Özlenen İçtenlik

Kendin olmanın gizlendiği bir çağda yaşamak ve bu çağa ait olmadığını düşünmek gerçekten içimizi sızlatan bir gerçek.

 

İnsan ilişkilerinin içtenliğini özlüyoruz. Gözlerin içine bakarak konuşmak, omuza dokunan ellerle birbirimize destek olmak, kırışan göz kenarlarından dökülen samimi tebessümler. Tüm bunlar, artık kaybolmuş gibi görünüyor.

 

İnsanlar arasında sohbetlerdeki içtenlik, modern çağın tempolu yaşamında giderek azalan değer haline geldi.

İnsan ilişkilerinde onarmak telafi etmek yerine YENİSİ isteniyor.

Arkadaşlık ve aşkta yaşanan birkaç arbede de yenisi (daha iyisi) sipariş veriliyor. Çoğunluk kırdığını onarmak istemeyip daha iyi olanın peşinde.

 

Belki de en can alıcı olanı, insanların kendi özlerinden ve duygularından uzaklaşmalarıdır.

 

Gerçekten samimi olmadığımız halde, samimiyeti taklit etmek, karşımızdakilerin umutlarını ve duygularını telef ediyor.

 

Her zaman 'iyi' ve 'samimi' görünme baskısı altında olmak da yorgunluğa neden oluyor sanki.

 

Kusurlarımızı ve zaaflarımızı gizlemeye çalışırken, aslında kendimizi yitiriyoruz.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.