Ne olur sence?
Öncelikle ifade edeyim ki; ben bu seçmene güvenmiyorum!
Ayaküstü bir sohbette ilk sorusu olmuştu:
“Ne olur sence?”
“Yine AK Parti kazanır herhalde” diye cevapladım.
“Bence de” dedi kafa sallayarak.
Aradan 15 gün geçti geçmedi.
Yine aynı adam, yine ayaküstü bir sohbet, yine aynı ilk soru:
“Ne olur sence?”
(Bu konuyu daha önce konuştuğumuzu unutmuş olacak)
“AK Parti bu sefer kaybedebilir” dedim.
“Bence de” diye hak verdi.
Yine kafa sallayarak…
SEN HAKLISIN, SEN DE…
Yine politik bir muhabbetin içindeyiz.
İki gazeteciyiz ve mekan, siyasi taraflardan bir politikacımızın işyeri.
Adam Cumhurbaşkanına, AK Parti’ye verip veriştiriyor.
Gazeteci arkadaşım her seferinde onaylıyor sözlerini, hatta benzer söylemlerle onu destekliyor.
Bu şahsın, AK Partililerin yanında onlardan daha AK Partiliymiş gibi davrandığını bildiğimden; kendisine dönüp soruyorum:
“Söylediklerinden emin misin?”
Eh!
Birazcık duraksayıp, konuyu değiştiriyor…
O PİTİ PİTİ KARAMELE SEPETİ
Solcu olmanın moda, Cumhuriyet gazetesi okumanın gösteriş sayıldığı dönemlerde; bahsedeceğim bu vatandaş biraz solcu geçindiğinden arkadaş grubumuzda ona ‘komünist’ diye takılırdık.
Yıllar sonra, AK Parti’den ayrılıp HAS Parti’yi kuran Abdüllatif Şener’in ilçe yönetim kurulu üyesi oldu.
Aradan zaman geçti. HAS Parti’nin işlerliği kalmadı, Bozkurt işareti yapmayı öğrenip fanatik bir MHP’li olarak karşımıza çıktı.
Geçenlerde İYİ Parti’nin düzenlediği basın toplantısına katılmıştım, orada tekrar karşılaştım.
HAS bir İYİ Partili olmuştu.
ARTIK OYLARINI BİZE VERECEKLERMİŞ…
Her seçim öncesi siyasi partilerin ilçe başkanları, milletvekili adayları ile ayrı ayrı sohbetlerimiz, değerlendirmelerimiz olur.
Farklı siyasi görüşlerde olsalar da, gündemi değerlendirdiğimiz o sohbetlerde, taraflardan şu aynı söylem hep sarf edilmiştir.
“Halkın içindeyiz. Bire bir görüşmelerimizde bize söylenen şu: Bu sefer oyumuzu size vereceğiz.”
Bu arada, siyasilerinde hiçbir seçim sonrası, kendilerine ‘size oy vereceğim’ diye söz veren o vatandaşlara tekrar dönüp; sözlerini tutup tutmadıklarını sorduklarını sanmıyorum.,
Belki de; ‘o seçimde sözlerini tutmayanlar, bu seçimde tutarlar’ diye düşünüyorlardır.
Seçimden seçime vatandaş ziyaretlerinin soncunda da böyle oluyor işte.
AİLECEK POLİTİKACIYIZ!
CHP’nin her şeye aday olan isimlerinden biri. Bir de öğreniyoruz ki, en yakını başka bir ilçede AK Parti yönetim kurulu üyesi!
Başka bir önemli CHP’li simanın birçok yakını MHP’de.
Kendisi AK Parti’de, oğlu ya da kardeşi CHP’de tanıdığım birçok işadamı ve politikacı da mevcut.
Fikir özgürlüğü! Diyecek başka bir şey yok…
Bizim seçmenlerimiz, gerektiğinde ailecek politikacıdır.
Ne olur, ne olmaz yani…
YARIN SEÇİM OLSA
Hal böyleyken, anket firmalarının işi seçim sonuçlarını önceden tahmin etmektir.
“Yarın seçim olsa kime oy verirdiniz?”sorusunun cevabını almak için 40 tane de gerekli gereksiz soru sorarlar bu yüzden.
Fakat sandıklar açıldığında birçoğu 3 puan 5 puan yanılmış olur.
3-5 puan gelen fazla bir yanılgı değil’ diye aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz.
Ama şunu hesap ederseniz; yanılgının bazen %100’lere vardığını görürsünüz.
Bu memlekette herkesin yıllardır aldığı oy oranı 3 aşağı 5 yukarı zaten bellidir. %100 yanılsanız da, 3-5 puan yanılmış olursunuz.
SORULMAYAN SORU!
Birçok insan, seçim sonucunu merak ediyor.
‘Ne olur sence?’ ile bu yüzden fazlaca karşılaşıyoruz.
Sorunun cevabı pek de zor değil aslında. Hepi topu iki şık var.
Ya kaybederler, ya kazanırlar.
Ama sorulmayan bir soru var.
“Seçimden sonra ne olur?”
Mesela AK Parti – MHP Cumhur İttifakı istediği oyu alamaz, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilemezse ne olur?
Ya da CHP – İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve adı anılmasa da ikinci tur olursa eklenecek HDP İttifakı, tekrar kaybederse ne olur?
Bu sorunun cevabı; tarafların, yenilgiyi asla hazmedemeyeceği böylesi kritik – gergin bir seçimde, ‘seçimleri kim kazanır?’ sorusundan çok daha çeşitli ve öngörülmesi zor durumlar içeriyor bence…
Kişisel olarak daha çok merak ettiğim süreç bu…