Türkiye’de elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin ardından Sakaryalı Girişimci Hikmet Naz’ın kurduğu Naz Elektrik, önceleri şehrin ve çevresinin, daha sonra Türkiye genelinin ve şimdilerde ise Dünya’nın öbür ucunun sektörel ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor…
Fırtına�Haber,�Sakarya‘nın Dünyaya açılan penceresi Naz Elektrik’in geldiği noktalar ve elektrik dağıtımının merak edilen hususlarını, Naz Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı ve İş Adamı Hikmet Naz’a sordu…
Muhabirlerimizin sorusu üzerine öncelikle elektriğin nasıl üretildiğini detaylı bir şekilde anlatan Naz, “Ülkemizin % 87 elektrik kaynağı barajlardan üretilir elektrik. Karakaya barajı Keban barajı deniz ırmakları. Barajların dışında tavuk gübresi, çöpler ki; bizim belediyemizde yaptı. Bioenerji kaynaklarının, ormanlardaki kabuk, yapraklardan onları anız gibi yakarak üretiliyor.
Onun dışında rüzgar gülü. Allah’ın mucizesi rüzgar esiyor, eskiden bizim çocukluğumuzda bisikletin tekerine dinamo takardık, teker döndükçe tekere sürttükçe ön far yanardı. Bu sistem yani mantığı bu. Onun dışında; Güneş çok alıyor ülkemiz. özellikle Güneydoğu da çok arazimiz var.�Ankara‘ dan Güneydoğu’ ya doğru güneşi ciddi şekilde alıyor. Oraya Güneş tarlalarımız kuruluyor. Yeri gelmişken söyleyeyim; Edirne de fabrikası olan bir insan Batman’ dan yada Urfa’ dan boş arazi kiralayıp oraya güneş tarlası kurup oradaki elektriği Edirne’ deki kendi fabrikasına veya Antalya’ daki kendi fabrikasının elektriğini Gümüşhane’ de üretebiliyor. Ülkemizin her bölgesi güneş çok aldığı içinbu etkenden üretiliyor. Ayrıca; yer altı kaynaklarımız çok fazla. Mesela Zorlu Enerji’ nin Manisa’ da çok büyük jeotermal tesisleri var. Mesela niye�Adapazarı‘nda yok. Bizim de Akyazı da Kuzuluk da ve birçok bölgemizde altımız su kaynıyor, doğal su kaynaklarımız var. Oradan biz niye bunu yapamıyoruz üretemiyoruz. Bu benim içimde bir yaradır. Toparlarsak ana yöntemler bunlar” ifadelerini kullandı.
Peki ama tüm bunlar için ciddi bir ulaşım ağı gerekiyor. Bu ulaşım ağı nasıl sağlanıyor?
Devletin kurduğu sistem var. Sakarya’ yı konuşursak; Sepaş ve Sedaş. Sepaş kim; elektriği satan özel firmalardan bir tanesi. Yani; Zorlu satıyor Sanko satıyor. Bunlar piyasadaki en büyükfirmalar. Sepaş da bunlardan bir tanesi. Sedaş kim; devletimizin, elektriğin üretildiği andan ampulümüze fişimize gelmesi ile hükümlü olan taşeron firması. O da ihale ile alarak yapıyor bu işi. Yani bizim elektriğimizi bize getirmek zorunda. Bilgisayar alıyoruz internet alıyoruz hangi markayı alırsak alalım bunu bize sağlayan altyapı sağlayıcı Ptt.
Devletin altyapısıyla yapılıyor. Burdada devletin altyapısıyla elektrik dağıtılıyor. Edirne’ den Kars’ a kadar devletin altyapısıyla üretiliyor. Ve elektrik Antalya da üretiliyor, devletin ana havuzuna düşüyor ve�Türkiye‘ de ki ana nakil hatlarıyla söyle; mesela Esentepe de ve Erenler de ana nakil hatları var. Yanına gitesniz yogun şekilde ses çıkarır bunlar ana nakil hatlarıdır. O hatlar sayesinde her yere dağılıyor. Bir ana hartel var ana hartelden gerekli şehirler köylere ulaşıyor. Bunu da yapan devletin bölgedeki sorumlu taşeron firması. Bizim bölgemizde Sakarya da Sedaş farklı illerde farklı isimlerle firmalar yani…”
Elektrik yaşamımızın ana temellerinden, olmazsa olmazımız. Doğal olarakta bunun getirdiği yaşam maliyeti var. Bu noktada da sorumuz; indirimli elektrik nedir?
Elektrik,�hava gibi su gibi 1 saat kesildiği bir anda hayatımızın durduğu makinaların çalışmadığı şalterlerin indiği, yaşamın büyük bir olgusu. Bu sebeple olmazsa olmazdan. İndirimli elektrikte ulusal bir tarife var. Yani her bölgemizin bir uygulaması var. Sakarya’ da Sepaş devletimizin uyguladığı ulusal tarifeye göre ihale koşulları gereği 21 sene insanlara belli bir ücretle ulaştırıyor. Şuan bu ücret 3.6 tl. Bizler ise üretici firma olarak insanlara % 15 % 20 oranında indirimle senede 2 3 fatura indirimli kullanmasını tasarruf sağlamasını sağlayan firma konumundayız. İndirimli elektrik bi nevi karpuzu tarladan almak gibi örnekleyebiliriz. Örneğin; tarlada 0,5 krş halde 1 tl pazarda 1 buçuk lira. Sepaş veya büyük firmalar büyük üreticiden alıp halka satıyorlar. Ama biz direkt üreticiden aldığımız için indirimli elektriğin kısa öz manası bu. Yani tarladan karpuzu satmak misali.
Bunu aracısız olarak direkt olarak halka ulaştırıyoruz. Ulusal tarifede elektriğin Kw/s 3.6 ise biz bunu zamanla 3.1 ‘e 2.9 ‘lara indiriyoruz. Şu an dünyada çok büyük bir enerji krizi de var. Ama ülkemiz ondan çok etkilenmedi Rabbimize şükürler olsun. Çünkü enerji üretme tesisleri ülkemizde çok fazla. Yeraltı kaynaklarımız var jeotermalden üretiyoruz. Ülkemizde çok fazla çöp çıkıyor
85 milyonluk ülkeyiz, çöpten elektrik üretiyoruz. Tavuk gübresinden, hayvan gübresinden elektrik üretiyoruz. Ülkemizin her tarafı Allah’ a şükürler olsun akarsu nehir barajlardan hidroelektrik santrallerinden üretiyoruz. Yetmedi son zamanlarda rüzgar gülü ve güneş enerjisi çok etkin, güneş ve rüzgardan elektrik üretiyoruz. Bu sebepten ülkemiz dünyada yaşanan global enerji krizinden çok etkilenmedi. Bu sebeple bizlerde 12 yıldır halka bunu direkt ulaştırarak Türkiye de ki en büyük firma olduk, sektörün lideri konumundayız şuanda Rabbimize şükürler olsun. İndirimli elektrik demek; elektriği kaynağından ucuza almak demek. Sorunun net cevabı bu…
Dünyada enerji krizinden ülkemiz olarak etkilendik mi ve ülkemiz enerji sektörünün neresinde?
Biz ülkemiz olarak bundan Rabbimize şükürler olsun çok etkilenmedik. Neden, biraz önce saymış olduğum elektrik elde etme seçeneklerimizin genişliğinden. Dünyada bu krizin olma
sebebi, her ülke bizim bulunduğumuz şartlarda bulunma şansına sahip değil. Bizim gibi coğrafik açıdan toprağın anatomik açıdan zengin değil. Genelde elektriğin etken maddesi doğalgaz.
Rusya�Ukrayna savaşından dolayı Rusya,doğalgazı Avrupa ülkelerine satmamaya başladı yada çok kısıtlı satmaya başladı. Krizden dolayı evlerinde yakacak doğalgazı bulamazlarken üretecekleri
doğalgazıda çok zor buluyorlar. Bundan dolayı doğalgaz eksikliğinden dolayı enerji santralleri gerektiği kadar çalışmamaya başladı. Ana krizin sebebi bu. Bizlerinde etkenlerimizin fazlalığı
sebebiyle hatta Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ nin yapmış olduğu Doğançay barajı gibi etkenlerimiz sayesinde bizler bu krizi atlatmış oluyoruz.
Geçmişte indirimli elektrik kullanıp da ciddi mağduriyet yaşayan aboneler var. Neden bu tip tatsız olaylar yaşandı?
Sektörün en acılı noktası en kötüsü bu. İndirimli elektrik kullanırken insanlar çok ciddi sıkıntılar yaşadılar. Gerçekten takdir ettim bunu iyi tespit etmişsiniz. 228 tane firma vardı.
bu firmaların direkt üretici lisansı olmayıp herhangi bir sorunda siz tekrar Sepaş’ a dönün dendi. Bunlarda teminatlarının yanması veyahut tüketicilerde kaçak elektrik kullanıyorlar durumuna düştüler.
Biz Naz Enerji olarak kendimde en övündüğüm konu bu; hiçbir müşterimizi mağdur etmedik. Yeri geldi zarar ettik ama bizimle olan sözleşmesi bittiği ana kadar o bizi bırakmadıkça biz her türlü şartta Naz Enerji olarak Türkiye’ nin her yerine yani Kars’ ta da bayiimiz var Şanlıurfa da vs. biz onları bırakmadık. Kendimizi bu manada anlatmak isyemeyiz belki ama biz ahilik kültürüyle yetiştiğimiz için
Enerji Bakanalığı’ ndan almış olduğumuz bütün ödüllerimizin temelinde bunlara bağlı. Müşteri memnuniyeti Liyakat ödülleimiz var. Rabbimize bin şükür. Bu bayrak dalgalandığı sürece de hiçbir müşterimi mağdur etmedim etmeyeceğim de…