insanımız çiftçilik yaparken, artık desteklerimizle birlikte, 8000’in üstüne çıkan bir sayıda insanımız tekrar topraklarında üretmeye başladı. Bu, bizim için çok değerli bir gurur vesilesi. Ziraî desteğimizin sürdüğü vakit, insanlarımızın nasıl karşılık verdiğini biliyorum. Biz, 8 bin 200’ün üzerindeki çiftçimize tohum dayanağı veriyoruz. Fide dayanağı veriyoruz. Silajlık mısır dayanağı veriyoruz. Buğday tohumu veriyoruz. Büyükbaş hayvan yemi veriyoruz. Arı yemi veriyoruz. Gübre takviyesi veriyoruz. Mazot dayanağı veriyoruz. Hem de çiftçinin mazotunu tankerlerle traktörünün yanına kadar götürüyoruz” biçiminde knouştu.
İktidar kanadının vatandaşlara, “Ya bendensin ya da bertaraf ol” anlayışıyla yaklaştığını vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Milleti ortadan bölüyor. Bakınız; 4 yıldır bizimle iş birliği yapmayan bir hükümetle karşı karşıyayız. Burada Çatalca Belediye Lideri, diğer bir partiden. Ben, buraya gelirim. Her gelişimde kendisini haberdar ederim. Ha katılmaz. O kendi bileceği iş. Fakat ben haberdar ederim. ‘Gel, birlikte gezelim, konuşalım, problemleri tespit edelim, birlikte çözelim’ derim. Siyaset sandıkta biter. Fakat bunların hayatı siyaset, hayatı partizanlık. Hiç bırakmıyorlar. Milleti oylarıyla bölüyorlar; üçe, dörde, beşe. Artık birleşme vakti. Birliğin gücünü halkımıza gösterme vakti. Cumhurbaşkanımız, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı için tarihi bir gayret verdi. Altı partiyi bir ortaya getirdi. Ve birlikte çok güçlü bir Türkiye inşası için çalışıyorlar. Sayın Genel Liderimiz, bize de vazife verdi. Bana da misyon verdi, size selamını getirdim, Sayın Mansur Yavaş'a da vazife verdi. Biz, Türkiye'nin hangi belediyesi olursa olsun, memleketimizin kaynaklarını herkese eşit bir biçimde hizmet edecek halde yönetecek ahlaka sahibiz. Biz, milletin bir kuruşunu bile itinayla harcarız. Motamot İstanbul'da yaptığımız üzere. O bakımdan sizlere layık olmaya devam edeceğiz. Size kelam veriyoruz.”
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, konuşmalarının akabinde İstanbullu çiftçilere sığır süt yemi ve mazot dağıtımını kendi elleriyle başlattı.
Hibya Haber Ajansı