Güven sorunsuzca, şuursuzca teslim oluş değildir hiçbir zaman.
Farklılıklar çekim gücünü getirerek insanları birbirine yaklaştırır birbirine aykırı olan kişilikler bir araya geldiklerinde egolarını da katmadan kendi öz benliklerini ortaya koyabilir beraberinde birbirlerine katabilecekleri,meziyetleri de ortaya çıkararak sağlamlığını,devamlılığını sağlayabilirler ilişkilerinin.
Çıkarsız, yarınsız olarak yaşanan birliktelikler devamlılığı ve güveni getirecektir.
İlişkilerde ne kadar fikir ayrılıkları olsa da özünde tutunabilen gerçeklikler oluşmuşsa
deneyimler yaşanmışlıklara yön verecektir.
Kişiler kendilerinde yaşattığı duygularını, karakterini karşısına yansıtıyor, aynı sonuçlarla kendilerine döndürmüyorsa bakış açılarında farklılıklar hiçbir zaman kendilerine güven oluşturmayacak ve onları arafta bırakacaktır.
İçsel çatışmalar kendi bünyesinde insanın hiç oluşunu ortaya koyacak, Kendi parazitlerine yol açarak beraberliğindeki anlaşılmazlıkların yanında belirsizlikleri de ortaya çıkaracaktır.
Kendisiyle çatışan, fikirlerinde uyumsuzluklar aykırılıklar yaşar , çelişkileri oluşturan kişi karşısındakine bir şey veremez hele güven asla.
Bu yüzden çoğunlukta birliktelikler uzun sürmez insanlar gerçek yüzünü birbirine göstermez sahtelik içerisinde , ilişkilerine bağlı yürüyerek, gerçek benliklerini yok ederler.
Öz olmak, tam olmak ne kadar kadersel bir döngüden geçiyor gibi gözükse de yürünen yolda eşlik edecek olan kişinin de beraberce aynı pencereden, aynı duygular içerisinde bakması gerekiyor.
Analitik düşünce yapısı olan biri sistematik olarak problem çözme yeteneğiyle hiçbir zaman düz mantık çerçevesinden bakan biriyle hiçbir zaman aynı olamaz ve birbirlerini yıpratarak zamanla yok edeceklerdir.
Başlarda zıt kutuplar birbirini çekiyor gibi görünseler de zaman geçtikçe alışkanlıklarından vazgeçmeyerek sıradanlaşacak, birbirlerinden uzaklaşacaklardır.
Zor bir yoldur kişinin tamamlayacağı, tamamlanacağı bir olacağı, tek vücut olacağı aynı duygular içinde olacağı kişiyle yolculuğu.
Mücadelenin tek taraflı verilmesi de kazanılacak bir durum değildir, eksik olan bir yan mutlaka kalacaktır bünyelerinde.
Sonuçta her zaman kişinin kendi öz benliğinde egoları ön plana çıkacak, sevgi olgusu da zamanla tüketilip bitirerek geriye belirsizlikler içindeki güvensizliğe bırakacaktır.
Çevremizdeki kişilerin çoğunun böyle oluşunu gözlemlediğimiz halde yürüyormuş gibi mutluymuş gibi yaparak yaşayan kişiler oldukça fazla.
Bizler de bu sahteciliğe göz ardı ederek onlara bir yerde eşlik ediyoruz ters gelse de bize, düzene uymak adına belki de cesaretlendiriyoruz bu oluşuma.
Sonuç olarak kabullensek de, kabullenmesek de sistem nasıl istiyorsa o şekilde gelişiyor yaşamdaki hikayelerde.
Sevgiyle kalın..
Emel Araz