KİME ÇEKMİŞ?..(Mizahlı Hikaye)                                    

Bir torunum daha oldu…

Ötekinin pabucu dama atıldı,herkes yeni gelen bebeğin etrafında pervane.Ailenin gözbebeği…

Bebek de maşşallah,çok sevimli,çok güzel,herkesten bir şeyler almış,ağzı burnu,kaşı gözü,bakışı gülüşü,her tarafı ayrı ayrı aileden birine çekmiş..

Babası,”Şunun gülüşüne bakar mısınız,tıpkı ben..Tıpkı benim gülüşüm..Yerim senin gülüşünü ben!.” diye diye seviyor bebeği..

Hakikaten de gülüşü aynı babasının gülüşü..O da babası gibi sadece ağzıyla gülüyor.Gülerken gözleri gülmüyor,sadece ağzı gülüyor,gözler,ilgiyle,merakla etrafına bakıyor.

— Ama bakışları tıpkı annesinin bakışları..

Karım böyle söyleyince,gelinimiz,yani bebeğin annesi sevindi,

— Gerçekten mi?..Bakışları bana mı benziyor,hiç dikkat etmemiştim..

— Benziyor benziyor..Bakışları tıpkı senin bakışların.Aynı meraklı bakışlar.Sen de öyle bakıyorsun.Oğlumla evlenip bu eve geleli beş sene oldu,hala,”Benim burda ne işim var?.Burası neresi?.Siz kimsiniz?..” der gibi,merakla,endişeyle bakıyorsun ya etrafına,o da öyle bakıyor.

Gelinim eğildi beşiğe,”Yerim senin annesine benzeyen bakışlarını!” diye diye sevdi bebeği.

— Yüzünün şekli Ercüment dayısına benzemiyor mu??..

— Evet evet..Önden bakınca aynı Ercüment dayısı.

— Ama yandan bakınca da Halime halasını hatırlatıyor sanki..

— Doğru valla..Çevir bakayım yüzünü yana doğru?..

Vallahi öyle..

Önden Ercüment,yandan Halime..

— Kaşları Timuçin eniştenin kaşları gibi değil mi?

— Hakkaten öyle..

— Kulakları da Ekrem amcasının kulakları.Kepçe kepçe.

Baktım herkes bebeğin bir tarafını aileden birine benzetiyor,alnı boş kaldı,ben de alnına talip oldum,

— Alnı bana benzemiyor mu?..Tıpkı benim alnım..

— Yok Süha..Senin alnın tümsekli.Baksana,onunki düz.

— Büyüyünce tümsemez mi?..

Benim de bebekken alnım düzmüş,büyüdükçe dışarıya doğru tümsemiş..

Şekil olarak yani…

— Yok Süha,bebeğin alnı anneannesinin alnı.Alnı anneannesine çekmiş.

— O zaman,çenesi bana çekmiş.

Buna da oğlum itiraz etti,

— Yapma baba,ne alakası var,çenesi aynı ben.

— Nasıl sen?

— Baksana,çenesi tıpkı benim çenem.Onunki de benimki gibi top çene.Ben niye top sakal bırakıyorum?.Çenem top çene olduğu için.

Sonra da bebeği beşikten aldı,”Çenesini çenesini” sevmeye başladı..

— Kurban olurum senin çenene ben!..Yerim senin çeneni ben!..

Kim bebeğin neresini kendisine benzetiyorsa,orasına kurban oluyor,”Yerim senin oranı” diye diye,orasından seviyor.

Ben de seveceğim bebeği ama bir türlü bana benzeyen bir tarafını bulamıyorum..

Burnuna talip oluyorum,”Burnu tıpkı benim burnum,burnunu benden almış” diyorum,”Hayır!.” diyorlar,”Burnu kendi burnu.Burnunu kimseden almamış,kendi yapmış..”

— Elleri?

— Babasının elleri..

— Ayaklar?

— Annesinin.

— Parmaklar?

— Teyzesinin.

— Tırnaklar?

— Yengesinin.

Bütün sülale bir araya gelmiş,herkes bir tarafını koymuş,hep birlikte yapmışlar bebeği sanki..

Bebeğin her tarafı birine çekmiş,bana çeken bir tarafını bulamıyorum..

— Yatışı bana benzemiyor mu?.Ben de böyle yatıyorum,yatışı bana çekmiş.

— Ay ne var öyle yatmakta Süha?..Sırtüstü yatıyor işte..

— Olur mu canım?..Bir sürü yatma şekli var..Sırtüstü var,yüzüstü var,kelebek var,kurbağalama var…

— Sen yüzmeyle karıştırdın Süha.

— Yapma ya?…Ben de diyorum niye sabahları yorgun kalkıyorum?..

Bak bak,kafasını sağa çevirdi.Aynı ben!..Ben de kafamı öyle sağa çeviriyorum.Yerim senin kafanı sağa çevirmeni ben!.

Bebek,aşırı ilgiden huzursuz oldu,yüzünü ekşitti,oğlan atıldı bebeğin üzerine “Yerim senin huzursuzluğunu.Tıpkı benim gibi huzursuzlanıyor.Huzursuzluğu bana çekmiş” diye diye sevmeye başladı..

Bebeğin ön yüzünde bana çeken bir yerini bulamayınca,tuttum,ters çevirdim,sırtına,beline,topuklarına falan bakıyorum,bebek ağlamaya başladı.Teyzesi,”Ağlaması bana çekmiş,yerim senin ağlamanı!” diyerek kucağına aldı,sallayıp susturdu,bu kez babası “Susması bana çekmiş,tıpkı benim gibi susuyor” dedi..

Bebeğin hıçkırığı tuttu,altına yaptı,babaannesi onu da büyük oğlumuz Sedat’a benzetti,

— Tıpkı Sedat amcası..O da hıçkırınca altına kaçırırdı.Altına kaçırması Sedat amcasına çekmiş..

“Yerim senin kaşını,yerim senin gözünü,yerim senin gülüşünü,ağlayışını” diye diye bebeği kucaktan kucağa dolaştırıp,kendilerine benzeyen taraflarına odaklanarak sevdiler..

En son karım bebeği bana uzattı,

— Al Süha,biraz da sen sev.

— Ne sevecem yaaa?..Hiç bi tarafı bana çekmemiş ki!…

Ayıptır,insan bir tarafını da bana çektirir…Ben dedesiyim,o kadarcık hatırım yok mu?..

Verme bana,istemiyorum,hiçbiyeri bana çekmeyen bebeği sevmem ben!…

Biz en çok bize benzeyen insanlarla anlaşır,en çok onları severiz ya,ben de doğal olarak,hiç bir tarafı bana benzemeyen bu bebeğe ısınamadım.

Öbür torunumun da bana çeken,bana benzeyen bir yanı yoktu.Büyürken yakından ilgilenip,bazı huylarını kendime benzettim de öyle sevdim..

Buna da öyle yapmayı düşünüyorum..

Yoksa hiç içimden gelmiyor sevmek…….

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.