“Umut affı ile serbest bırakma karşılığında PKK terör örgütünü feshettirme” girişiminin faydalarına geçmeden önce, hattâ risklerini değerlendirmeye geçmeden önce cevap verilmiş olması gereken iki soruya cevap vermek gerekiyordu:
SORU ŞU:
1)-Abdullah Öcalan, Hapishânede Gerçekten Izdırâp İçinde Mahpus Hayâtı Mı Yaşıyor?
2)-Abdullah Öcalan, Sâdece Abdullah Öcalan Mıdır?
Abdullah Öcalan, sanki hapishânede elleri kelepçeli ve ayakları prangalı şekilde her gün:
*Aç bırakılıyor,
*İdrar içiriliyor,
*Pislik yediriliyor,
*Elektrik veriliyor,
*Filistin askısına çekiliyor,
*Soğuk suyla dolu havuzlara sokuluyor,
*Tırnakları sökülüyor,
*Buz gibi betonlarda yatırılıyor,
*Hücre hücre süründürülüyor,
*Yaptıkları, fitil fitil burnundan getiriliyor,
*Gözleri kan çanağı içinde, “ben ettim, siz etmeyin; n’olur beni bırakın!” diye yalvartılıyor..
Da; Terörist Apo, hapishâneden hiçbir şekilde çıkmamalı, içeride çürüm çürüm çürümeliymiş.. miş miş de miş miş...
Hepsine de eyvallah!
İyi güzel de; çeyrek asra varacak şekilde biraz geç kalmadık mı?
Herif; daha yakalanmadan önce, sebep olduğu her olay nedeniyle gıyâbında ayrı ayrı yargılanmalı ve yakalandığı zaman da beş dakîka içinde asılmalıydı beyler!
Ama nedense olmadı.
Devlet:
*İÇTEN VE DIŞTAN Ne Şekilde Ve Hangi Ölçüde Kuşatılmıştı, İşgâl Edilmişti ve Çâresizdi?
*Hangi sırra vâkıftı?
*Hangi dertten muzdaripti?
*“Hele bir as bakalım: Ben de senin en az beş şehrinde, en az on bin kişinin öleceği bombaları patlatıyor muyum, patlatmıyor muyum; güneş doğan her gününü ve ay doğsun doğmasın her geceni sana zehir ediyor muyum, etmiyor muyum, .. görürsün!” şeklinde HANGİ TEHDÎT ALTINDAYDI?
Da; böyle bir karar aldı, bilemiyoruz.
Ama “Apo, hapislerde çürümeliiiii!” diyen sen, hâlâ onun hapiste tutulduğunu zannet!
Hâlbuki, taaa işin en başından beri:
*Her türlü iletişimi; bir taraftan göbeğini kaşırken ve sakal-bıyığını sıvazlarken diğer taraftan mısır patlatacak ve rakı-vira-viski-şampanya-kolasını içerek yattığı yerden terör örgütü yönetecek şekilde eksiksiz ve kesintisiz şekilde sağlanıyor.
*En kaliteli porselen ve çatal bıçak takımı eşliğinde, adamın bir eli yağda bir eli balda.
*”Aman zayıflamasın ve yağ da bağlamasın, yedikleri bir yerine dokunmasın!” endîşesi nedeniyle, diyetisyenler gözetiminde aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyor ve içiyor.
*“Aman üşütüp de hasta olmasın, aman düşüp de bir yerini kırmasın!” endîşesi nedeniyle, doktorlar gözetiminde programlı şekilde spor yapıyor.
*Devlet’in günâhını almayayım, ama cinsel ihtiyaçları için Devlet: “Pembe oda” uygulaması dâhilinde, yerlileri bile yetersiz görüp “uluslararası îtibâra sâhip marka hâline gelmiş seçmece fâhişeler” bile tedârik etmiş ve işi oraya kadar vardırmış da olabilir.
Apo içeride keşke çürüse de yüreğimiz ferahlasa..
Ama dirisi de ölüsü de Türkiye'nin başına belâ olan bu teröristin, ölmemesi ve çürümemesi için her türlü tedbîr alınıyor!
İşin özeti: Herif hapiste mapiste değil ki, "hapishâneden aslâ ve kat’â çıkmamalı!" diye tepinelim beyler!
Ammaaaa, eğer biraz daha beklersek:
Azrâîl’in (a.s) ecel defterinde son kontrollerine başladığı bu adamı, "Faşo Türk devletinin elinde esîr olarak ölen kahraman / ebedî ulu önder / lider / halk kahramânı" şeklinde efsâneleştirmeye de az kaldı beyler!
Böyle bir kahramanlaşma önlenmezse, “bugüne kadar olup bitenleri fragman durumuna düşürecek olan” esas gürültü bundan sonra çıkacak!
Çünkü, Apo sâdece Apo’dan ibâret değil: Apoizm’i destekleyen en az 140 çakal, “Türkiye arslanı diz çöküp nefesini verdiğinden emîn oluncaya kadar” ya da "kendileri, meydanda veyâ inlerinde itlâf edilinceye kadar" bu işin peşini bırakmayacak!
Muhtemelen, "VEKÂLETEN TÜRKLER’DEN HINÇ VE ÖÇ ALAN" ve "YAKALANMADAN ÖNCE ZİMMETLENİP YAKALAMACA OYUNUYLA TÜRK DEVLETİ'NE TESLÎM EDİLEN" Apo’nun “Apoizm’den en ufak bir tâviz vermesi ve Apoizm’de en küçük bir gevşeklik göstermesi” hâlinde; Türk’ün can düşmânı olan Apo’nun can güvenliğini sağlama işi Türkiye’ye düşecek ve Türkiye Apo'nun can güvenliğini 8 / 25 / 366 sağlamak zorunda kalacak!
Şimdi artık bundan sonraki bölümlerde; denemeye değer olması ve muhtemel faydalar sağlaması açısından, girişimin “MUHTEMEL FAYDALI SONUÇLARI”nı değerlendirmeye geçelim dilerseniz.
( D e v â m E d e c e k )
NOT:
*"Sanat, hak ve halk içindir!" düstûruyla, elimiz ve dilimiz döndüğü kadar bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.
*Bu nedenle, yazı ve şiirlere yönelik yorumlarınız biz yazarlar için çok değerli!
*Yüz yüze ve telefonla görüşmelerde veyâ gazetedeki yorum bölümünde yorumda bulunan dostlara çok teşekkür ederim!