PİNPON TOPU…
“Gıda fiyatları bir yılda yüzde yüz arttı.
Ama Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK,enflasyon oranını yüzde 58 olarak açıklıyor.
Hükümet de,memura,emekliye,TÜİK’in açıkladığı orana göre zam yapıyor.
Kavgada olur ya,iki kişi bir kişiyi aralarına alıp döverler,biri tutar,biri vurur..
Bu da öyle..
TÜİK tutuyor,Hükümet vuruyor..
TÜİK de kendine göre haklı.
TÜİK’in enflasyon sepeti,vatandaşın sepetinden farklı.
Herkesin sepeti kendine.
TÜİK’in sepetinde Tenis raketi ve pinpon topu vardı bir ara,şimdi var mı bilmiyorum.
TÜİK,Tenis raketi ve pinpon topu gibi ürünlerdeki artışlara bakarak enflasyon rakamı çıkarıyor.
Tamam,tenis raketi ve pinpon topu protein ve vitamin açısından oldukça besleyici temel gıdalar ama hergün tenis raketi,hergün pinpon topu yenmez ki..
Sabah kahvaltıda iki pinpon topu kırdık yedik..
Öğlen Raket ızgara yaptık..Yanına pilav koyduk.
Akşam yine pinpon topu mu yiyeceğiz,raket mi yiyeceğiz?
İnsan arada bir et yemek istiyor.Farklı bişeyler yemek istiyor..
Türkiye’de fiyatların bir yılda en az yüzde yüz arttığı bu kadar göz önündeyken,TÜİK’in enflasyon oranını yüzde 50’lerde açıklaması inanılmaz.
Bir yalan bu kadar kolay söylenmez.
İnsan yalan söylerken yalanı kuvvetlendirmek için,inansınlar diye yemin eder..”Vallahi billahi doğru söylüyorum..” falan der..TÜİK’de o da yok..İnanıp inanmamamız umurunda değil..
Hiç olmazsa TÜİK’ten,
“Yıllık tüketici enflasyonu vallahi billlahi yüzde 58”
“Temmuz Ayı enflasyonu ekmek kuran çarpsın yüzde 2..”
Şeklinde bir açıklama beklerdim.Belki inanan çıkardı.
Ama şimdi kimse inanmıyor..
TÜİK’in,gıda fiyatlarından haberinin olmadığını,çünkü doğru dürüst gıda almadığını,gıdasız kaldığı için böyle tuhaf rakamlar açıklamış olabileceğini de düşünüyorum.
Çünkü gıda fiyatları yüzde 100 artarken,enflasyona yüzde 50 demek,gıdasız kalmış bir kafanın ürünü…
*****
BULAMAZSIN SONRA…
Bir kadın sokakta,telefonla buluşacağı bir yakınına bulunduğu yeri bildiriyor…
– “Oruç Ekmek Fırını” var ya,ben onun önündeyim..
– Oruç?
– Hani daha önce Ünsal Ekmek Fırını’ydı..Onun önündeyim ben.
– Ünsal?
– Ondan iki ay önce de “Cumhuriyet Ekmek Fırını” ydı..
– Cumhuriyet??
– Çarşıya inerken,sağda..Daha önce “Sancak Fırın” dı adı.
– Sancak Fırın..Sancak Fırın…Okulun yanında mı?
– Hayır o değil..İlkönce ayakkabı mağazası olarak açılmıştı.İş yapamadı,sonra mobilyacı oldu.Üç ay sonra iflas etti galiba,onun yerine tüpçü geldiydi..
– Tamam tamam..Bi ara market olduydu orası.
– Evet orası…Marketten iki ay sonra lokanta oldu.Lokanta üç ayda kapattı.Sonra bi süre boş kaldı..Bi terzi taşındı.Terzi de iş yapamadı,kasap geldi..
– Bildim bildim..Bi ara oyuncakçıydı orası..O da iş yapamadı kapattı..Şimdi ne oldu demiştin?
– Ekmek Fırını.Oruç Ekmek Fırını..
– Tamam hemen geliyorum.
– Acele et,koşarak gel.Malum piyasa kötü,dükkanlar sürekli kapanıyor,sen gelene kadar burası da iflas edip kapanır, bulamazsın sonra…