Sana Zahmet Olmasın

Gülizar hanım mutfağa gider,şöyle bir göz atar…

Akşam yemeği vakti yaklaşmaktadır.

Herkes bişeyle meşguldür..

Kızı Gülseren çorba tenceresinin başında..

Gelini Ayşe,salata hazırlıyor..

Onbeş yaşındaki torunu Beyza,mutfaktan,birazdan hep birlikte başına oturacakları,salondaki büyük masaya tabakları,kaşıkları falan taşıyor…

Gülizar hanım “Ben de ekmek keseyim bari..” diyerek,ekmeklikten ekmeği çıkarır,bıçağı alır,tam ekmeği dilimlemek üzereyken,gelini Ayşe,salatayı bırakıp,kayınvalidesinin elinden bıçağı alır,

— Annecim siz zahmet etmeyin,ben keserim ekmeği…Siz gidin oturun içerde,biz hazırlıyoruz yemeği..

— Peki kızım….Su götüreyim bari masaya…

Buzdolabının kapısını açar,su dolu cam sürahiyi buzdolabından çıkarır,kızı Gülseren çorbayı bırakıp, sürahiyi annesinin elinden alır..

— Suyu ben götürürüm anne,sen zahmet etme…

Gülizar hanım,salataya sıkmak için dolaptan limon çıkarır,torunu Beyza,limonu elinden alır,

— Ben sıkarım anneanne,sen yorulma…

— O zaman,tuz serpeyim salataya…

Gelini Ayşe ona da izin vermez..

— Ben serperim annecim,siz yorulmayın…

— Bırakın da bir işe yarayayım kızım!..Hepiniz bişey yapıyorsunuz,ben de bişey yapayım…Bardak götüreyim masaya..

Kızı Gülseren bardakları annesinin elinden alır,bir de öpücük kondurur yanağına,

— Annecim,senin bişey yapmana gerek yok….Sen yapmışsın yapacağın kadar,bizi bu yaşa getirmişsin…Otur,dinlen,keyfini çıkar,biz yaparız herşeyi..

— Peki kızım…Şurdan bi bardak su içeyim…

Kendisine bir bardak su koyup içmek üzereyken, torunu Beyza,bardağı elinden alır,

— Ben içerim büyükanne,sen zahmet etme…deyip,anneannesinin suyunu içer..

— Tövbe tövbeee!…

Gülizar hanım,mutfaktan çıkar,salona yürürken,çişi aklına gelir,tuvaletin kapısını açar,tam girecekken,gelini Ayşe koşarak gelir..

— Annecim nereye?..

— Tuvalete kızım?..Sıkıştım!..

— Annecim siz niye sıkışıyorsunuz?…Söyleyin bana,ben sıkışırım…Lütfen,siz zahmet etmeyin,gidin oturun içerde,ben yaparım..Büyük mü,küçük mü?

— Küçük…

Gülizar hanım,canı fena halde sıkkın,salona,kocasının yanına gider..

— Ne yapacağız bu çocuklarla Rüştü?…

— Ne oldu Gülizar?

— Kendi evimde misafir gibiyim Rüştü…

“Ben yaparım…Sen yorulma…Sana zahmet olmasın…”

Hiçbi şeye elimi sürdürmüyorlar!..

Ben yapamam böyle Rüştü!…

Daha ölmedik ki biz!..Elimiz ayağımız tutuyor çok şükür..

Böyle olmaz!..Gidelim,başka bir ev tutalım biz seninle…

Ben ev işi yapmak istiyorum,bişeyler yapmak istiyorum,yaşadığımı hissetmek istiyorum,kaçalım gidelim burdan Rüştü!..

Çocukların iyiliğinden kurtar beni Rüştü!..

— Gidemeyiz Gülizar..

— Niye Rüştü?..

— Felç oldum,kıpırdayamıyorum…

Kızların sana yaptıklarını,oğlanlar da bana yapıyorlar..

Biyere gideceğim, “Ben giderim…”

Bişey alacağım, “Ben alırım…”

Tamirat yapacağım, “Ben yaparım..”

Yürüyüşe çıkacağım, “Ben yürürüm…”

Bize iyilik yaptıklarını sanıyorlar ama böyle yaparak bizi öldürüyorlar…

Polisi ara Gülizar!..

Benim,hiçbişey yapamamaktan her tarafım kireç bağladı,kıpırdayamıyorum…

Polisi ara,gelip bizi çocuklarımızdan kurtarsınlar!..

Polisi ara,yardım iste,bizi,çocuklarımızın bize yaptıkları iyiliklerden kurtarsınlar!..

— Pencereyi açıp, “İmdaaaat!.” diye de bağırayım mı?

— Bağır!…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.