Bütün şairlerin sol yanı, tezgâh altıdır ve tek kullanımlıktır.
Kuyum ve mücevherat vitrini dâhil hiçbir vitrine konulmaz; hiçbir borsa, mezat ve piyasaya düşmez; hiçbir yerde ikinci eli bulunmaz.
Hiçbir şairin sol yanı, asla parayla satılmaz.
Ancak hak edene, sahibi tarafından; bilâbedel, en temiz ve sağlam hâliyle, bölünmeden ve parçalanmadan bir bütün hâlinde, vadeye yayılmadan, tek partide takdim ve hediye edilir.
Bütün şairlerin sol yanı 3+1 odalı bir saraydır, adam seçer, her isteyen giremez.
Dingonun sol yanı değildir; hiç kimse, elini kolunu sallaya sallaya giremez.
On yıllık depozite ve peşin kira bedeli verilse de hiç kimseye kiraya verilmez.
Anahtarı, Allah yapısıdır. Yüzlerce çilingir olsa da piyasada, sadece bir “çilingirin dili” açar kilidini.
Kapısı, “bi arkadAŞKı bakıp çıkacaktım!” diyenlere değil, ancak ev sahibi olarak girene açılır.
Giren, bin zahmetle girer; ama çıkmak isteyen, şifreyi bilse de kapıyı çarpsa da parmak uçlarına bassa da çıkamaz!
Bütün şairler, sol yanından ağır darbelidir.
Gözü olan tarafından dış hasar, gönlü olan tarafından da iç hasar kolaylıkla fark edilir.
Darbeyi vurandan başka hiçbir mimar ve mühendis; hiçbir motorcu, elektrikçi, kaportacı, göçükçü, frenci, balatacı ve boyacı; hiçbir kalıp ustası, betoncu, demirci ve duvarcı düzeltemez.
Hiçbir hurdacı ve geri dönüşümcü, hiçbir hafriyatçı ve yıkımcı, ortaya çıkan hurda ve enkazı temizleyemez.
Hâlbuki; “darbedâr”ın tek kelimesi, bütün hasarı hiç olmamışa çevirir!
Bütün şairlerin sol yanında bir yangın, yara, ağrı, sızı, ızdırap ve ıstırap vardır.
Sebep olandan başka hiçbir doktor ve ağrı kesici, o ağrı ve sızıyı kesemez, o iç kanamayı durduramaz, o yarayı saramaz, o ızdırap ve ıstırabı dindiremez; hiçbir itfaiyeci ve su, o yangını söndüremez.
Çoğu zaman sebep sonuç ilişkisi ortadan kalkar: Sebep olan da söndüremez, kesemez, durduramaz, dindiremez; kavuşmak da ..
Ve o yangın, yara, ağrı, sızı, ızdırap ve ıstırap mahşere kadar devam eder.
Üstüne üstlük; on kat prim ödemeyi ve yüzde elli muafiyeti kabul etse de şair, şairlerin sol yanını hiçbir sigorta sistemi sigortalamaz.
Elle tutulur gözle görülür herşeyi sigortalamak için can atan, Sağlık, Trafik, DASK BAĞKUR, SGK, TARSİM, ..vb. sigorta kurumları; iş şairin sol yanına gelince, ya “Diğer taraflar olsaydı, başım gözüm üstüne; ama sol yan asla, Allah muhafaza!” deyip reddeder ya da şairi duymazdan gelir, ıslık çalarak hızla olay mahallinden uzaklaşır.
Hiçbir şairin bu hasara uğramadan ölmeyeceği kesindir çünkü!
Aslında şairlerin, hasar sigortası yönünde tedbir talebi de olmaz!
Gel gelelim ki; şairlerin sol yanının hurda veya enkaza dönmüş hâline bile, hiçbir eksper değer / paha biçemez!
Ne kadar tecrübeli ve donanımlı uzman olursa olsun, isterse eksperlerin duayeni ve ordinaryüsü olsun: Hangi yüksek hesap kitap ve hendese metodunu kullanırsa kullansın; eksperin akıbeti şaşkınlık, çaresizlik ve pes etmektir.
Yeni yeni icad olan yapay zekânın akıbeti de eksperden farklı olmaz.
Şairlerin sol yanının emsali / benzeri bulunmaz çünkü!
Sol yana paha biçebilmek için, sol yanı olmak yeterlidir!
Yüreğine emeğine sağlık abim çok güzel
Kaleminize sağlık
Eline emeğine sağlık amcam. Güzel bir yazı.
Ufuk bey başarılarınız daim olsun.. Sol yanım han kapısı değildir herkes giremez girenlerde harabeye çevirip gidemez. SOL YANA PAHA BİÇEBİLMEK İÇİN SOL YANİ OLMAK YETERLİDİR!
Ne garip ,bütün şairler sefil bir şekilde öluyor Mehmet Akif gibi ..onun için sanat her zaman insanı sefil eder,boş ver şairliği şuirligii birader,dolar olmuş 30 lira,yumurtanın kolisi olmuş 120 ...
Mükemmel bir tespit... insanları şair yapan, duygulara zirve yaptıran şey yaşanan acılardır. Bu nedenle ezilmişlikler şairlerin sol elini güçlü kılar..
tebrikler, şair kardeşim, yüreğine sağlık
Ufuk bey başarılar dilerim.
Okudum anladım Izdırabımın sebebi ıstıraplarımdan sızıntılar hissettim. Selamlar Tebrikler
Güzel bir tesbit Bacanak
Güzel yazı, kaleminize sağlık…
Bu dünyada yaran nerede diye değil Paran nerede diye sorulur. Anlayana eşitlik ,özgürlük, adalet Yiğitlerin gerçek yoludur. Yiğit menfaat beklemez El etek öpmez Darbeyi nereden alırsa alsın alsa farketmez Adamı yüzündeki çizgiler değil Yüreğinde hissettikleri adam eder.
Bazı yaralar belki de yara olarak kalmalı ve üstünde çok ta durulmamali ama o yaraya bir daha dokundurmamali.
Ülkemizde yazar sıkıntısı iyiden iyiye kendini hissettiriyor iken şu yazının yazarının gündem olmaması ne hazindir. Tebrikler Ufuk kardeşim.
Haklısın her ne kadar sebep olan da düzeltmeye çalışsa dahi görünende düzelir ama içeride hep bir sızı kalıyor maalesef.
Haklısın bazı yaralar, sol yanında saklıdır, zaman gelir geçer, artık başkası için oldu ve bitti denir ama alınan yara kabuk bağlasa iyileşse dahi yaralananın o yarası artık mahşere kalmıştır.Yapacak bir şey kalmamıstır.
Tebrikler. Güzel ve anlamlı sözler