Nedir bu bizden olana hoyratlığımız?…
Yıllardır takıldığım kahvede,kahveciden çay isterim,tepsiye çayları doldurur,yanımdan geçerken “Sen yabancı değilsin,şu masanın çaylarını vereyim de,seninkini veririm sonra..” der..
Yabancı olsam,hemen getirecek çayımı ama yakın olduğumuz için,samimi olduğumuz için beni sona bırakıyor,bekletiyor..
Kötü çay verir,arkadaşız diye çay kötü diyemem..
Baktım böyle olmuyor,sohbeti,arkadaşlığı kestim,araya mesafe koydum,selam bile vermemeye başladım,iki yabancı gibi olduk,yabancı olunca herşey yoluna girdi.Ne zaman çay istesem,ilk benim çayımı getirmeye başladı.
Yabancı olunca tek bir kötü çay içmedim…
Babamız,biz dört kardeşi,yerli yersiz,mantıklı mantıksız döverdi.
Dövmeyi unuttuğu zaman,eli ona hatırlatırdı.
“Kas hafızası” diye bişey var ya?..
Dayak vakti geldiği zaman eli kaşınırdı.
Bazan sırf elinin ihtiyacını giderebilmek için tokatlardı..
Ama ailesine,çocuklarına kötü davranan babamız,dışarıya karşı,yabancılara karşı melekti..Onu tanıyan herkes tarafından sevilir sayılırdı,çünkü bize kötü davranırken,başkalarına iyi davranırdı…
NEDEN???
Birilerine borcumuz olur,paramız olunca gider önce en yakınımızdakine değil,en uzaktakine öderiz..
“Ahmet yabancı değil,hele o biraz beklesin,onunkini öbür ay öderiz…”
NEDEN???
Tam tersine,Ahmet yabancı olmadığı için,yakınımız olduğu için,ona daha çok değer vermemiz,öncelik vermemiz gerekmiyor mu?…
Bazı cinayetler öyle işlenmez mi?
“Seviyordum,öldürdüm…”
Ben bu gerçeği göreli beri,uzun yıllardır,zarar görmemek için beni tanıyanların,beni sevmemeleri için elimden geleni yapıyorum.
Onlara zarar vermeyeyim diye de,kimseyi sevmemeye çalışıyorum..
Bir tiyatroda seyretmiştim.Komedi oyunuydu.
Gerdek gecesi…
Gelin,damadı yatağa çağırıyor ama utangaç damat birsürü bahane uydurup ilişkiye yanaşmıyor..
Diyor ki damat,ilişki için : “Yahu insan karısına bunu yapar mı??…”
Maalesef gerçek böyle arkadaşlar…
İnsan en sevdiği karısına onu yapıyorsa,sana bana ne yapmaz??…