Küçüksu Kasrı eski asıyla Göksu Kasrı; tarihi, konumu, manzarasıyla büyüleyici atmosfere sahip. Küçüksu Kasrı‘na otobüs, minibüs ve vapurla ulaşım sağlanabiliyor. Tarihin muhteşem yansımalarına her bir detayında şahit olacağınız yapı, gerek denize olan konumu gerekse ince işlenmiş mimari motifleriyle günümüzün en önemli tarihi binalarından biri.
Peki, Küçüksu Kasrı nerede, nasıl gidilir, giriş ücreti ne kadar? Kasır hakkında merak edilenleri haberimizde derledik. İşte detaylar…
İstanbul’un Anadolu yakasında, Boğaziçi’nde Üsküdar-Beykoz sahil yolu üzerinde konumlanan Küçüksu Kasrı, Beykoz ilçesinin sınırları içerisinde Küçüksu semtinde yer alıyor. Göksu ve Küçüksu derelerinin arasındaki arazide yer alan yapının cephesi Boğaziçi’ne bakıyor.
Adresi: Göksu Mah. Küçüksu Cad. No:12 Küçüksu/Beykoz
Kişisel aracınız ile Avrupa Yakasından Fatih Sultan Mehmet köprüsünü geçerek buradan Anadolu Hisarı’nı takip etmeli ve sahile inmelisiniz.
Toplu taşıma ile gelmek istiyorsanız Eminönü’nden Kadıköy’e geçebilir buradan 15F hatlı otobüslere binebilir ya da Üsküdar’a geçip 15,15KÇ,15H,25M,25P,25N,25T,15Y ve 15ŞN hatlarına binip Küçüksu Kasrı durağında inebilirsiniz.
Eğer minibüsle ulaşım sağlamak isterseniz D-65 Üsküdar-Beykoz-Ortaçeşme hattını kullanabilirsiniz. Vapur ile gelmek isteyenler ise Çengelköy – İstinye sefer hattını kullanmalıdır.
Küçüksu Kasrı’na giriş ücretlidir. Bilet fiyatları yerli ziyaretçiler için 25 TL, yabancı ziyaretçi için 60 TL, indirimli bilet fiyatı 10 TL’dir. Eğer mesire alanını ziyaret etmek isterseniz yerli ziyaretçi 10 TL, yabancı ziyaretçi 25 TL, indirimli bilet fiyatı 5 TL’dir.
Pazartesi günleri kapalı olan Küçüksu Kasrı haftanın diğer günleri 09:00’da açılıyor, 18:00’da kapanıyor. Gişe kapanış saati ise 17:30’dur.
Göksu ile Küçüksu dereleri arasında kalan çayırlık alan, Osmanlı döneminde padişahların Boğaziçi’ndeki hasbahçelerinden, zamanla da en gözde mesire yerlerinden biri olarak tanınmaktadır.
17. yüzyılda ünlü seyyah Evliyâ Çelebi, “bir âb-ı hayât nehirdir” diye bahsettiği Göksu’yu, üzerinde kayıklarla dolaşılan; etrafı gül bahçeleri, küçük köşkler ve hazineye ait değirmenlerle çevrili sakin bir yer olarak tasvir etmiştir. Sultan IV. Murad (1623-1640), Kandilli’ye kadar sık selvi ağaçlarıyla kaplı Küçüksu ve çevresini düzenlettirerek buraya “Gümüş Selvi” adını vermiştir.
Hasbahçe içindeki ilk yapılaşma Sultan I. Mahmud (1730-1754) döneminde başlamıştır. Göksu’da sık sık avlanan ve atış talimleri yapan Sultan için Sadrazam Divitdâr Mehmed Emin Paşa, 1751-1752 yıllarında ahşap bir köşk yaptırmıştır. Deniz kıyısındaki bu iki katlı yapı, Sultan III. Selim (1789-1807) döneminde geniş çaplı bir onarımdan geçmiş ve Sultan’ın isteği üzerine çok sevdiği annesi Mihrişah Valide Sultan adına 1806’da bir de çeşme eklenmiştir. Sultan II. Mahmud (1808-1839) döneminde de kullanılmaya devam eden eski köşk, Sultan Abdülmecid (1839-1861) tarafından yıktırılmış ve yerine 1856-1857 yıllarında yeni Küçüksu Kasrı yaptırılmıştır. Sultan Abdülaziz (1861-1876) döneminde, kasrın cephe süslemeleri elden geçirilerek zenginleştirilmiştir.
Küçüksu Kasrı, 1983’te müze-saray olarak ziyarete açılmıştır.
Bodrum katıyla birlikte üç katlı olan Küçüksu Kasrı, 15×27 metrelik bir alan üzerine yığma tekniğiyle ve kâgir olarak yapılmıştır. Bodrum katı kiler, mutfak ve hizmetkârlara ayrılmış; diğer katlar ise bir orta mekâna açılan dört oda biçiminde düzenlenmiştir. Bu özelliğiyle geleneksel Türk evi plan tipini yansıtan yapı, genellikle dinlenme ve av amaçlı olarak kullanılan bir “biniş kasrı” niteliğindedir.
Kabartmalarla süslü ve hareketli deniz cephesinde, bu cepheye yaslanmış şadırvanlı küçük havuzunda ve merdivenlerinde Batılı süsleme motifleri kullanılmıştır. Alçı kabartma ve kalem işi süslemeli tavanları, farklı renk ve biçimde değerli İtalyan mermerleriyle yapılmış şömineleri, her bir odada ayrı süslemeli ve ince işçilikli parkeleri, Avrupa üsluplarındaki mobilyaları, halı ve tablolarıyla zengin bir sanat müzesi görünümündedir.
Telefon: 0 (216) 332 33 03 / E-Posta: [email protected]