PANDEMİ DÖNEMİ..
Pandemi hepimizin hayatında çok şeyi değiştirdi…
Ben de görüyorum,birçok arkadaşımdan da duyuyorum, “Pandemi alışkanlıklarımı değiştirdi.Artık eti kasaptan,balığı balıkçıdan,sebzeyi-meyveyi manavdan,yoğurdu-yumurtayı bakkaldan alıyorum” diyorlar..
Sadece bu da değil..
Mutluluğu dışarıda,başka kadınlarda arayan bir arkadaşım “Pandemi beni de değiştirdi.Artık mutluluğu evde,karımda arıyorum..İnsanın karısıyla da mutlu olabileceğini bilmezdim.Pandemi döneminde bunu anladım” demişti..
Pandemi dönemi,kim olduğumuzu anlamamıza da vesile oldu..
Kendimiz keşfettik,geçmişte yaptıklarımızı düşünüp,kendimizi tanıdık..
Bir arkadaşım “Pandemi döneminde bol bol geçmişte yaptıklarımı,yaşadıklarımı düşünme zamanım oldu,kendimi tanıma fırsatı buldum.Meğer ben ne adi,ne şerefsiz,ne karaktersiz biriymişim” demişti..
Pandemi,bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçmemize de neden oldu.Tokalaşma,sarılma,öpüşme gibi bizi tanıdıklarımızla yakınlaştıran alışkanlıkları bıraktık.
Tokalaşma ve sarılma için birşey diyemem ama tanıdık da olsa erkekler tarafından öpülmek hoşuma gitmezdi zaten.
Şimdi tanıdıklarımla karşılaştığım zaman,ellerini sıkmayı özlüyorum.
Eğer sevdiğim biriyse,sarılmak da geliyor içimden.
Ama hiçbir arkadaşım için, “Pandemi bitse de,Mustafa’yı öpsem…Hasan’ın yanaklarını çok özledim…Bitmeyecek mi bu pandemi?.Cemal beni bir daha ne zaman öpecek ” gibi düşünceler hiç aklımdan geçmedi…
En dramatik olansa, “Mesafe” konusu.
Virüs bulaşmasın,bizde varsa onlara bulaşmasın diye yakınlarımızla aramıza mesafe koyduk.
Bunu yakınlarımız zarar görmesin diye yaptık.
En isabetli değişiklik de,bu oldu.
Çünkü biz en çok yakınlarımıza zarar veririz,en çok yakınlarımızdan zarar görürüz.
Bir virüs,bizi belki de kendisinden daha tehlikeli olabilecek zararlardan korumuş oldu…
Pandemi yeni şeyleri de soktu hayatımıza..
Mesela,Restoranların kapanmasıyla,ilk kez yemek yapma denemeleri pandemi döneminde oldu..
Hayatında mutfağa girmemiş birçok kişi,yemek yapmayı öğrendi..
Yemek yapmanın çok da zor birşey olmadığını anladı..
Restoranlara gereksiz yere o kadar çok paralar ödemişiz meğer yıllarca..
Biraz önce beşamel soslu kremalı istakoz çorbası yaptım,nefis oldu..
Hem de ilk yapışımda..
Ben oldum olası akdeniz usülü fırınlanmış kalamar çorbasına bayılırım.
Yediğim restoranlarda nasıl yapıyorlar diye merak ederdim.
Meğer hiç de zor değilmiş..
Kalamarı Akdeniz usülü fırınlıyorsun,üzerine su ilave edip,ara ara karıştırıyorsun..
Bilsem,hergün yapardım evde..
Bildiğimiz bütün çorbaları öğrendim.
Akşam için mesela,organik hindistan cevizi sütüyle hazırlanan zencefilli havuç çorbası yapacağım.
Geçen sefer hindistan cevizi bulamamış,pakistan ceviziyle yapmıştım,pek iyi olmamıştı.
Yemek olarak da, “Domalan mantarlı risotto” yapmayı düşünüyorum.
Beceremezsem, “mandalinalı dana yanağı” yaparım,olmadı portakallı ördekle geçiştiririm..
Bize ne tavsiye edersin derseniz,eğer çok aç değilseniz,yapması çok kolay, şampanyaya batırılmış havyar,iskoç somonu ve geyik etli pizza tavsiye ederim..
Velhasıl kelam,yüzlerimizde maskelerle kaygı dolu bir belirsizliğin içine düştük..
İşsiz kaldık,parasız kaldık, ucuz ekmek kuyruklarında yeni arkadaşlar edindik..
Çoğumuz yoksullaşırken,azımız daha da zengin oldu..
“Bir yanı bahar bahçe/Açlık çeker bir yanı..”
Pandemi,hayatımızda birçok şeyi değiştirdi.
Bizi değiştirdi mi?
Emin değilim..
Bizi değiştirip değiştirmediğini,eğer değiştirmediyse,aslında hiçbir şeyi değiştirmemiş olduğunu,inşallah pandemi bittikten sonra göreceğiz…….