Yalı Çapkını‘nın Hattuç Hala’sı Şerif Sezer’in kızı da meğer ünlü bir oyuncuymuş! Şerif Sezer’in kendi gibi oyuncu kızı ilgi odağı oldu.
Başrollerini Afra Saraçoğlu ile Mert Ramazan Demir’in paylaştığı Yalı Çapkını dizisi senaryosu ve oyuncu kadrosu ile dikkat çekiyor. Oyuncu Mert Ramazan Demir’in başrolünü Afra Saraçoğlu ile paylaştığı Yalı Çapkını dizisi sosyal medyanın konuşulanlarından olmayı başardı.
Yalı Çapkını dizisinin oyuncuları özel hayatlarıyla oldukça merak ediliyor. Bu isimlerden birisi de Yalı Çapkını’nın Hattuç Hala’sı Şerif Sezer.
79 yaşındaki Şerif Sezer’in kendisi gibi oyuncu olan kızını görenlerin ağzı açık kalıyor.
Yalı Çapkını’nın Hattuç Hala’sı Şerif Sezer’in kızı dizi ve filmleri ile sevilen ve annesinin izinden giden 36 yaşındaki oyuncu Deniz Arna’dan başkası değil…
Deniz Arna 21 Mart 1986 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi ünlü oyuncu Şefer Sezerdir.
Oyuncu Mimar Sinan Üniversitesi’nden mezun olmuştur. Dizi, film ve tiyatro yapımlarında yer almıştır. Oyuncunun yer aldığı diziler arasında Güldünya, Beyaz Gelincik, Çemberimde Gül Oya ve Sakarya Fırat gibi diziler yer almaktadır.
2017 senesinde reklamcı Devrim Erdoğan’la evlenen Deniz Arna’nın bir de kızı var.
1946 yılında Bursa iline bağlı Mudanya ilçesinde zeytincilikle uğraşan Rumeli, Laz ve Gürcü kökenli bir ailenin en büyük kızı olarak doğdu. Oyunculuğa tiyatro ile başladı, Bir Günün Hikâyesi adlı filmiyle 1980 yılında sinemaya geçti. İyi derecede Fransızca bilmektedir.
Kendisinden küçük ikiz kız kardeşlerinden biri difteriden ölmüştür. Anne ve babası o sekiz yaşındayken boşanır. Ankara’ya yerleşen annesini altı yıl göremez.
İlkokulu bitirdiğinde uzun boylu ve gösterişli bir kız olmasının dezavantajlarını yaşar. Amcası tarafından evliliğe hazırlık amacıyla ortaokul yerine dikiş nakış kursuna yollanır. Oysa o�Mudanya‘dan ayrılıp okumak için can atmaktadır. Kasabanın çocukları onunla ‘Kasabanın Şerifi’ diye dalga geçtikleri için uzun yıllar isminden nefret eder. Yirmi yaşında Paris’e gittiğinde Fransızlar’ın kendisine ‘Şeri’ diye hitap etmesiyle adıyla barışma sürecine girer.
Evlenip Ankara’da yaşadığını bildiği ama ailesinin korkusundan irtibat kuramadığı annesi, Mudanya’da yaşayan bir arkadaşının yardımıyla kızıyla haberleşmeye başlar. Anne kızın birlikte yaptıkları planla Şerif Sezer, sadece ilkokul diploması ve nüfus kağıdını alıp evden kaçar. Bursa’da annesine kavuşur, babasına ‘Ankara’da annemin yanındayım, dönmeyeceğim’ diye bir telgraf gönderir.
On dört yaşında annesinin sayesinde ortaokula gitmek istese de kendisinden iki yaş küçük çocuklarla okumaya cesaret edemez. Kız enstitüsüne yazılır. Derslerdeki başarısını gören öğretmenin verdiği cesaretle enstitünün yanındaki ortaokulun müdürüne gidip müracaat eder. Ortaokul bir ve ikinci sınıf derslerini alacağı özel bir sınıfa gitmesi, bunun için de valilikten özel sınav izni alması gerekmektedir. Hem gerekli izinleri alır, hem de sınavı kazanıp orta üçe gitmeye hak kazanır. Lise birinci sınıfta konservatuvar yatılı öğrencilerinin bir oyununu seyretmeye gider ve konservatuvarda okumaya heveslenir.
Ertesi yıl bir sınıf arkadaşı başvurunca, o da cesaretlenip girişimde bulunur. Tüm adaylardan sadece ikisi yatılı kabul edilir. Alev Sezer ve Arsen Gürzap’la sınıf arkadaşı olmuştur. Aynı sene on sekiz yaşında kaçtığı Mudanya’ya dönüp babasını ve ailesini ziyaret eder. Ailesi oyuncu olacağı haberinden hiç memnun kalmamıştır. Okulunu bitirdikten sonra Ankara Devlet Tiyatrosu’na girer. İlk olarak Ahmet Kutsi Tecer’in “Köşe Başı” oyununda rol alır. Okul çevresinde tanışmış olduğu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden bir gençle ilk evliliğini yapar. Eşinin kazandığı bir burs dolayısıyla Paris’e gitmeleri gerekmektedir. Tiyatroyu bırakıp Paris’te yeni bir hayata başlar. Geçimlerine ek gelir sağlamak için hem çocuk bakıcılığı yapar, hem moda evlerinde dikiş diker, hem de fotomodellik yapar.
Altı yıl sonra Paris’ten�İstanbul‘a giden bir arkadaşının otomobiline atlayıp Türkiye’ye döner. Paris’e eşyalarını toplayıp, eşinden boşanmak için döner. İki yıl sonra ise Paris’te tanıştığı Sorbonne’da felsefe doktorası yapan Azmi Arna ile 1971 yılında İstanbul’da evlenir. İstanbul’a yeniden yerleşmiştir ama İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda boş kadro olmadığından para kazanmak için Sheraton Oteli’nin barında garsonluk yapar. Dört yıl sonra Devlet Tiyatrosu’nun müdürünün değişmesiyle eski mezunlara yapılan çağrıyla Şerif Sezer tiyatroya döner. İlk sinema filmini 1980 yılında Sinan Çetin ile yapar. Bir Günün Hikâyesi adlı film, 12 Eylül darbesi sonrasında uzun süre rafta kalır. 1981 yılı Şerif Sezer’in kariyerinde bir dönüm noktası olur. Şerif Gören yeni filminde oynatmak için Şerif Sezer’in fotoğraflarını Yılmaz Güney’in yattığı cezaevine götürür. Yılmaz Güney, Sinan Çetin’in çektiği siyah-beyaz fotoğrafları çok beğenir ve Şerif Sezer’in rol arkadaşı olmasını kabul eder. Büyük yankı uyandıran Yol filmi, 1982 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü alır.
Aynı sene oynadığı Erden Kıral’ın Hakkari’de Bir Mevsim filmi de 1983 senesinde Berlin’de Gümüş Ayı’yla ödüllendirilir. 1986 yılında kızı Deniz doğar. 1988 yılından başlayarak çok sayıda sinema filmi, televizyon dizisi ve televizyon filminde rol almasına rağmen, geniş izleyici kitlesinin onu tanıması 2002 yılında Asmalı Konak dizisinde Ali Hamzaoğlu’nun kız kardeşi Kader rolüyle olur. Kapadokya’da çekilen dizinin yönetmenliğini yapan Çağan Irmak, bir yandan da Mustafa Hakkında Her Şey filminin senaryosunu yazmaktadır. Başroldeki Mustafa’nın annesi rolünü yazarken�Şerif Sezer‘i düşünmüştür. Şerif Sezer dizinin bitmesi sonrasında 2003 yılında çekilen bu filmde oynar. 2003 yılından bu yana çeşitli sinema filmi, televizyon dizisi, televizyon filmi ve ara sıra tiyatro projelerinde yer almaktadır. Sanatçı çok sayıda ödül kazanmıştır.