KIRGINIM

Ölürümde vazgeçmem dediğin herkesten vazgeçer,
alışamam  dediğin herşeye  alışırsın ,
hiç özlemem dediklerini özler,
özlerim dediklerinden soğursun.. 
 
Neler yaşadım neler gördüm hem okudum hem yazdım onca yer gezdim 
Bulamadım zengini Üzgün değil kırgınım sadece hayat ssna...
 
Ben hala çocukların oyun oynadığı evlerin tek katlı bahceli olanlarını  sevi-yorum  sokakların çocuk sesi ile çınlayan,tek kale futbol    oyunları seven, 
Eşyaların da ruhu  olduğunu düşünen,
hâlâ goderilmemiş mektuplar yazan ama hiç göndermeyen,
eski kelimeleri şiirlerinde gerdanlık gibi dizen, 
şimdiki kısa anlamsız  geyik muhabbetlerinden hoşlanmayan  geçiştirilmiş cümlelerden
hiç haz etmeyen, 
eski şarkılarda “mazi kalbimde bir yaradır”
denince uzaklara dalıp giden, bir bireyim
 
Sözlerden çok gözlerin  konuştuğunu bilen  hisseden, 
 
Bazı gönüllerde  hala ahtı ve vafanin kalıcı  dostlukların yaşandığını bilenle kuslari gibi zamana yenik düşen eski kafalı biriyim işte.
 
Evet ne garip şimdilerde
her şey var ama hiçbir şey yok gibi değil mi?
 
Ve ne garip
herkes kalabalık ama herkes kendi içinde yapayalnız sanki baktigim her süratte maske var gibi…
 
En çok da kendime... .
Susmalara sardığım yüreğime...
iki kelimeyi bir araya getiremeyen dilime şaşıyorum  bu ben miyim acaba... 
 
Ne zaman konuşmak istesem boğazımda düğümlenen  kelimelerde takılıp kalıyorum ... 
 
Hiç takatim yokken ruhum iflasın eşiğinde iken güçlü gibi görünmeme...  kırgınım ! 
 
Zamanın darlığından çok daralan nefesime...
Hiç duyuramadığım sesime... 
 
Baharlar gelse bile içimdeki sonbahar mevsiminde açan güle 
Kızgın değil kırgınım sadece... 
 
Hiç dolmayan iç boşluğumda...
 
Kendime uzak kalışıma... 
Kendimi hiç bir gönülde  bulamayışıma... 
Kendimden kaçarken kendime yüzleşmenin  hüznü de boguluyorum
 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.