SAYILAR ALEMİ

Yüce Allah kainatı yarattı, Kürrei Arzı yarattı, insanı yarattı, insana lisanı öğretti, eşyanın ismini öğretti ve hayatı yaşanır kılan her şeyi insana ihsan eyledi. Harfler, kelimeler, rakamlar ve sayılar da çok büyük bir nimet olarak ortaya çıktı. İşte rakamlar ve sayılar alemi. Sonsuz bir alem… Sırlar ve hikmetlerle dolu bir derya. Her ilmin ihtiyaç duyduğu büyük bir hazine. Bu öyle bir alem ki; alem içerisinde alemleri vardır. Sayılar alemi, mühendisliğin temeli ve alfabesidir. İlim ve teknolojinin ana malzemelerinden biri sayılar alemidir. Bu alem, en çok alt kümesi olan bir alemdir.

Sayılar alemi deyince birçok rakam ve birçok sayı akla gelebilir. Lakin bir istisna var ki, onu tanımlamak, sınıflandırmaya tabi tutmak kıyaslara konu etmek mümkün değildir. Bu, elbette ki “bir” (1) dir. Bu büyük umman (sayılar alemi), tüm mahlukat gibi “Bir” e muhtaçtır. Çünkü sayılar alemi “Bir”den türetilmiştir. “Bir” yoksa ne sayılar alemi vardır ne evren vardır, ne de tüm mahlukat alemi… “Bir” tevhidin sembolüdür. Tevhidin gerçek ve mutlak manası; Allah “bir”dir. Her şey bu “bir“ olana muhtaçtır. O’ndan başka ilah yoktur. İlahın ana vasfı “bir” olmasıdır. “Bir” olanın eşi ve benzeri yoktur. O sadece tektir. Ortağı yoktur. Benzeri yoktur. Başlangıcı yoktur. Sonu yoktur. O zahirdir yani alametleri tüm varlıklarda görünendir. O gizli olan ve her şeyi en iyi bilendir ve O’nun ilminin sınırı yoktur. Her şeyin hakikati “ bir” olandadır. Sınırsız kuvvet ve kudret O’na aittir. “Bir” anlamlar, kavramlar ve manalar üstüdür. “Bir” hayaller üstü ve hayaller ötesidir. Hiçbir şey O’na denk değildir. Hiçbir şey “bir” olana izafe edilemez. Hiçbir şey O’nunla kıyaslanamaz. “Bir” olmadan hiç bir şey var değildir. “Bir” rakamlar, sayılar, boyutlar ve alemler üstüdür. Harfler, kelimeler, kavramlar, sistemler ve nizamlar üstüdür. “Bir” tüm mevcudata esma ile tecelli eder. Her şey “bir”in türevidir. Fıtratın tüm kanunları “bir” de kodlanmıştır. Bu nedenlerle “bir” vahdet demektir, tevhid demektir, tevhidi ifade eden sembol demektir.

Bütün maddi ve manevi ilimler “bir” de toplanır. “Bir” hem mana aleminin ve hem madde aleminin ana direğidir. Her şey için bütün yollar “bir”e çıkar. Bütün gerçeklikler ve mutlak hakikatler bir mıknatıs misali “bir”in çekim alanı içerisindedir. Bu nedenle her alanda tekamül etmek ve rıza-ı ilahiye ulaşmak için “bir” üzerinde mütemadiyen irdeleme yapma, düşünme ve tefekkür etme zorunluluğumuz vardır. Sayılar alemi üzerinden yola çıkarak tevhidin bütün delillerini daha yalın bir şekilde görme imkanına kavuşmalıyız.

Sayılar ilmi söz konusu olduğunda sayı kavramı karşımıza çıkar. Sayı, azlık, çokluk veya miktar bildiren tasarım ölçüsü olarak tanımlanabilir. Sayılanlarla tezahür eden ifadelere de sayı diyebiliriz. Bunları ifade eden sembollere rakam dendiğini hepimiz bilmekteyiz. Sayılan yoksa sayı da yoktur. Bu kapsamda başta tüm kıyasların ana nirengi noktasının sıfır (0) olduğunu da mutlaka bilmeliyiz. Zira sıfırı bilmeden hiçbir şey bilmiş olamayız. Çünkü sıfır, varlık ve yokluk aleminin çakıştığı bir noktadır. Her şey orada başlar, orada son bulur. Sıfırın, hem bir sayı ve hem bir rakam olduğunu ve varlıklar alemini tanımamızda sayıların buna nispet edildiğini bilmeliyiz. Bu haliyle sıfır kavramı da gizemlerle doludur diyebiliriz.

Sayı kavramının, sayısal işlemlerin, sayısal hesapların, varlık sayılarının ve varlık ifadelerinin temelinde, tüm kıyasların, referans noktalarının ve buna bağlı olan tüm ilimlerin ana gövdesi ve ana kaynağı nedir diye bir soru sorduğumuzda vereceğimiz cevap, her zaman “bir”dir. “Bir”in hükmü ve etkinliği olmadan hiçbir sayı elde edilemez. Her şey “bir” ile işlem yaparak ortaya çıkar. Bütün ifadeler, sayılar, azlık ve çokluklar, hesaplar, kıyaslar hep “bir” sayesinde meydana gelir. “Bir” olmadan lisan olmaz, kelam olmaz, ifade olmaz. “Bir” esma ile tezahür ettiğinde kainat nizamı kurulur ve her şey ancak o zaman yerli yerinde olur. “Bir” varsa tüm mevcudat vardır, “bir” yoksa hiçbir şey yoktur. “Bir”e rağmen hiçbir ilim tek bir milimetre dahi yol alamaz, tek bir hesap yapılamaz, tek bir ifade yazılamaz “Bir”in nuru tüm mevcudatı aydınlatmakta ve düzene sokmaktadır. “Bir” yoksa, hesap yoktur, matematik yoktur, fizik, yoktur, kimya yoktur, biyoloji yoktur, sanat yoktur, estetik yoktur, sayı yoktur, denge yoktur, manevi ilimler yoktur, maddi ilimler yoktur, nizam yoktur, sistem yoktur, yazılım yoktur ve en nihayetinde varlık yoktur. Yani “bir” olmadığında her şey yok hükmündedir. Çünkü “bir” yüce yaratıcının en önemli sıfatı hükmündedir.

Katrilyon kere işlemler, analizler ve sentezler yapsak sonuç her zaman “bir” dir. Sonsuz bileşenli denge denklemleri yazabilseydik eğer işlem sonucunun da her zaman “bir” olduğunu görmüş olacaktık. Ne hesap yaparsak yapalım “bir” olmadan tek bir adım atamayız. Tüm evrensel hareketlerin bileşkesi “bir”e eşittir. Tüm varlıkların hareket enerjilerinin kaynağı “bir”dir. Bütün hikmetler, sırlar ve gizemler “bir”de toplanmış ve onun hükmi şahsiyetinde odaklanmıştır. “Bir” den ötesi yoktur, evveli de yoktur. Bu nedenle mutlak hakikati temsil eden “bir” bütün sayılardan müstakildir. Sayılar “bir”in tekerrürü ve tekrarı ile ortaya çıkar. “Bir”in dışındaki bütün sayıların varlık mertebeleri, miktarları, benzerleri, nicelikleri ve nitelikleri vardır. Lakin “bir”in bu şekillerde ve ifadelerde tahayyül edilmesi mümkün değildir. Çünkü “bir” dünya hayatına sonsuzluk mertebesinde tecelli eder ama onun asıl özelliği SINIRSIZ mertebe taşımasıdır. Daha doğrusu “bir” için mertebe tanımlaması yapmak imkan dahilinde değildir. Sonsuz ve sonsuza uzanan tüm iç içe sistemler, alt kümeler, seriler, mikro ve makro ölçekte olan her ne varsa sınırsız mahiyet taşıyan “bir”den indirgenmiştir.

“Farkında değil misin, Allah göklerde olanı da yerde olanı bilmektedir! Gizli gizli konuşan üç kişi yoktur ki dördüncüleri O olmasın; beş kişi yoktur ki altıncıları O olmasın. Bundan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka Allah onların yanındadır; nihayet kıyamet günü onlara yapıp ettiklerini bildirecektir. Çünkü Allah her şeyi bilmektedir.(Mücadele Süresi 7. Ayet)

Tek sayılardan 3 sayısını çokluğun en azı, çift sayılardan 2 sayısını da çokluğun en azı olarak kabul etmeliyiz. Çokluklarının en fazlasını ise sonsuzlukta aramamız gerekir. Çünkü varlıkları tasnif eden bir üçüncü alternatif yoktur. Tek ve çift olanlar “bir”in tecellileridir lakin benzeri var olan tekliklere ve çift olanlara “bir” muamelesi yapmaya çalışmak tevhid karşıtlığıdır ve bu küfrün son sınırı olarak kabul edilir. Her tek ya da çift olan ne varsa eşi ve benzeri olmayan “bir”e boyun eğer ve tüm delilleriyle tevhide şahitlik eder.

“Her şeyin çiftine de, tekine de andolsun;” (Fecr Suresi 3. Ayet)

“Bir” dışındaki her şeyde madalyonun iki yüzü vardır. Yani iki kutup vardır, zıtlık vardır. Mesela, madde ve antimadde, (+) elektrik yükü ve (-) elektrik yükü, yumuşak ve sert, sıcak ve soğuk, erkek ve dişi, doğum ve ölüm, varlık ve yokluk, doldurma ve boşaltma, uzama ve kısalma, karanlık ve aydınlık, gece ve gündüz, çekme ve itme, haram ve helal, meşru ve gayrimeşru, doğru ve yanlış gibi nice gerçeklikleri zıtlıkların tezahürü olarak gösterebiliriz. Tevhid kavramı ise teklikte sabittir. Sayılar aleminde her zaman için benzerlikler mümkündür. Tekerrür mümkündür. Tekamüller mümkündür.

“Biz her şeyden iki çift yarattık. Umulur ki, iyice düşünürsünüz.” (Zariyat Suresi 49. Ayet)

Hiçbir varlığın olmadığı varlık ve yokluk sınırında yani sıfır noktasında ilahi irade “Ol“ emri ile tecelli edince ”bir”in merhameti küçüklü büyüklü tüm alemlere yansır ve çokluk olarak, yani varlık olarak tecelli eder. Aynı irade muayyen zaman sonra varlıktaki küçüklü büyüklü tüm alemlere tecelli ettiğinde ise her şey son bulur. Sadece kadiri mutlak olan kalır. O halde tek hakikat tevhidin gölgesinde kulluk icra etmektir. Tek çare tevhidin nurundan istifade ederek O’na tam teslim olmaktır. Çünkü var olan her şey O’nundur, yok olan da O’nundur, Hüküm O’nundur. Baki olan sadece O’dur. Her şey O’nun dilemesindedir ve her şey O’nun tasarrufundadır.

“Sen Allah ile beraber başka bir ilâha ibadet etme. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O’nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O’nundur ve kesinlikle O’na döndürüleceksiniz.”(Kasas Suresi 88. Ayet)

Sayılar alemi, akla ve izana en çok yardım eden kavramlardan biridir. Her şeyi netleştirip berraklaştıran ve sonuçlandıran yargılara sayılar ve rakamlar yardımı ile varmak mümkündür. Sayılar aleminin her bireyi bir mana ifade eder. Her sayı bir mertebeyi resmeder. Her sayı bir gerçekliğin ifadesidir. Her sayı, mümkünatın bir ferdini temsil eder. Bu nedenle sayılar alemi, tevhidin en açık delillerinden biri olarak ortaya çıkar. Her aklı selim, varlıklar alemini idrak etmek için sayılar aleminin sunduğu sonsuz geniş alandan istifade eder. Bu alem öyle bir alemdir ki varlıklar aleminin bir parçası olan hayaller aleminin de vazgeçilmez bir unsurudur. Bu alem olmadan tahayyüllerin olması, düşüncelerin üretilmesi ve tefekkür iklimine girilmesi mümkün görülmemektedir. Kusursuz, eksiksiz ve hatasız işleyen kainat nizamında tek bir fazlalık sayı veya fazlalık bir rakam olasılığı mevcut değildir. Başı boş olan tek bir sayı ve tek bir rakam bulmak imkan dahilinde değildir. Her şey, mükemmelin bile çok ötesidir. Sayılar alemi, koca evrende bize matematiksel bir şölen sunmaktadır. Rakamların ve sayıların sonsuz miktarınca yüce yaratana hamd olsun.

Ali Dama

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.