… Kötülüğü iyilikle savmak, defetmek


… Kötülüğü iyilikle savmak, defetmek


Fark oluşturabiliyor musunuz?


Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, sizde insanlara öyle davranmalısınız.


Düşene, bir tekmede siz vurmamalı, el uzatmalısınız.


Küsene, küsüyor musunuz, hayır, haklı bile olsanız, asla küsmemeli ve bağışlayabilmelisiniz.


Size yapılan bir haksızlığa karşılık intikam için fırsat kollamamalı, affedip, unutabilmelisiniz.


Kuyuya düşmüş birine taş değil, ip atmalı, yardım etmelisiniz.


Siz, bilerek ya da bilmeyerek bir hata yapsanız, bunun bilinmesini duyulmasını istemediğiniz halde, yakın arkadaş, dost dediğiniz insanlar, bire binde katarak ve en olumsuz biçimiyle, acımasızca bunu yaysalar, kendinizi nasıl hissedersiniz.


Dedikodu ve iftira işte böyle bir şey. Yani, ölü kardeşinin etini yemek gibi bir şey.


Ya da gelip, hayırdır neden böyle oldu diye candan, samimiyetle sorsalar ve gece karanlığı gibi hatanızın üstünü örtseler, kapasalar, aman kardeşim uzak dur bu işlerden deseler, olumlu, yapıcı katkılarda bulunsalar, kendinizi nasıl, sevinçli ve mutlu hissedersiniz.


Hep bir fırsat daha verilse istemez misiniz?


Affedici, bağışlayıcı, koruyucu olmalısınız.


İstemeden yapılan ve pişman olunan yanlışlıkları, gece karanlığı gibi olup, üzerini örtmelisiniz.


Küçük problemleri büyütüp, ortalığı velveleye verenlerden asla olmamalısınız.


Tam tersi, büyük problemleri, bir sohbet edasında, güzellikle ve kolayca çözenlerden olmalısınız.


Problem üretenler ve problemin bir parçası olanlardan değil, problem çözenler ve çözümün anahtarı olanlardan olmalısınız.


İşiniz;  yanlış arayıcılığı ve tellalcılığı değil, iyilik taşıyıcılığı olsun.


Hata yapan çok, kimseyi ümitsizliğe itmemeli, daima af kapısının açık olduğunu asla unutmamalısınız.


İnsanların hatalarını arayan, yayanlar ancak kalplerinde hastalık olan, bozuk kişilikli, kendine güvensiz tiplerdir. Hatta bunlar öyle bir çarpık ruh hali içindedirler ki, sırf karşısındakine zarar verebilmek, onun bir gözünü çıkartabilmek için, hiç çekinmeden kendi iki gözlerini, şeytani bir hazla feda edebilirler. Bunların şerrinde Allaha sığınırız.


Dolayısıyla,

Kimseyi hatalarından dolayı mutlak bir biçimde mahkûm etmemeliyiz. 


Bilge kişiler derler ki: "Hiç kimse hakkında onun yerinde olmadan hüküm verme!" Özür, tövbe hataları silebilir ve pişmanlık yeni iyilik ve güzelliklerin kapısını açabilir.


Tavrınız daima hoşgörüden, aftan yana olsun.


Sizde öyle yapın

 


erolyazıcı / ABBEYT ♥️

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.