Sahte doktor Ayşe Özkiraz, duruşmada gerçekten doktor olmadığını söyleyerek tahliyesini istedi.
Çerkezköy 5’inci Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Özkiraz, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) katıldı.
Özkiraz, kimlik tespiti sırasında lise mezunu olduğunu söyledi. Savunmasında, kaldığı öğrenci yurduna normal kimliği ve adli sicil kaydıyla kayıt olduğunu, öğrenci kimliğini hiç kullanmadığını, fakültede birkaç derse girdiğini anlatan Özkiraz, “Bir sınıftaki derslere giriyordum. Sonra öğrencilerin oluşturduğu Whatsapp grubuna kendimi eklettirdim. Oradan hangi derslerin hangi amfide olduğunu öğreniyordum” dedi.
Özkiraz bir soru üzerine, kaç tane olduğunu hatırlamadığı sahte kimlikleri Eminönü’nde bir pasajda bastırdığını ancak hiç kullanmadığını öne sürdü.
Çerkezköy’e döndüğünde devlet hastanesinde çocuk doktorunun yanına gittiğini dile getiren Özkiraz, çocuk cerrahisine ilgi duyduğunu söyledi. Serviste zaman geçirmek istediğini ilettiğini ve doktora sahte tıpta uzmanlık belgesini gösterdiğini belirten Özkiraz, sağlıkçıların giydiği formaları giydiğini ancak beyaz doktor önlüğünü hiç giymediğini beyan etti.
Hakimin beyaz önlükle hastane önündeki fotoğrafını sorması üzerine Özkiraz, bu önlüğün sekretere ait olduğunu belirtti.
Birkaç kez ameliyatlarda dikiş attığını söyleyen Özkiraz, şöyle devam etti: “Fakültede gördüğüm dikiş işlemlerine göre yaptım. Doktor bey bana ‘Yastık üzerinde dikiş çalışabilirsin’ dediği için yastık üzerinde dikiş çalışıyordum. Hatta dikiş çalışmam için odasında bulunan makas ve iğne gibi eşyaları da kendisi verdi.”
Ameliyatlarda sadece doktorun yanında durduğu, pansuman yaparken çıkan fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığı yönünde savunma yapan Özkiraz, şöyle konuştu:
“Diğer fotoğrafta da temas etmiş gibi görünsem de ben temas etmedim. Sadece izliyordum. Ameliyat anında fotoğrafın çekilmesini doktor bey istemişti. Hastanın vücudundaki bir organı tutuyormuş gibi yapıp fotoğraf çektirdik. Girdiğim ameliyatlarda hiçbir müdahalede bulunmadım. Sadece poz veriyordum. Yeşil ameliyat önlüğünü onlar veriyordu. Genelde çocuk cerrahi bölümünde olduğum için hangi muayenelere girdiğimi hatırlamıyorum. Doktor M.K. hangi ameliyatlara girerse ben de onlara katılıyordum.”
Hastanede sekreter olarak çalışan T.A., Özkiraz’ın temmuzda hastaneye geldiğini, kendisini doktor olarak tanıtıp doktor M.K.’yle görüşme talep ettiğini söyledi.
Özkiraz’ın ilk görüşmeye doktor kıyafetiyle geldiğini dile getiren T.A., şunları anlattı: “Doktor M.K’ye ‘Sizi özellikle seçtim, sizi araştırdım. Çok iyi bir cerrahmışsınız, yanınızda gözlem yapabilir miyim?’ dedi. Telefonundan bazı belgeler gösterdi. Doktor bey de izin verdi. Ara ara gelip gidiyordu. Doktor beyin arkasında durup muayeneleri izliyordu. Bir gün ‘Benim doğum günüm’ dedi. Biz de ‘Kutlayalım’ dedik. Sabah elinde pastayla geldi. ‘Arkadaşlarım bıraktı’ dedi. Öğleden sonra üzerinde, ‘Çapa’nın gururu Ayşem Özkiraz’ yazan büyük bir çelenk geldi.”
T.A, Özkiraz’ın zaman zaman gece saatlerinde hastaneye geldiğini söyledi.
Tanık doktor M.K. ise Özkiraz’ın giydiği beyaz önlüğü zanlının kendisinin temin ettiğini söyledi. Özkiraz’ın hiçbir zaman hasta muayene etmediğini dile getiren M.K., şöyle devam etti:
“Beş-altı ay önce kendisini acilde başhekim yardımcısıyla gördüm. Üzerinde forma vardı. Başhekim yardımcısı yanında bulunan kişinin ‘Yeni mezun ve çok başarılı, çok zeki olduğunu, gözlem yapacağını’ söyleyerek ‘Yardımcı olalım’ dedi. Daha sonra bana geldi. Elinden hiç telefon düşmezdi. Özellikle ameliyatlara fotoğraf çekilmek için giriyordu. Ben 28 yıllık doktorum benim bu kadar fotoğrafım yok. Sürekli fotoğraf çektiriyordu.”
Özkiraz’ın kendi adına sicil numaralarının bulunduğu sahte kaşe hazırlattığını öne süren M.K., “Kaşeyi gördüğümde ‘Bunun doğru olmadığını’ söyledim. Benim adıma hazırlanan kaşeyi de kırıp attım” dedi.
Tanık astsubay T.K. de Özkiraz’la tanıştıklarında kendisini doktor olarak tanıttığını ve mezuniyet törenine beraber katıldıklarını bildirdi.
Özkiraz’a çok inandığını ifade eden T.K, şunları anlattı: “Kulağımdan rahatsızdım, Cerrahpaşa Tıp Fakültesine gittiğimde beni beyaz önlükle karşıladı. Gerekli muayene işlemlerinin ardından doktor beni 15 gün hastanede yatırdı. Benim aileme bile kendisini doktor olarak tanıttı, inandık.”
T.K. sosyal medya üzerinden kendisine ulaşan V.C.’nin Özkiraz’ın kendisini kandırdığını ve doktor olmadığını belirtmesi üzerine durumu hastaneye bildirdiğini aktardı.
Özkiraz’ın avukatı Kemal Uçar da müvekkilinin çocukça bir heyecanla sahte kimlikleri bastırdığını söyledi. Uçar, hazırlanan kimlik ve belgelerin suç teşkil etmediğini savunarak, müvekkilinin beraatini talep etti.
Ardından Sağlık Bakanlığı adına katılan avukatın beyanı dinlendi.
Tanık ve avukatların dinlenmesinin ardından son sözleri sorulan Özkiraz, “Tahliyemi istiyorum, söylediğim yalanlardan dolayı ailemden, sevdiklerimden ve sizlerden özür diliyorum. Gerçekten doktor olmak istiyorum, pişmanım, yaşım küçük olduğundan eğitimime devam etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Savcı, Özkiraz’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme sanık V.C.’nin bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenmesine, Özkiraz’ın da tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 30 Ocak tarihine ertelendi.