Hizmet yelpazesi içine genetik testleri de dahil eden Galen Laboratuvar ve Görüntüleme Merkezi’nden Prof. Dr. Ayşegül Akbay, genetik tarama kavramı çerçevesinde ürkülen etik kavram “öjeni” hakkında görüşlerini paylaştı.
“İnsanlık tarihinin birçok için ‘çocuklar’, önemsedikleri özelliklere sahip beşerler yaratmak için, ebeveynlerin şuurlu bir seçimi olmaktan çok cinselliğin bir yan eseri olmuştur. Genetik anlayışımız, üremeyi denetim etme ve genleri manipüle etme yeteneğimizle birlikte geliştikçe, müstakbel ebeveynler, seçimlerinin çocuklarını nasıl etkileyeceğini ve çocuklarının başka insanları nasıl etkileyeceğini düşünmek için daha güçlü ahlaki nedenlere sahip oluyor. Ucuz ve tesirli doğum denetiminin yanı sıra tüp bebek, embriyo seçimi ve genetik mühendisliği için yeni teknolojilerin ortaya çıkmasıyla, sahip olacakları özellikleri düşünmeden çocuk sahibi olarak, genetik zar atmayı haklı çıkarmak giderek daha sıkıntı hale geliyor. Üreme seçimlerimize eşlik eden dayanılmaz sorumluluklarla yüzleşmenin vakti geldi.”
Prof. Dr. Ayşegül Akbay, şöyle devam etti:
“Küresel ölçekte kamu siyasetleri ile öjenik bir ütopya peşine düşmek yerine, sözümona yasal zorunluluklarla birebir sonuçları elde etmek için istekli seçime güvenmek ekseriyetle daha az tehlikeli ve daha tesirlidir. İnsanların çocuklarının özellikleri hakkında şuurlu seçimler yapabilmeleri için doğum denetimini sübvanse ederek, genetik ve üreme teknolojisi hakkında eğitime erişimi güzelleştirerek şuurlu tüketici seçimini artırmak istenen bir gelecektir. Üreme normlarını değiştirmek de öjenik seçimleri teşvik etmede bir yol kat edebilir. Örneğin, sperm ve yumurta donörlerinin kullanılması, embriyoların taranması vb. toplumsal olarak daha kabul edilebilir hale geldikçe sonuç muhtemelen toplu olarak yararlı olacaktır. Bu prosedürlerden içgüdüsel olarak korkan birçok insan, genetiği değiştirilmiş embriyolar konusunda daha da kaygılı. Fakat açık tartışmalar tavırları değiştirmekte tesirli olacaktır.”�
Galen Laboratuvar ve Görüntüleme Merkezi’nden Prof. Dr. Ayşegül Akbay kelamlarını şöyle noktaladı:
“Bu çerçevede, tüm dünyada ve Avrupa’da üreme teknolojilerine engel koyan pek çok yasal kısıtın, ülkemizde de hala geçerliliğini koruduğu da bilinmektedir. Genetik ve üreme teknolojilerinde modern tıbbın eriştiği aşamalar göz önünde bulundurulursa, engel çıkarmak yerine, bilimin ve piyasanın önünü açmak en geçerli stratejidir. Kimi modern etikçilerin savunduğu gibi; bazen en iyi politika, olmayan politikadır.”
Hibya Haber Ajansı