1. Bölüm
Gözlerini bir türlü ondan alamıyordu. Neredeyse beline kadar uzanan; dalgalı, kumral saçlarına dokunabilmek için, birçok şey feda edebileceği aklından geçiyordu. Bakışları kızın kıvrımlı belinden bacaklarına doğru inerken vücudu aniden titredi.
“Ne yapıyorum ben? Aman Tanrım, bu ne güzellik böyle… Sanırım bu kadın buralardan biri değil. Beni yolumdan alıkoyan bu güzelliğin kim olduğunu, kimin nesi olduğunu öğrenmeliyim.” diye düşünürken bir el omuzuna dokundu.
“Merhaba, İtalyan arkadaşım… Ne o, sokağın ortasında öylece durmuş derin düşüncelere dalmışsın? İyi misin?”
“Merhaba, Danniell… Meraklanma, iyiyim.”
Biraz ilerideki kızı işaret ederek, “Şuradaki, elinde file olan bayanı birine benzettim de ona bakıyordum.”
“He, o mu? Bizim evin aşağısında oturuyor. Gage’nin kızı, adı Fayette.” Bıyık altı gülümserken biraz da imalı bakışla, “Hadi oradan, birine benzetmişmiş.”
“Demek tanıyorsun?”
“Tanımak ne kelime, elimde büyüdü diyebilirim. Kızın beğeneni ve isteyeni çok. Baksana bir içim su… Yoksa sen de mi?”
“Ne yalan söyleyeyim… Etkilendim. Sanki yüreğimde tarif edemediğim bir sıcaklık oluştu ve bütün vücudumu sardı. Gözümü ondan ayıramıyorum.”
Arkadaşını şöyle bir süzdü, sırtını sıvazlarken çok gizli bir şey söyleyecekmiş gibi dudaklarını kulağına yanaştırdı.
“Böyle hissediyorsan elini çabuk tutmalısın.”
“Bu nasıl olacak? Ben neredeyse yolu yarıladım. Ona baksana daha körpecik.”
“Böyle düşünme! Sen ki; hali vakti yerinde, zengin bir tüccarsın. Kim olsa sana kızını seve seve verir.”
“Gerçekten olur mu? Kızı bana verirler mi? Eğer olur diyorsan hiç vakit kaybetmeden tanışmalıyım.”
“Bu işler öyle sokak ortasında olmaz. Ben önce ailesiyle ve kızla görüşeyim. Olumlu yaklaşırlarsa evlerine misafir oluruz.”
“Benim için bunu yapar mısın? Eğer razı olurlarsa dile benden ne dilersen. Sana ömrüm boyunca minnettar kalırım.”
“Ah, aziz dostum! Seni yıllardır tanırım fakat gözlerinin böyle ışıldadığını hiç görmemiştim. Sen olmuş bil. En kısa zamanda görüşüp, sana haber vereceğim.”
“O halde senden güzel haberler bekliyorum. Ben şimdi iskeleye gidiyorum. Kadıköy’e sevkiyat var. Akşam dönmüş olurum. Beni nerede bulacağını biliyorsun.”
“Biliyorum, İskele Gazinosu’nda…”
İki arkadaş daha sonra görüşmek üzere vedalaştı. Danniell istasyon istikametine doğru ilerlerken, tüccarın gözleri bir süre kızı aradı. Göremeyince başı önünde, birbirine bitişik tahta evlerle cephelenen yolda iskeleye doğru yürümeye başladı.
Kızın görüntüsü, deniz yolculuğu boyunca sıklıkla gözünün önüne geliyordu. Arkadaşının verdiği cesaretle, onları ziyarete gideceklerini hayal ediyor ve bunun birkaç gün içinde gerçekleşmesini diliyordu.
Bir yandan da “Ziyarete giderken hediyeler götürmek gerekir.” diye aklından geçiriyordu. Öyle elini kolunu sallayarak gidemezdi. Zaten onun gibi eli bol, cömert birine de ancak bu yakışırdı.
Yelkenli Kadıköy iskelesine yanaştığında kaptanı malların başına bırakıp, telaş içinde doğruca çarşıya gitti. Yaklaşık bir saat sonra sayısını bilemediği aile bireyleri için çeşitli kumaş ve şekerlemelerle geri döndü.
Sebzelerin gemiden indirilip sahiplerine teslim edilmesi ve ardından yeni malların yüklenmesi tamamlanınca hiç vakit kaybetmeden tekrar denize açıldılar. Hava kararmadan da Pendik’teki iskeleye varmışlardı.
Yelkenli yanaşır yanaşmaz Pavilio, ardına bile bakmadan aldığı hediyelerle birlikte kaldığı otelin yolunu tuttu.
Köyde bir tane otel bulunuyordu. O da istasyona giderken sağdaki iki katlı ahşap binaydı. Bakımsız olmasına rağmen şehir dışından gelenlerin tercih edebileceği tek barınaktı.
Sahil kıyısındaki inşaatı biten otelin ise pek yakında hizmete gireceği söyleniyordu. O üç katlı ve daha şatafatlıydı. Tabi bizim tüccar şimdiden orada yerini ayırtmıştı. Aslında sahilde kendine ait birkaç arazisi vardı. İstese üzerine bir ev kondurmak hiç de zor değildi. Yine de o yorgun düştüğünde ya da vakit geç olduğunda burada kalırdı. Diğer yandan Kadıköy’deki otelde kendine ayrılmış oda senelerdir onu ağırlıyordu. Hayatının büyük bir kısmı orada geçmesine rağmen, Pendik’in onu çeken bir yanı hep olmuştu. Kendi halinde bir arada yaşayan Rumlar, Fransızlar ve özellikle de sahili.
Şimdi onu buraya çeken çok daha önemli bir şey vardı. Fayette…
Devam edecek > 22 Şubat > 2. Bölüm