İnsanlara yaşamlarını sürdürmek için en önemli şeyin ne olduğunu sorsak belki de birçoğumuz, çalışmak yeme içme gibi güdülerin tatmin edilmesi barınmak gibi temel öğeleri öne sürecektir.
Oysa ki sevgi olmadığı zaman yaşamak, çalışmak veya bir şey üretmek ezber ve mecburi bir çabadan başka bir şey olmayacaktır. Sevginin olmadığı bir dünya düşünmek mümkün değildir.
Sevgi, gönle açılan kapıdır.
Sevginin girmediği gönüle kıskançlık, fesatlık, hırs, düşmanlık girer.
Sağlıklı bir nefes sevgi ile başlar sevgi ile devam eder, mutluluk da sevgiyi öğrenmekle başlar.
Sevgi, her şeyin başlangıcıdır. İnsan, ancak yaratılmış her canlıya, bütüne, varlığa sevgi dolu bir kalple bakarsa mutmain olabilir.
Egosunu geri plana atmayı, onu eğitmeyi bilmeyen kendini değiştirmek olumsuz yönlerini törpülemek kendini güzelleştirmek istemeyen özetle kişisel olarak gelişmekten korkan bir insan kendinle barışamayacak dolayısıyla gerçek mutluluğu tadamayacaktır. Bunun için en önemli iş, kalbimizde yer etmiş olan bizleri mutsuz eden duyguları terbiye etmeyi hedeflemek en azından yerlerine güzel duyguları koymaya çalışmakla başlamak gerekecektir.
İşte bu seçim bizleri hırs, öfke, kıskançlık ve kibir gibi duygularını indirip, kalbimizin tahtına sevgiyi yerleştirmeye götürecektir.
Bu da demek oluyor ki önce kendimize dönüp bakabilme cesaretinde bulunmalıyız.
Değişim, demek hayatın illa alt üst olması demek değildir.
Beşer iken insan olma çabası bizlerin yegâne amacıdır.
Nitekim Yaradan Kur’an’ı Kerim’de Bakara 160 da:” Ancak tövbe edip hallerini düzeltenler ve gizledikleri gerçekleri açıklayanlar başka; ben onların tövbesini kabul ederim. Çünkü ben, tövbeleri çokça kabul eden ve merhameti bol olanımdır.” buyurmuştur.
Beşer iken insan olma deneyimi; biz bilinçli ya da bilinçsiz olalım son nefesimize kadar yaşamımızın içinde gerçekleşecektir.
Merkezimiz sevgi değil korku ise bunu değiştirmeyi talep etmek hatta bir an önce harekete geçmek sağlıklı bir seçim olacaktır.
Değişim, sevgi odaklı olmalıdır.
Çünkü; Sevgi, değişimin ana kaynağıdır diyebiliriz. Hayatımızın merkezine sevgiyi yerleştirdiğimizde bolluk bereket, şans, aşk, sağlık, mutluluk kapıları kendiliğinden açılacak hayatımız keyifli bir hale gelecektir. Sevginin olduğu bir de olmadığı düşünce ve eylemler vardır.
Hayatta en büyük güç sevgidir.
Sevgi dolu bir insan iyi hisseder iyi hissettiği yani yüksek titreşimler yaydığı için de daha neşeli ve mutlu olur.
Tüm duygular sevginin kademeleridir.
Verdikleriniz şayet öfke gibi titreşimi düşük duygularsa aldığınız bereket ve huzur olmayacaktır.
Hayatınızda ne kadar sevgi olursa tüm dileklerinizin tezahürleri de o denli kuvvetli olacaktır.
Peki...
Sevgiyi hayatımızdaki temel güç olarak her alanda nasıl kullanacağız?
Hiç sevmediğimiz kadar sevmeye istekli olalım ve yüreğimizin derinliklerinde sevgi duygusunu hissetmeye çalışalım. Örneğin; Çevremize karşı daha anlayışlı daha hoşgörülü olarak başlayabiliriz bu antrenmana. Bunu kolaylaştırmak için de empati yapabiliriz böylelikle karşımızdakini de affetmenin kapılarını aralayacak bir hamlede bulunmuş olacağız.
Öncelikle başta yaradan olmak üzere minnetinizi, şükürlerimizi arttıralım değil mi?
Allah’ın verdiği tüm nimetlerin hakkını vermekle başlayalım haydi öyleyse işe...
Her sahip olduğumuz hediye için Yaratana teşekkür edelim bunun da en güzel yansıması paylaşmak ve verici olmaktan geçer.
Her şükür, sevgiyi ve her alanda bolluk bereketi de hayatımıza çekecektir.
Ve şunu unutmayalım ki tüm sevgi dolu çabalarımız bilinçli ve akılcı olmalıdır. Şüphesiz ki aklın olmadığı alışkanlıklardan vazgeçilmediği bir hayatta elde edeceğimiz başarı da sizin çabanızla doğru orantılı olacaktır.
Sevgilerimle ...