– Şiirdeki en büyük sorun nedir biliyor musun Muhittin?
– Şiirde bi sorun mu var?
– Evet.
– Nedir abi?..Halledeceğimiz bişeyse?
Tanıdığım iyi bi şair var,istersen arayayım onu,gelsin bi baksın.
– Yok Muhittin,demek istediğim,şiir hayata yeterince dokunmuyor.
– Yapma ya??
– Evet..Oysa şiir dediğin,hayata dokunmalı.Hayattan uzak olmamalı.Hayata dair imgeler barındırmayan şiir,şiir değildir.
– Sen öyle diyosan?..
– Bir kere herşeyden önce şair özgür olmalı.Şair özgür olmadan,şiir özgür olamaz.
– Tabii ki de…
– Şairin üzerinde hiçbir toplumsal baskı olmamalı.En güzel şiirler,özgür bir şair ile özgür bir toplumun buluşmasından çıkar.
– Muhakkak..
– Ama ne yazık ki günümüz şair ve şiirseverleri insandan giderek uzaklaşıyorlar.
– Yapma ya??
– Maalesef…Hiçbir içerik kaygısı taşımayan bir ruh haline girmişler.
– Doğru söylüyosun.Şimdiki gençlerde içeriğe saygı diye bişey kalmadı.
– İçerikten biçime doğru yoğun bir göç var.
– Biçim,bu kadar yoğun bir göçü kaldırabilir mi ki?..Biçim biçim nereye kadar?
– İnsanlar ” İkinci Yeni” yi yeniden keşfediyor sanki.
– İkinci neyini??
– İkinci Yeni’yi…Bir Edip Cansever,bir Turgut Uyar,sadece kendi kuşaklarını değil,kendilerinden sonraki kuşakları da kapsayacak kadar derin,zengin ve kalıcı bir miras bıraktılar.
– Öyle mi yaptılar?
– Evet…Ayrıca,retoriği yadsımak da doğru değil.Retorik olmadan şiir eksiktir,tamamlanmış sayılmaz.
– Bence de.
– Retorik olmadan olmaz.
– Rotorik şart.
– Ama “Garip” i de reddedemezsin…Bir Orhan Veli,bir Oktay Rıfat…Onlar da bu memleketin sesi,nefesi.
– Tabi ağbi..
– Öte yandan,didaktizme ve avangart izlerine rağmen,postmodernizm,varoluşsal bir eylemin sonucudur.
– Mutlaka..
– Şiire milat koymak kimin haddine?
– Kimin haddine.
– Yahya Kemal..Ahmet Haşim..Nazım Hikmet..Kendi koşullarının şairleriydi.
– Tabii ki de..
– Bugünün şiiri için İkinci Yeni ve Garip,öncü olarak görünebilir ama bir Özdemir Asaf,bir Can Yücel,mirasyedi olmadılar.Üzerine koydular.
– Üzerine koymak lazım tabi.Hazıra dağ dayanmaz.
– Her akımın ortak paydası,tam bağımsızlık ve özgürlük olmalıdır.
– Olsa iyi olur tabi.
– Her dönemin bir ruhu vardır.
– Vardır.
– Biçim de önemlidir,çünkü içeriği değiştirebilir.
– Tabi.
– Anlam ve imge bir bütündür.
– Eyvallah.
– “Ne zaman seni düşünsem,bir ceylan su içmeye iner”
– Beni mi?
– Seni düşündükçe gül dikiyorum elimin değdiği yere”
– Bana mı diyosun??
– “Her akşam seninle,yeşil bir zeytin tanesi,bir parça mavi deniz alır beni”
– Ayıpoluyo ama..
– “Atlara su veriyorum,daha bir seviyorum dağları”
– Haaa,sen şiyir okuyon?..Ulan ben de dedim..Tövbe tövbeee…Kimin şiyiri bu?
– İlhan Berk.
– Güzel şiyirmiş.Bilmiyodum.
– Şiiri bilmemek ayıp değil Muhittin,şiiri sevmemek ayıp.
– Bi Okey yapalım mı?.Necati gelmiş,içerde gaste okuyo.Ramazan da burda.
– Yapalım anasını satayım.Yapalım..Yapalım…
– KAHVECİİİ!.OKEYLERİ VERSENE!…
–