KOD ADI: AYAĞA KALK SAKARYA! - 1

Cumhur ittifâkına oy versin ya da vermesin.

Akl-ı selîm, îzan, insaf ve vicdan sâhibi olan, Vatan ve Millet’ini seven herkes yıllardır:

     *Kündeden,  boyunduruktan ve prangadan kurtulmayı ve ayağa kalkmayı bekliyor.

   *”Dış mihrak olan müstevlîler” ile “emellerini müstevlîlerin emelleri ile tevhîd edip Millet’in maddî ve mânevî varlıklarına çöken “iç maşa” kişi, örgüt,  cemiyet, cemâat ve partiler”e okkalı bir operasyon yapılmasını bekliyor.

    *Bu operasyonun:

        -”Hiçbir devlet, kişi, parti, örgüt, cemiyet ve cemâat ayırımı olmaksızın” yapılmasını bekliyor!

          -Aynı karakter ve niyeti taşıyanlara ibret olacak; bir daha ayağa kalkamayacak ve niyet edemeyecek şekilde yapılmasını bekliyor!

Hükûmet; her türlü hukûkî, teknik ve lojistik hazırlıklarını tamamlamış ve gardını almış olmalı.

Öyle olmalı ki: “Hayatta cesâret edemez ve bedelini göze alamaz!” diye düşünülen dış operasyonları Libya, Azerbaycan, Irak, Suriye, Filistin ve Sudan gibi ülkelerde biiznillâh başlatarak niyetini belli etti; Türk ve Türk’ü seven herkesi mutlu ve mes’ûd ve bahtiyâr etti.

Nihâyet Hükûmet; yine aynı şekilde, “Millet’in yaka silktiği maşalar”a yönelik olarak “hayatta cesâret edemez ve bedelini göze alamaz!” diye düşünülen iç operasyonları da başlattı.

Operasyonlar,  “dış cephe mantolama ve mıntıka temizleme”nin devâmı niteliğinde: Yaklaşık bir yıldır seslendirilen "iç cephe kuvvetlendirme ve mekân temizleme" mâhiyetinde, “her cenah ve cephede”  ayrı ayrı olacak şekilde başlatılmış olmalı.

Süreç; karar alan belediye meclisleri ve her yıl denetleyen müfettişleri gibi iç denetim mekanizmaları, Sayıştay ve Devlet Denetleme Kurumu gibi dış denetim sistemleri eliyle değil de “parsadan payını alamayan CHP’lilerin ihbârı” ile başladı.

Böyle etkin bir denetim mekanizmasına ve açık delillere rağmen:

     *Söz konusu operasyonların “parsadan payını alamayan CHP’lilerin ihbârı ile başlaması” ve buna rağmen “adlî sürecin suçunun Hükûmet’e yıkılması”,

   *15 Temmuz hâin kalkışmasına utanmadan ve arlanmadan “kontrollü tiyatro” diyenlerin; açık seçik kule kule, deste deste,  tomar tomar, valiz valiz, çekmeceler ve kasalar dolusu rüşvet ve rant paralarının,  para hareketlerinin, yüz yüze ve telefonla görüşmelerin olduğu suç örgütlenmesine karşı adlî kurumlar eliyle yapılan yasal işlemlere “sivil darbe” demesi,

Tartışılması gereken bir konu olsa da bir şekilde operasyon başlamış oldu.

Söz konusu operasyonun, kimlere ve ne zaman yapılacağı muhâtapları tarafından “her nasılsa” öğrenilmiş olup operasyon yiyecek olanlar; operasyon ekibini gece yarısında ve sabahın köründe bile takım elbiseli ve kravatlı şekilde avukatları ile karşıladı.

Ortalık çok pis ve dağınık olmalı ki; ancak bir iki gün önce yapılan “geleneksel bayram temizliği”, bu sefer nerede ise 15 gün önce yapılmaya başlandı.

Temizliğe,  "atıştırmalıklar ve ön sıcaklar" mâhiyetinde; enik cücük partili ve parti başkanları, gazeteci, iş adamı ve sanatçıları gözaltına almakla ve tutuklamakla başlandı.

Anayasa koruması altında örgütlenen baro vb. “kamu kurumu niteliğindeki meslekî örgütler”e kayyum atamaları da yapıldı.

Hâzır işe el atmışken ve dumanı üstündeyken; bu kolda, “sivil toplum ve meslek odası görünümlü şer ve rant odakları” olan:

     *Eczâcılar,  tabipler, mîmarlar ve mühendisler odası gibi odalar ile dernekler ve vakıflar gibi sivil toplum örgütlerine,

     *Üye ve ortaklarının âidatlarına çöküp hiçbir hizmet üretmeyen ticâret, sanâyi, esnaf ve zirâat odaları ile üretici birlikleri, ıslah birlikleri ve kooperatiflere

Kayyum atamaları ile devâm edilmelidir.

Biz bugünlük, en sıcak konu olan Ekremgiller ve CHP konusunda birkaç kelâm edelim.

Etme bulma dünyâsı: “Yapma Ekrem, delikanlı ol Ekrem, âdil ol Ekrem!” sözlerini dikkate almayan Ekrem efendi, Reis’i sürekli zorladıkları konu olan diploma konusu üzerinden patladı.

Hemen eşzamanlı olarak “huylu huyundan vazgeçmez!” atasözünü bir kere daha ispatlayan olaylar zincirinin halkaları olan terör örgütü destekçiliği, ihâleye fesat, zimmet, irtikap, rüşvet, .. gibi halkalar devreye girdi.

Bütün bu olayların içinde, “düğünde oynakçı,  cenâzede ağlakçı, her aşta kazan ve kepçe” olan bâzılarından “hiç korkma: Sonuna kadar  yanındayız, arkandayız kanka!”  seslenmeleri de duyuldu.

Vaziyeti kurtarma gereği her ne kadar o şekilde seslenseler de aslında:

     *Sabah sotede, öğle kuytuda ve akşam sütre arkasında bekleyip fırsat kollayan bir adet  tilki,

     *Verilen muzla mutlu olup zıp zıp zıplayan ve daldan dala hoplayan bir adet maymun  ile

     *Operasyonla ormana kral olup yine operasyonla tahttan indirildiği için intikâm alacağı günü bekleyen yaralı bir adet çakala

Ve bunların her birinin yancılarına gün doğdu.

Bu orman sâkinlerinin hepsi de arka plânda, “kümese bekçi yapılan tilkinin sevinci”nden daha beter bir sevinç içinde:

     *“Suyundan da kooy; oh oooh, yandaan!” oyun havası, kahkaha ve sevinç çığlıkları eşliğinde zil takıp şıkı şıkı oynamaya,

    *Şarap,  viski, rakı ve kolanın yanında meze, cips ve mısırını da alıp gobaani kaşıya kaşıya, pis pis ve kıs kıs gülerek olup biteni seyretmeye

Başladı.

( D e v â m  E d e c e k )

***************************

NOT-1:

    *Nasîp olursa; 2025 yılı Eylül ayında,  1 adet şiir ve 1 adet makâle serisi olmak üzere  2 adet kitap yayınlanması plânlanmaktadır.

   *Kitap hâlinde yayınlamada temel düstûr olarak "yazı veyâ şiirin, öncelikle gazetede yayınlanmış olarak son şeklini almış olması şartı" uygulanacaktır.

  *Bu nedenle, şiirlerin kitaplaşma kapasitesine ulaşması amacıyla; güncel olaylardan uzak kalmamaya da özen göstermek sûretiyle, kitaplaşma kapasitesine ulaşmış olan makâlelere daha az yer verilmesi plânlanmaktadır.

 NOT-2: 

    *"Sanat, Hak ve halk içindir!" düstûruyla, elimiz ve dilimiz döndüğü kadar bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.

    *Bu nedenle, yazı ve şiirlere yönelik yorumlarınız biz yazarlar için çok değerli! 

    *Yüz yüze ve telefonla görüşmelerde veyâ gazetedeki yorum bölümünde yorumda bulunan dostlara çok teşekkür ederim!