Çocuk olmak güzel de, çocukluğunu yaşamak, yaşayabilmek daha güzel bazı çocuklar şanslı gelir dünyaya bazıları da şanssız.
İki ayrı farklılık içinde büyüyen çocuklar birbirlerine tanımadan ,anlamadan, dinlemeden büyüyorlar kendi aile terbiyeleriyle birlikte.
Bakış açıları zıtlıklarla dolu olan bu çocuklar büyüdüklerinde ailelerinden gördüklerinle toplumda ki duruşlarını birleştirerek hayata katılıyorlar.
Her biri kendi içindeki yaşadıkları çocukluk tranvalarıyla birlikte, doyumsuzluklarıyla yaşadıklarınla, yaşayamadıklarınla yerlerini alırlar. Şanslı olanlar ego tatmin lerine olumsuzluklarını belkide narsıst duygulara kadar getirerek hastalık bazında çevresindekileri kirletecek mutsuz edeceklerdir..
Çocukluğunu yaşayamamış daha doğrusu eksik yaşamış olan istedikleri alınmamış, yapılmamış ezilmiş çocuklar ise yaşamlarındaki eksikliklerle hayatta elde edemediklerinin acısını
tranvalarına katarak yaşamlarındaki
kişilerden çıkartırlar.
Sonuçta problemli egolu tatminsiz narsist bir sürü birey etrafta kendilerine ait idünyalarıyla kurdukları ailelerinde tehlike arz etmeye devam ederler.
Kadına, çocuğa, şiddet ,taciz, sapkınlık bağımlılıkla birlikte zincirleme bir şekilde herkese olumsuz etkiler katarlar..
Bir çocuk 7 yaşına kadar ailesinden gördüğü her şeyi hafızasına, bilincine yerleştirir. ebeveynlere düşen görev o yaşa kadar çok dikkatli olmaları çocuktur anlamaz düşüncelerinden vazgeçip konuştuklarına hareketlerine dikkat etmelilerdir.
Masumiyet içinde doğan her çocuk karakterini bu yaşa kadar geliştirir. dünyaya bir birey getiriyorsanız bunun bilincinde olup çocuklarınızı harcamayın bu sizin asli görevinizdir.
Ne her istediği yapılan çocuklar ne de istediklerini elde edememiş çocuklar
mutlu olabilir.
Bütün çocuklar birer çiçektir, onları solduracak hiç bir şey yapmayalım.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm çocuklara hediye ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı hepsine kutlu olsun sağlıklı bireyler olarak büyümeleri ve hayata katılmaları dileğiyle. Hepsine kucak dolusu Sevgiler……
Emel Araz.