– Hayrola Hasan Bey benimle konuşmak istemişsin?..Nedir bu gizlilik?..Parti içi bir mesele mi?
– Hayır Sayın Genel Başkanım,Parti ile ilgili bir mesele değil.Benimle ilgili özel bir konu.O yüzden gözlerden uzakta konuşalım isterim.
-Nedir konu?
– Sayın Genel Başkanım,biliyorsunuz benim size karşı saygım sonsuzdur.
– Biliyorum biliyorum.Ben de sana en az senin kadar,en çok benim kadar saygı duyarım.
– Teşekkür ederim..Siz benim için çok değerlisiniz Sayın Genel Başkanım. Bugün siyasette bir yere gelebildiysem sizin sayenizdedir.Sizin desteğiniz olmasaydı,takılır düşer,fikirlerimi incitebilirdim.
– Estağfurullah..Sen de partimiz için çok değerli bir arkadaşımızsın.
– Siz insan olarak da çok saygıdeğer birisiniz Sayın Genel Başkanım.Tanıdığım en kibar en nazik insansınız.
– Sağ ol Hasan Bey,en de öylesin.Nedir konu?
– Sayın genel başkanım,ben partiden istifa ediyorum.
– Anlamadım,ne yapıyorsun?
– Partiden ayrılıyorum.
– Ayrılıyorsun?
– Evet.
-Partimizden?
– Evet.
– Bizi bırakıyorsun??
– Evet.
– Taaabiii yaaa…Anlamıştım zaten… Telefonda “konuşmamız gerekiyor” dediğinde anlamıştım ayrılacağını.. Neden Hasan Bey,niye ayrılıyorsun partiden?
– Olmuyor,yürümüyor,ben hiç mutlu değilim.
– Seni kıracak bir şey mi yaptım?
– Hayır..Hata sizde değil,bende.
– Bırak şimdi “hatta sen de değil,bende” laflarını Hasan Bey..Niye ayrılıyorsun partiden,niye bırakıyorsun bizi?.Hayatında başka bir parti mi var?
– ……
– Bana arkanı dönme Hasan bey,sana soruyorum cevap ver,hayatında başka bir parti mi var?
– Evet.
– Biliyordum!.. Biliyordum başka bir parti ile ilişkin olduğunu!..Son günlerde çok tuhaf davranmaya başlamıştın zaten. Grup toplantılarında ben kürsüde konuşurken yüzüme bakmıyorsun, alkışlamıyorsun,sürekli cep telefonuyla bir yerlere mesaj yolluyorsun..
– …….
– Kim o Parti?..Bana adını söyle,hangi parti o?
– İktidardaki Parti.
– İktidardaki parti ile ilişkin mi var?
– Evet.
– Neden?..İktidarsız mısın?
– Lütfen sayın genel başkanım kibarlığınızı bozmayalım.
– Ne zamandır görüşüyorsun onunla?
– Kiminle?
– İktidardaki Parti ile.
– İki aydır.
– İki aydır başka bir parti ile görüşüyorsun ve benim bundan haberim yok öyle mi? Ne kadar aptalmışım..
– Özür dilerim..Böyle olmasını istemezdim..
– Niye böyle yapıyorsun Hasan Bey?..Ne istediysen yaptım..Her seçimde seçilecek yerlerden liste başına koydum seni.Parti İçinde önemli görevlere getirdim.Daha ne yapayım?.Neden ayrılıyorsun,neden bırakıyorsun partimizi?..O Parti sana benim veremediğim ne verebilir ki?
– Bana bakanlık teklif ettiler.
– İktidara gelirsek ben de sana bakanlık vereceğim Hasan bey..İstersen iki tane bakanlık vereyim,değiştire değiştire bakarsın.
– Hayır!..Artık inanmıyorum size..Hep böyle diyorsunuz,oyalıyorsunuz beni. Sizin iktidara falan geleceğiniz yok.
– Yapma Hasan bey..Biz bir söz verdik. Halkımızın mutluluğu için sonuna kadar birlikte mücadele edecektik.
– Ben mücadele etmekten yoruldum sayın genel Başkanım.Halkımız mutlu olmak istemiyor.İsteselerdi bize oy verirlerdi..
– Seni kararından vazgeçirebilmek için yapabileceğim bir şey yok mu?
– Yok.
– Genel Başkan Yardımcısı yapayım seni?
– Hayır istemiyorum.
– Genel başkan ol?..Koltuğumu vereyim sana?
– Hayır.
– Masayı da vereyim.Yanında iki tane de sehpa vereyim?
– Hayır istemiyorum!..Genç değilim artık. Yaşım geçiyor.Kendimi de düşünmek zorundayım..Bir ailem var,hırslarım var.
– Sen o aileni de satar başka bir aileye gidersin?
– OOO…Ayıp oluyor ama sayın genel Başkanım!
– Ne ayıp olacak ulan!.Bizi satmıyor musun?..Yalnız bizi değil,partimize oy veren seçmenleri de satıyorsun.Hain!
– O zaman sen de iktidara gelseydin de bana bakanlık verseydin!
– Bakanlık Senin….Tövbe tövbeee..
– Küfür etme sayın genel başkanım,olmuyo böyle.
– Ne küfür etmeyeceğim lan,yarı yolda bıraktın bizi,hainsin işte!
– bak lanlı manlı konuşma,genel başkan demem dalarım!
– dal da görelim!
– Dalamaz mıyım?
– Dalarsın da,çıkamazsın!..Şerefsiz seni!
– Ulan ben sana küfür etme demedim mi!!..
(Genel başkan ve milletvekili kavgaya tutuşurlar..Bir süre birbirlerini debeledikten sonra,nefes nefese kalıp ayrılırlar.)
– Ulan göya memleketi kurtaracağız diye öne çıktık,iki dakika kavgaya nefesimiz yetmedi..Bu nefesle siyasi hayatımız da uzun sürmez bizim.
– Bu memleket çok büyük sayın genel Başkanım..Şöyle,Lihtenştayn,Malta, Andorra gibi küçük bir memleket olsaydı kurtarması daha kolay olurdu.
– Tamam o zaman..Sen git yeni partine katıl.Ben de gideyim,birazdan grup toplantısı başlayacak konuşma yapacağım..Konuş konuş başka bir şey yaptığımız yok zaten.
– Sayın genel başkanım,ben yeni partime gidip yerleştikten sonra isterseniz sizi de yanıma aldırabilirim.
– Olur mu oğlum öyle şey,ben Parti başkanıyım.
– Olmaz mı?
– Olur mu?
– Bilmem ki…Hadi geç kalma,merak etmesinler..Gidince geldim diye beni ara,merak etmeyeyim..
– Tamam….