Pendik-Tuzla arasında yer alan ve sahile yakınlıkları sebebiyle kıyı adaları olarak adlandırılan beş adanın ikisi sahil ile irtibatlandırılarak ada özelliğini kaybetmiştir. Bunları sırasıyla görelim.
1-PAULO (PAVLİ) ADASI
Pendik Koyu’nun batısında, Karataş Yarımadası’nın (Paulo Petrion) hemen ucunda yer alır. Adaya yakınlığı sebebiyle Karataş Yarımadası’na Pavli İskelesi’de denir. Bu yarımada üzerinde bulunan Aziz Paul ve Aziz Petri’ye ithaf edilmiş olan manastır nedeniyle adaya Aziz Paulo Adaş denmiştir. Halk dilindeki Pavli kelimesinin Paulo’nun değişikliğe uğramış şekli olabileceği ileri sürülse de bu kelimenin Hellen Dili’nde “Dinlenme, huzur anlamındaki Paulo/Paule’nin Rum ağzındaki biçimi” olduğu da kabul edilir.
(1) Her iki yorumun adanın konumuna ters düşen bir tarafı bulunmadığı da bir gerçektir.
Antik dönem adı Mavronisi olup, Mavronidis şekline de rastlanır. Literatürde görülen Güzel Ada adı halk tarafından bilinmemektedir.
Bizans Aristokratlarının pek fazla itibar ettikleri yazlık dinlenme yerlerinden biriydi. Juistinianus dönemin ünlü kumandanı Belisarios’un Pendik” te mevcut malikânesi dışında adada da bir yazlığı vardı. (2)Bizans dönemine ait bir su sarnıcı varlığını sürdürmüştür. Adanın ihtiyacı olan suyun mermer künkler içinde nakli suretiyle temin edildiği anlaşılmaktadır.
Yer yer ağaçlık olan ada, yakın tarihe kadar Pendiklilerin yaz aylarında vazgeçemedikleri bir piknik yeriydi. Adanın yakınında tutulan balıklar ve kıyılardan toplanan midye ve istiridyeler bu pikniklerin değişmez menusunu oluştururdu.
Ada, deniz doldurulmak suretiyle sahil ile birleştirilmiş, bir yarımada olarak Pendik Tersanesi (bugün İstanbul Tresanesi)ni koruyan bir mendirek haline dönüşmüştür.
Yeni adları; Paulo Yarımadası, Aydınbey Yarımadası’dır
2- EŞEKADASI
Üzerindeki manastır sebebiyle aynı adı taşıyan Saint Tyrphon Burnu’nun kuzeybatısında ve yakın bir mesafede Eşek Adası bulunuyordu. Ada daha sonra Ekrem Bey Adası adını almışsa da halk eski adını kullanmaya devam etmiştir.
Eski adı Saint Andre olup bu adı üzerinde bulunan manastırdan almakta idi. Ada Bizans döneminde ilginç olaylara sahne olmuştur, ikonlar (Dini resim) karşısında ibadetin en ateşli savunucularından olan Saint Methode, imparator Mihail II (820–829) döneminde bu adaya kapatılmıştır.
XII. yüzyılda Saint Andre Manastırı, diğer manastırlara nazaran ayrıcalıkları olan dini bir mekân olarak kabul ediliyordu. Adada manastırın kilisesinden başka keşiş evleri, dua mekânları bulunuyordu. 1272 yılı civarında adaya akın akın insanlar geldiğinden bahsedilir.
Adada birçok sarnıç bulunmaktaydı. Bunlardan en büyüğünün ebatları 6,15×4,10 m olarak tespit edilmişti.
Adanın ilginç bir yönü, 5 km uzaklıkta bulunan Pendik sakinlerinin adanın doğu tarafını Hıristiyan kabristanı olarak kullanmış olmalarıdır. (4)Ada, doğusunda bulunan burunla (Saint Try-phon) birleştirilmiş, yıkılmak suretiyle çevre seviyesine indirilmiş, yıkım sonucu elde edilen kayalar adadan kuzeydoğu istikametinde uzanan mendirek yapımında kullanılmıştır.
Ada, Ekrem Bey Yarımadası olurken özel sektör tersaneleri için elverişli bir liman (Aydınlı Limanı) elde edilmiştir.
3- ŞEMSİYE ADACIĞI
Tuz burnu açığında, üzerinde pek az toprak bulunan, kayadan oluşmuş bir adacıktır. Eski adı Dardanos’tur.
4- HAYIRSIZ ADA – FENER ADASI
Şemsiye Adacığı ile İncirli Ada arasında yer alır. Üzerinde insan yaşamına dair bir iz yoktur. Genel olarak üzerinde insan yaşamayan adalara verilen Hayırsız Ada adı bu ada için de kullanılır.
1955 yılında İstanbul-İzmit seferini yapan Pendik vapuru Tuzburnu (Akritas) civarındaki kayalıklara bindirmiş ve bu sebeple aynı yıl içinde adaya bir deniz feneri konmuştu. Bu tarihten sonra halk adaya Fener Adası-Fenerli Ada demektedir. Eski adlarından biride hortlak anlamına gelen Vru kolakos’dur.
5- İNCİR ADASI – İNCİRLİ ADA
Tuzla ve Tuzburnu (Akritas) adasında sahile 2 km mesafede küçük bir adadır. Yaklaşık olarak genişliği 40 m ve uzunluğunda 100 m’dir.
1838 yılında bölgeden geçen VV.FAinsvvort adanın adını Nyssa olarak bildirir. Nysa şeklinde de yazılan bu adın, Bithynia krallarından Nicomedes IM’ün ikinci eşi ve Nicomedes IV’ün annesi Nysa’dan gelmiş olması mümkündür.
Adada IX. Asrın başından itibaren bir manastır ve kilisenin varlığı bilinmektedir. Saint Glykeria’ya ithaf edilmiş olan bu manastır sebebiyle ada Saint Glykeria Adası adını almıştır. Bizans imparatoru Leon V(Ermeni Leon) (815–820) döneminde İkon taraftarı Aziz Nicetas buraya kapatıldı.(6)
Bizanslardan kalma bir su sarnıcının 6 sütunu işgal yılları sırasında İngilizlerce alınıp götürülmüştür.
1925 yılında ilk sahibi olan Salih Bey’den Mısırlı İbrahim adıyla tanınan İbrahim Sayman tarafından satın alınan ada daha sonra, dadısı Fransız asıllı Ayşe Meral Sayman’a intikal etmiştir. Ayşe Hanım uzun yıllar adada tek başına yaşamış, bu sebeple Tuzla halkı adaya Ayşe Hanım Adası demiştir.
Ada bugün sahibi bulunan iş adamı Rahmi Koç tarafından onarımı yaptırılarak Roma ve Bizans dönemi eserleriyle donatılmıştır. Adada izinli olarak Anadolu’dan ve çevreden getirilen eserler yanında teknesi ve kürekleriyle tamamlanmış otantik bir balıkçı kulübesi de bulunmaktadır.
Bir açık hava müzesi halini alan ada, helikopter pisti ve havuzu ile aynı zamanda bir malikâne hüviyeti de kazanmıştır (7)
DİPNOTLAR
(1) Bilge UMAR-Türkiye’deki Tarihsel Adlar, sf. 644 (2)CuinetV.-LaTurguieD’Asie,c.4,sf.700-701
(3) İst.Ark.Müz. Yıllığı, no: 4,1948-1949,sf.42, Bir balıkçı tartından Temenye önlerinde denizden çıkar¬tılan ve İst. Ark.Müz.’ne teslim edilen mermer su künk-leri muhtemelen bu adaya su sağlayan bir şebekeye aitti.
(4) R.Janin-Autour du Cap Acritas, E.O,XXVI 1927,sf. 296-298.
(5)W.F.Ainswort-Travels and Researches in Asia Minör, 1842, d,af. 16.
(6) R.Janin-Les Eglisses Et Les Monasteres Des Grands Centers Byzantins, Paris 1975, sf. 56-57.
(7) 1.9.1.992 tarihli Hürriyet gazetesi. Sadullah Tezcan