Merhaba Değerli Dostlar:
Bugün, birkaç ay önce yazılarımı ve şiirlerimi yazmaya başladığım Pendik gazetesine bir ziyaret gerçekleştirdim.
Gazeteyi yerinde ziyaret etmek istedim. İzmit’ten T200 otobüslerini kullanarak gazetenin Pendik’teki ofisine gittim. Sahilde bir yerdeydi ofis. Denize karşı bir manzaraya hakimdi. Muratto Çınar Dondurma’nın 3. katındaydı.
Zile bastığımda gazetenin İmtiyaz Sahibi Erol Yazıcı Beyefendi ‘hoş geldiniz Hatice Hanım’ diyerek kapıda karşıladı beni.
AYGAD (Anadolu Yazarlar Ve Gazeteciler Derneğinin) Doğu illerini kapsayan 9 günlük gezi esnasında tanıdığım Elif Hanım ve Rabia Hatun Hanımefendi de diğer odada gazeteleri düzenliyorlardı. Onlarla da selamlaştık ve Erol Beyin odasına geçtik.
Odaya girince sağda büyükçe bir toplantı masası ve kapının karşısında da Erol Beyin çalışma masası duruyordu. Masanın üzerinde siyah beyaz renkte çok cici bir kedi bana bakıyordu. Dayanamadım ve hemen kucağıma almak istedim. Kaçmak isterken kediyi yakaladım. Kucağıma aldım ve sevmeye başladım. Sokaktan edinilmiş bir kedi olduğunu söyledi Erol Bey. O kadar güzeldi ki alıp eve götüresim geldi. Biraz sevdim sonra tekrar masaya bıraktım.
Erol Bey sosyal medya üzerinden yapmış olduğum çalışmalarımı takip ettiklerini söyledi. Birçok yere seyahat ettiğimden bahsedince; Ben de son gezimiz TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) olarak Kayseri ili ve ilçelerine yaptığımız çalışmaları anlattım.
Yakin bir zaman içinde Federasyon olacağız derken bir mesaj geldi telefonuma. Federasyon olma yolunda derneğimizin yönetiminin yaptığı logo ve isim çalışma örneği geldi. Tam adının ‘Türk Dünyası İnternet Gazetecileri Federasyonu’ olduğunu ve logosunu da görmüş olduk.
O esnada Erol Yazıcı Beyefendinin abisi ve Yazı İşleri Müdürü Metin Yazıcı Beyefendi de ofise geldi. Hoş beş yaptıktan sonra, Erol bey masasını abisi Metin Yazıcı’ya bıraktı.
O arada ben de Metin Beyi son yapmış olduğu ve oldukça ses getiren ‘Şehrin Şairleri‘ şiir programı için tebrik ettim. Ne yalan söyleyeyim biraz da kıskandım sizi, konu şiir olunca dedim. Metin Beye, “Giresun’da da şehrin şairleri programı yapılsa ve şiirlerimiz bir onore edilseler dedim ona.
Daha sonra Pendik gazetesi ekibi ile hep beraber bir hatıra fotoğrafı çekindik. Rabia Hatun Hanımefendi selfisi ile anı ölümsüzleştirdi. Güzel bir zaman geçirdik ama zaman çok çabuk bitti ve hemencecik akşam oldu.
Ben de müsaade isteyerek Kocaeli’ne, İzmit’e gitmek üzere yola koyuldum. Yolum uzundu. Geldiğim yolu gerisin geriye sarmaya başladım. Sanki elimde bir ip yumağı vardı da giderken yollara açmıştım. Geri dönerken de geri sarar gibiydim.
T200 otobüsü ile İzmit Yeni Cuma’dan başlayıp Pendik’e kadar ayakta gittiğim onca yolu, yine aynı şekilde ayakta geri geldim. Çünkü ne otobüslerde ne de dolmuşlarda yer bulabildim oturmak için.
Eve geldiğimde gecenin 22.00’si olmuştu. Yorulmuştum. Ama mutluydum.
Değdi mi? Derseniz. “Evet, değdi” Neden mi? Yazılarımı yazmaya başladığım Pendik gazetesinin web adresinde (www.pendikgazetesi.com.tr) güzel yürekli, dost insanları yerinde ziyaret etmekten çok mutluydum. Nice güzel dostluklara diyelim o zaman hep beraber… Kalın sağlıcakla…