14 Kasım Akşam Saatleri
Kartal-Atalar’da bir gökdelende güvenlik olarak çalışıyorum. Akşam 19:00’da işbaşı yaptım, yaklaşık üç saattir görevdeyim ve bugün sakin bir akşam geçiriyoruz. Güvenlik görevi her ne kadar dikkat gerektirse de bu zamanı kendimi geliştirmek için de değerlendirmeye kararlıyım. Şu an için iş yoğun değil, bu da bana eğitim ve gelişim çalışmalarımı devam ettirme fırsatı sunuyor. İngilizcemi akıcı hale getirme çabam doğrultusunda her gün düzenli olarak audiobook dinliyorum, İngilizce filmler izliyor ve Türkçe ile İngilizce kitaplar okuyorum. Ortalama olarak günde yüz sayfayı buluyor okuma miktarım; bir yandan bilgi edinirken bir yandan dil pratiğimi artırıyorum. Gecenin ilerleyen saatlerinde de aynı kararlılıkla bu çabamı sürdüreceğim.
Neden mi bu kadar detaylı anlatıyorum? Birileri de ilham alır diye. Toplum olarak okumaya daha fazla önem vermemiz gerektiğine inanıyorum. Baltasar Gracián’ın dediği gibi, kendi derinliğini bilinir hale getirmemek bazen iyi bir strateji olabilir. Zira insanlar sizi hafife alabilir. Ancak açıkçası, insanların benim çabamı küçümseyip küçümsememesi benim için çok önemli değil. Asıl mesele, toplumun genel olarak okumak ve bilgi edinmek konusundaki mesafeli duruşu. İyi bir sürücü olmanın bile yeterli olmadığını düşünüyorum; trafikte herkesin bu sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Aynı durum öğrenim ve kişisel gelişim için de geçerli.
Okumak, insanın çevresinde adeta korunaklı bir alan yaratır. Zihnimizi besleyerek geliştirdiğimizde, hem dış dünyaya karşı daha dirençli hale geliriz hem de içsel olarak kendimizi korumuş oluruz. Gelişim ve ilerleme sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da olmalı. Bu yüzden, her fırsatta kendimi geliştirmeyi sürdürüyorum; ilerlemenin sürekli bir çaba gerektirdiğini unutmadan, her yeni gün yeni bir öğrenme fırsatı olarak değerlendiriyorum.
Bu gece de okumalarımla, dinlemelerimle ve izlediklerimle dolu dolu geçecek.
