GündemDüzenleme Tarihi : 16 Ağustos 2024 15:43Haber Girişi : 24 Kasım 2022 12:05

Pendik’in Manevi Koruyucusu: Velibaba Hazretleri (Veliyüddin)

Pendik’in Manevi Koruyucusu: Velibaba Hazretleri (Veliyüddin)
Velibaba Hazretleri, birçok yerde dine hizmet etmiş büyük bir alim.
Pendik’in Manevi Koruyucusu: Velibaba Hazretleri (Veliyüddin)

Celveti Tarikatına mensup  bir şeyh olan Velibaba Hazretleri, birçok yerde dine hizmet etmiş büyük bir alim. Şeyhlik mertebesine yükselen Velibaba Hazretlerinin türbesi, adını verdiği Velibaba Mahallesi’ndeki, Velibaba Merkez Cami yanında bulunuyor.

Celveti Tarikatı Şeyhi Tophaneli Veliyüddin Hazretlerinin (ks) talebesi Bandırmalı Şeyh Hamid Efendinin oğlu Şeyh Yusuf Nizamettin’in damadı ve öğrencisi Dolayobalı Veliyüddin Hazretlerinin (ks) naaşının yer aldığı Velibaba Türbesi, Velibaba Merkez Cami bitişiğinde yer alıyor.

1651’te vefat ettiği bilinen Tophaneli Veliyüddin Hazretleriyle karıştırılan Dolayobalı Veliyüddin Hazretlerinin doğum ve vefat tarihi net değildir. Ancak oğlu Şeyh Abdulfettah Efendinin vefat tarih 1773 olduğuna göre kendisinin bu tarihe yakın tarihlerde yaşadığı ve vefat ettiği söylenebilir.

Kayın Babası Bandırmalızade Şeyh Nizameddin Efendiden bu tekkede dersler aldığı, tekkede yetiştiği kayıtlardan anlaşılmaktadır.

 



Tekke, Üsküdar’ın İnadiye semtinde, eski adı Menzilhane Yokuşu olan Gündoğumu Caddesi’nin Karacaahmet Mezarlığı’na ulaştığı yerdedir.

Üsküdar’dan Pendik Dolayoba’ya gelen ve burada tekkesini kuran Şeyh Veliyüddin’in kabrindeki 2 mezar taşındaki bilgiler dikkate alındığında yanındaki sandukaların onun neslinden gelenlere ait olduğu ve bu aile fertlerinin 19. yy sonuna kadar Dolayoba’da şeyhlik müessesini devam ettirdikleri anlaşılmaktadır.

Şimdi kendi adını almış olan Velibaba Mahallesi’nde (eski Dolayoba Köyü) cami bitişiğinde mevcut türbede medfun zatın asıl adı Tophaneli Veliyüddin olup, Celveti Tarikatı’na mensup bir şeyhtir.

Babası aynı tarikata mensup Filibeli Şeyh Mehmet Efendi’dir. Doğum tarihi hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak, Mahmut Hüdai Efendi tarafından Tekirdağ’dan Üsküdar’a getirildiğinde, değişik yerlerde hizmetler yapılması göz önünde bulundurulursa, o sıralarda yetişkin çağlarında olduğu sonucuna varılabilir. Bu sebeple onun 1600’lü yılların başlarında doğduğu kabul edilebilir.





Bazı çalışma ve hazırlıklardan sonra tarikata girdi. Şeyh Hamit Efendi’den velilik aldı. Kemale ermeden önce şeyhleri Hac maksadıyla Hicaz’a giderken vefat ettiğinden, Veliyüddin Efendi Gelibolu’ya hicret etti. Gelibolu’da Gafuri şeyhi halifesi olan Mahmut Efendi’den yetişti. Sonra İpsala kasabına halife tayin edildi. Buradan Edirne’ye geçerek aynı tarikat şeyhlerinden Saçlı İbrahim Efendi’nin hizmetine girerek onun tarafından Tekirdağ kasabına halife olarak gönderildi.




Aziz Mahmut Hüdai Hazretleri Tekirdağ’a uğradığı zaman onu alıp İstanbul’a getirdi. O zaman Üsküdar’da tarikatta irşat sahibi olan ehl-i Cennet Muhammed Efendi’nin hizmetine girdi.

Cennet Muhammed Efendi’nin vefatı üzerine Tophane’de İlyas Çelebi Mescidi’nde ve daha sonra Orta Cami’de şeyh oldu.

1108 Hicri yılı Zilkade’sinde, Miladi 1696 yılında vefat etti. Keşif ve keramet sahibi bir pir olduğu kabul edilir.

1960’lı yıllarda bu köyde yaşayan Erzurumlu Osman Fevzi oğlu Selahaddin isimli bir zat, Cetveli tarikatından Üsküdarlı Mustafa Haşim Efendi’nin divanındaki bilgilere istinaden, Velibaba’nın sandukası başına koyduğu bir yazı ile, o güne kadar hakkındaki bilgiler rivayetten ileri gitmeyen Velibaba’nın kimliğiyle ilgili ipuçları vermiştir.

Kaynaklardaki ifadeler, onun Orta Cami’de iken vefat ettiği intibaını vermektedir. Büyük bir ihtimalle onun soyundan gelen ve Dolayoba’da faaliyetlerine devam eden tarikat mensupları, Şeyh Veliyüddin’in vefatı üzerine onun naşını buraya getirip defnettiler.





Duruma açıklık getirebilecek olan türbe yanındaki yeşil sarılıklı mezar taşları çoktan yok olmuş, türbenin doğu tarafında, sınırlanmış küçük bahçe içinde mevcut 7 ve ya 8 adet mezar taşından günümüze ancak 2 tanesi kalmıştır.

Türbede, Velibaba dışında yakınlarına ait olduğu kabul edilen sandukaların mevcudiyeti ve mevcut 2 adet mezar taşındaki bilgilerden onun neslinden gelenlerin Dolayoba Köyü’nde 19. Asrın sonuna kadar şeyhlik müessesini devam ettirdikleri anlaşılmaktadır.





1960 yılında, henüz pazarı oluşmadığı için eski mezar taşlarına dokunulmazken, Erzurumlu Selahattin Efendi’nin o zaman mevcut mezar taşlarından daha açık bilgiler elde etmiş olması ve bu bililere dayanarak türbede medfun Velibaba’nın Şeyh Veliyüddin olduğuna kanaat getirmiş olması mümkündür.

Aşağıdaki dizeler Şeyh Veliyüddin’e aittir:

“Olduk yine bir secde bir nar-ı muhabbet

Olmaz dilimiz başka efkarı muhabbet

Bin türlü nemayan olur ay cemalin

Mestur olamı nükte-i esrar-ı muhabbet

Can ve dilim eyler idim gamzene ki teslim

Mahrumun gam olsa dil zar-ı muhabbet

Bir hal bir halete erdim ki hicran sanmaktan

Arzda dil etti beni efkar-ı muhabbet.”

Çakmakkır dergisinin 2018 yılının Ocak sayısında yayımlanan Cemalettin Olgun’un  ‘Bir Huzur Beldesi – Velibaba Türbesi’ başlıklı yazısını sizlere aktarıyoruz.

Bu yazıda Olgun, Velibaba Türbesi’nden yola çıkarak, Dolayobalı Veliyüddin Hazretleri hakkında detaylı bilgilere yer vermiştir.  Bu yazı için Cemallettin Olgun’a teşekkür ederiz.

“Hangi inanca ait olursa olsun manevi mekânlara girdiğinizde daha ilk nefeste yaratan Allah’a teslimiyet hissi oluşur. Bu yapıların harçlarına, tuğlalarına, kısaca her zerresine sanki manevi duygular eklenmiş gibidir.

Pendik ilçesinin eski adıyla Dolayoba Köyü yeni adıyla Velibaba Mahallesi’nde medfûn olan Şeyh Veliyüddin (Velibaba) türbesi de bu mekânlardan birisidir.

Velibaba Cami’sinin önünden geçip türbenin bulunduğu kısma gelince tepeden tırnağa huzurla kaplanırsınız. Sabahın seherinde gittiğinizde sizleri fıstık çamlarının kokusu, daldan dala koşuşturan kuş cıvıltıları karşılar.

Türbe merdivenlerini çıkıp Velibaba Hazretleri oğlu Şeyh Abdulfettâh Efendi torunu (Abdulfettâh oğlu) Şeyh Selim Efendi’nin derûnunda yattığı sandukaları görürsünüz. Yan yana dizilen, kime ait olduğu bilinmeyen 5 sandukanın daha bulunduğu türbe evine girip muhterem zatlara, tüm geçmişlerinize birer Fatiha okuyup Mevlâ’dan onlar için mağfiret istediğinizde huzur bulursunuz.

Mekânın türbedârlığını gönüllü olarak yapmaya çalışan Hanefi Çınar, Şeyh hazretlerinin türbesi ile ilgili fazla tanıtım olmamasına rağmen sabahın erken saatlerinde ve gün içerisinde uzak diyarlardan çokça ziyaretçilerin geldiğini, dua edip huzur içerisinde gittiklerini anlatmaktadır.

Türbe duvarında kim tarafından yazıldığı bilinmeyen  Velibaba (Veliyüddin) başlıklı levhada genel bilgiler verilmektedir. Bu levhaya göre Velibaba hakkındaki bilgiler şöyledir; “Asıl adı Tophaneli Veliyüddin olup, Celvetiyye tarikatına mensup bir şeyhtir. Babası aynı tarikata mensup Filibeli şeyh Mehmet Efendi’dir. Tekirdağ’dan Üsküdar’a Azîz Mahmûd Hüdâî Hazretlerinin getirdiği, bu sebeple 1600’lü yılların başlarında doğduğu kabul edilmektedir. Azîz Mahmûd Hüdâî’nin vefatından sonra Tophane’de İlyas Çelebi Mescidinde, Orta Camide şeyh olduğu, 1108 Hicri Zilkadesinde, Miladi 1696 yılında vefat ettiği, keşif ve keramet sahibi bir pir olduğu kabul edilir” denilmektedir.

Aynı levhaya göre Velibaba hazretlerinin Dolayoba Köyü’ne nasıl geldiği hakkında bir bilgi olmadığı bildirilmektedir. Levhadaki bilgileri özetleyerek yazdım. Levhanın tamamını muhterem zâtı ziyarete gittiğinizde okuyabilirsiniz.


VERİLENLER BİLGİLER TEYİDE MUHTAÇ DURUMDADIR     

Merkezi Velibaba olan Çakmakkır Dergisi için türbede ve kayıtlarda elde ettiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hep söylerim “Zaman en büyük heykeltıraştır.” Maalesef bu durum türbede de karşımıza çıkmaktadır. Zamanla tamiratlar, düzenlemeler ve yenilemeler derken her müdahalede bir şeyler eksilmiş. Elde fazla bir delil, ipucu, el yazması kitap, eşya vs. maalesef kalmamış. Velibaba hazretlerinin mezar taşı yerinde yok. Birlikte yattığı 5 sandukaya ait mezar taşları mevcut değil. Ayakta duran 2 mezar taşından birinin ise baş kısmı kırılmış olduğundan yerine yeşil sarık bırakılmış.

Hep derler ” Söz uçar, yazı kalır.” öyle olmuş. Ayakta kalan türbe evindeki yazılı 2 mezar taşı kalmış. Yanına gidip el sürdüğümde, yazıları bilgisayar çıktısı gibi kusursuz işleyen mermer ustasının sanatına hayran kaldım. Okuduğumda mütehassıs oldum. Zira taşa kazınan isimler ve tarihler çok önemliydi.

Velibaba, “Kutbü’l-ârifîn sultânu’l-kâmilîn Şeyh Veliyyüddîn” olarak zikredilmiş. Yine Veli Baba’nın oğlu Abdulfettâh Efendi ” Ârif-i Billah hem sened’ül-kâmilîn El Şeyh” şeklinde takdim edilmiş.

Torunu ise “Şeyh Selim Efendi” olarak geçmektedir.

Daha önce yayınlandı mı hiç görmedim, yayınlanmadı ise ilk defa derginiz Çakmakkır’da görüyorsunuz. Yeşil sarıklı mezar taşının bulunduğu sanduka altında Veli Baba hazretlerinin oğlu Şeyh Abdulfettâh Efendi yatmaktadır. Mezar taşı şu şekildedir.

YÂ HÛ

KUTBÜ’L-ÂRİFÎN SULTÂNU’L-KÂMİLÎN

ŞEYH VELİYYÜDDÎN

EFENDİ KUDDİSE SİRRUHÜ’L-ÂLÎ

HAZRETLERİNİN MAHDÛMU EL ŞEYH

ABDULFETTÂH EFENDİ HAZRETLERİNİN

RÛH-I ŞERÎFİ İÇÜN FÂTİHA

1187 SENE (1773)

Velibaba Hazretlerinin hemen yanında bulunan sanduka altında ise oğlu Şeyh Abdulfettâh Efendi’nin oğlu Şeyh Selim Efendi yatmaktadır. Mezar taşı şu şekildedir.

YÂ HÛ

ÂRİF-İ BİLLÂH HEM SENEDÜ’L-KÂMİLÎN EL ŞEYH

ABDULFETTÂH EFENDİ

HAZRETLERİ-ZÂDE ŞEYH SELÎM

EFENDİ HAZRETLERİNİN RÛH-I

ŞERÎFİ İÇÜN FÂTİHA

1205 SENE (1790)

Mezar taşlarındaki tarihler ile türbede asılı olan levhadaki bilgileri karşılaştırdığımızda levhadaki bilgilerden “Velibaba Hazretlerinin Tophaneli olduğu, Azîz Mahmûd Hüdâî’nin müridi olduğu, Trakya’dan onun aracılığıyla getirildiği ve 1696 yılında vefat ettiği” yazılmaktadır. Azîz Mahmûd Hüdâî hazretleri ise 1542-1628 yılları arasında yaşadığına göre Veli Baba hazretleri çok genç yaşında Azîz Mahmûd Hüdâî’nin yanında kalmış oluyor.


BİZİM VELİBABAMIZ DOLAYOBALI VELİYÜDDİN HAZRETLERİDİR

Levhaya göre Velibaba Hazretleri 1696 yılında, mezar taşına göre oğlu Abdulfettah Efendi ise 1773 senesinde vefat etmiş. Buna göre babasından 77 yıl sonra dünyasını değiştirmiş oluyor. Abdulfettah Efendi’nin oğlu Şeyh Selim ise babasından 17 yıl sonra vefat ettiği taş üzerinde yazılıdır.

İKİ ŞEYH VELİYÜDDİN HAZRETLERİ VAR

      1.TOPHANELİ ŞEYH VELİYÜDDİN

      2.DOLAYOBALI ŞEYH VELİYUDDİN (Dolaybalı, Dolaybeli’de denilmektedir)

Osmanzade Hüseyin Vassaf Efendinin Sefine-i Evliya kitabındaki Tophaneli Veliyüddin hazretleri ile ilgili kayıt bu şekildedir. “Şarki Hisarlıdır, Hz. Pir’den feyz-yab olanlardandır. İstanbul’da tahsil gördükten sonra Hz. Pir efendimize intisap ile Şehzade Camii Şerifine kürsü şeyhi olmuştur. 1061 (1651)’de irtihal eyledi. Karaca Ahmet Türbesi civarında medfundur.” (Hüseyin Vassaf Sefine-i Evliya. Mehmet Akkuş- Ali Yılmaz Cilt 3 S.36)

Prf. Dr. M.Baha Tanman ve Prf.Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın kaynakçalarından hazırlayıp Diyanet İşleri Başkanlığı İslam Ansiklopedisinde cilt 5 sayfa 55 de “Bandırmalı zade Tekkesi” başlığında ” tekke haklında bilgiler verilirken, tekkenin ilk olarak Şeyh Yusuf Nizamettin Efendinin adıyla anıldığı, Nizamettin Efendinin babasının Bandırmalı Şeyh Hamid Efendi olduğunu, Hamid Efendinin ise Celveti tarikatı şeyhi Tophaneli Velüyiddin  Efendiden süluk (evliyalık kemalatına kavuşma) aldığı, yazılmaktadır.

Yine aynı maddenin devamında Tekkenin Postnişini Yusuf Nizameddin Efendi, oğulları Küçük Hamid Efendi, Haşim Baba ile damadı Dolayobalı Şeyh Veliyüddin Efendiyi yetiştirdiği bildirilmiştir.

Tophaneli Veliyüddin Efendi’nin 1061 (1651) yılında vefat ettiği, kabrinin Karaca Ahmet türbesi civarında olduğu, bizim Velibabamızın ise Dolayobalı Şeyh Veliyüddin Hazretleri olduğu verilen bilgilerden anlaşılmaktadır.

Dolayobalı Şeyh Veliyuddin Efendinin Kayınpederi Şeyh Nizamettin Efendi, talebe arkadaşları ise kayınbiraderleri Küçük Hamid Efendi ve Haşim Baba. Bu üç talebe ilim sahibi olmuşlar, şeyh olmuşlar alemi aydınlatmışlar. Haşim Baba içlerinde en uç fikirlere gark olmuş. Bektaşiliğe meyl etmiş, yaşamı fikirleri çok enteresandır. İlgi duyan arkadaşların Haşim Baba’yı kaynaklardan okumalarını tavsiye ederim.

Küçük Hamid Efendinin ölümü 1172-1758 dir. Haşim Baba’nın doğum tarihi 1130-1718, ölümü ise 1197-1783 olduğunu Prf. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz aynı ansiklopedinin 16. Cilt 406 sayfasında bildirmiştir.

Dolayobalı Veli Baba’nın doğum- ölüm tarihleri henüz bulunmadığından talebe arkadaşları ve oğlu Abdul Fettah Efendinin ölüm tarihlerinden (1187- 1773) tahminlerde bulunmak istiyoruz.

Mezar taşlarındaki tarihlerden ve talebe arkadaşlarının doğum ve ölüm tarihlerinden anlaşılacağı üzere Dolayobalı Velibaba Hazretleri 1700 lü yıllarda yaşadığı kuvvetle muhtemel görünüyor.


İsimleri toparlayacak olursak;

Tophaneli Şeyh Veliyuddin Efendi celvetiye tarikatına mensup, ölüm T.   1061-1651

Şeyh Hamid Efendi, Tophaneli Şeyh Veliyüddin Efendinin talebesi. ölüm T. 1138-1726

Şeyh Yusuf Nizamettin Efendi, Şeyh Hamid Efendi’nin oğlu, Bandırmalızade tekkesi postnişini

Küçük Hamid Efendi; Şeyh Yusuf Nizameddin Efendinin oğlu. Ö.1172-1758

Haşim Baba; Yusuf Nizameddin Efendinin oğlu. Doğ. 1130-1718 Ölümü 1197-1783.

Dolayobalı Şeyh Veliyüddin; Yusuf Nizemeddin Efendinin damadı ve öğrencisi.

Şeyh Abdul Fettah Efendi, Ölm. Dolayobalı şeyh Velüyüddin’in oğlu 1187 1773.

Şeyh Selim Efendi; Dolay obalı şeyh Velüyüddin’in torunu. Ölm. 1205 – 1790.

Bundan sonra Velibaba Hazretlerinin izlerini Üsküdar’daki Bandırmalızade Tekkesinde arayacağız. Kayın Babası Bandırmalızade Şeyh Nizameddin Efendiden bu tekkede dersler aldığı, tekkede yetiştiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. Tekke, Üsküdar’ın İnadiye semtinde, eski adı Menzilhane Yokuşu olan Gündoğumu caddesinin Karacaahmet Mezarlığı’na ulaştığı yerdedir.

Değerli okuyucularım, Cenâb-ı Allah ismi zikredilen zevât-ı kirâma ve Dolayobalı Velibaba türbesinde yatan biri çocuk diğer beş muhtereme’de gani gani rahmet eylesin. Rûhâniyyetlerinin bereketinden bizi ve beldemizi behredâr kılsın.

Çabamız; hakkında daha detaylı bilgi edinemediğimiz Dolayobalı Veli Baba Hazretlerinin yaşadığı zamanları, iltisaklarını bulmak içindir. Naçizane tespitlerimi bu dergide yazdım. Yazıyı okuyan ilim sahibi değerli şahsiyetlerimiz, kıymetli akademisyenlerimiz; binlerce ziyaretçisi olan Dolayobalı Şeyh Veli Baba Türbesine kemale ermiş bilgilerin yazıldığı bir levhanın asılması sizin üzerinize vazifedir.

Türbeyi, ismini açıklamayan Erzurumlu bir zat, sağ olsun, Allah niyetini kabul eylesin, tepeden tırnağa yenilemiş. Pendik Belediye başkanlığı çevre düzenlemesini yapmış, hali hazırdaki Velibaba Camii dernek yönetimi Faruk Şahin, Cevdet Keklik, Hanefi Çınar, Veysel Palut ve Fikri Oktan İse gönüllü türbedarlığını yaparak huzur mekânını tertemiz tutmaktalar. Eksik olan gerçek bilgilerin yazılıp asılacağı bir tablo kalmış.

Türbe ziyaretini tamamlayıp dönünce cami duvarına bitişik karşınıza küçük bir çeşme çıkar. Oradan bir tas su içmeden geçmeyin. Zira çeşme üzerindeki kitabede “Eger mü’min içer ise bu âbı, nasîb olsun ona Kevser şerâbı” yazmaktadır. Çeşmeyi yaptıran Hacı Mustafa Ağa bu duayı 161 yıl önce oraya kazıtmış. Bu duanın bereketini umarak halisane duygu ile içelim. Allah’ın cömertliğinden sual sorulmaz, isteyene nasip eder Kevser suyunu. O niyetle istemeyen içer, Terkos suyunu.

EGER MÜ’MİN İÇER İSE BU ÂBI

NASÎB OLSUN ANA KEVSER ŞERÂBI

İMÂM-ZÂDE EL-HÂCC MUSTAFÂ

AĞA’NIN ESER-İ HAYRÂTIDIR

1274 (1857)

Türbeyi görmek için tıklayın 

Kaynak: Pendik Kitabı, Pendik Belediyesi, Pendik gazetesi arşiv, www.polatderesi.org, Çakmakkır Dergisi, Cemalettin Olgun,  Pendik Kaymakamlığı, Pendik İlçemiz Facebook Sayfası


Hazırlayan: Elif Kırnak

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.