ŞİİR VE ŞAİR: ŞİİR, ERKEĞE HAK AMA KADINA YASAKTIR! - 1

 

Şiiri sadece, doğmamış insan ya da ölmüş insanlar yazamaz.

 

Bir insan diri olduğu hâlde şiir yazmıyorsa, “yürüyen ölü” demektir. Hâl böyle olunca, bütün diri insanlar şiir yazmalıdır.

 

Cesur şairin cinsiyeti ve medenî hâli; hayli bariz ve ciddi bir “fırsat” ya da önemli ve ağır bir “mesele”dir.

 

Bir erkek şiir yazmaya başladıysa, karşısında kaprisli ve duyarsız kadın; bir kadın şiir yazmaya başladıysa, karşısında kör ya da korkak bir erkek vardır.

 

Bir kadın mutedil, mutî ve mülâyim ve bir erkek gözü gören olduğu hâlde her ikisi de şiir yazmaya başladıysa; törelenmişler, gelenek ve törelerin kurbanı olmuşlar demektir.

 

Eğer bir insan cesur şair ise, ilerleyen bölümde izah edeceğim üzere; belki göreceli şekilde bekâr ya da dul, ama mutlaka evli bir erkektir! 

 

Gelenekselleşmiş ve kanıksanmış hâliyle, medenî hâli ne olursa olsun; şiir yazmak zaten erkekliğin şanındandır ve şiir yazması cemiyet tarafından onaylanmıştır. O yüzden erkek şair; kalemini dilediği gibi oynatır, bonus olarak da cemiyetten takdir ve iltifat görür.

 

Hattâ erkek eğer şiir yazmıyorsa, erkeğin “ruhsuz adam = odun herif” suçlamasına uğrama ihtimali de bulunmaktadır.

 

Belki de kocasını tarif eden bir kadın, “odun herifin teki!” demenin yaratacağı riski bertaraf etmek için ironi olarak kocası için “o, evimin direği!” derken; gerçekte kocasının anlayış, nezaket ve kültürel yapısının “ima ve işmarla” daha iyi anlaşılması için, direğin ana maddesi olan oduna imada bulunarak “aslında o, odunun teki!” demektedir!

 

Onun içindir ki; bir erkek için şiir yazmak, tercih olmaktan çıkmış ve bir zorunluluk hâline gelmiştir.

 

Bu zorunluluk hissi nedeniyledir ki: Her erkek, adamdan sayılmamaktan daha çok hiç değilse odundan sayılmamak için olsun; kendini, şiir yazmak ve gerekirse diz çökerek sunmak zorunda hisseder!

 

Bu yüzden: İstisnasız hepsinin de kâğıt ve mısralarında erkeklerin parmak izinin olduğu; buruşturulup ortaya atılmış, yakılmış ya da defter sayfaları arasında kalmış, saçma sapan ve komik binlerce şiir vardır.

 

Erkek şair, utanma devresini geçince; eve girerken rastgele çıkarttığı ayakkabı, sepete attığı anahtar, sehpaya fırlattığı cüzdan ve sigara paketi, .. gibi uluorta, daha rahat ve large bir vaziyette şiirler yazmaya başlar.

 

Erkeğin şairleşmesinin önünün açık olmasına karşılık, gelenekselleşmiş ve kanıksanmış hâliyle; medenî hâli ne olursa olsun, şiir yazmak kadın için netameli bir konudur.

 

Kadının, bilindik anlamda şiir yazması cemiyet tarafından onaylanmamıştır. O yüzden, kadın şair; kırmızı başlıklı kız, minik kelebek ve minik kurbağa, karga ile tilki, börtü böcek, önemli gün ve haftalar, .. vb. konulara benzer konuların dışında kalemini dilediği gibi oynatamaz. Bunların dışına çıkması hâlinde, bonus olarak cemiyetten tekdir ve ikaz görür.

 

Bir kadın eğer bilindik anlamda şiir yazıyorsa; kadının, en hafif ihtimalle edepsizlik / utanmazlık ve en ağır hâliyle “iffetsiz kadın” suçlamasına uğrama ihtimali de bulunmaktadır.

 

Onun içindir ki: Şiir yazmak bir kadın için, ekmek ve su gibi bir ihtiyaç iken; yazdığı şiiri saklamak, tercih olmaktan çıkmış ve bir zorunluluk hâline gelmiştir.

 

Bu zorunluluk hissi nedeniyledir ki: İstisnasız hepsinin de kâğıt ve mısralarında kadınların parmak izinin olduğu; buruşturulmadan yakılmış ya da defter sayfaları arasında kalmış, belki saçma sapan ve komik ama duygulu binlerce şiir vardır.

 

Kadın şair; erkek şairin aksine, utanma devresini hiçbir zaman geçemez.

 

Onun içindir ki, hasbelkader bir kadın şiir yazdıysa: Şiirinde ya börtü böcekten veya önemli gün ve haftalar, ..dan bahsetmek; ya da şiirini, ince tığ ile işlenmiş kanaviçeli ve dantelli kumaş ile örtülmüş altın kaplamalı "sandukada = kalbinde < gönlünde” muhafaza altına alınmış mukaddes bir kitap gibi, üzeri sakız beyazı veya gül kurusu renkli ve mutlaka iğne oyalı "tülbentle = duygularla" sarılmış şekilde saklamak zorundadır.

 

Bu durum bugüne kadar böyle olagelmiştir ve böyle de sürüp gidecektir.

 

 

Not: Bu konu 4 bölüm hâlinde devam edecektir. Diğer bölümleri de okumanızdan memnun oluruz!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • İ. doğan 12 Mart 2024 09:12

    Yüreğine sağlık kardeşim ........

  • Hüsnü ziya Taşdemir 07 Mart 2024 13:14

    Yorum için diğer yazılarını da bekleyeceğim

  • Necmi çelik 06 Mart 2024 00:27

    Şairim şiirin sesini ayak seslerinden tanırım. Nerde bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım

  • Altuntaş H. 05 Mart 2024 19:53

    Biz okumayı sevmeyen bir toplum olarak yorumlama ve değerlendirmede zorlandım

  • Hakan dalgaç 05 Mart 2024 17:27

    Yüreğinize sağlık çok güzel yorumlamışsınız.