SÖZÜN ÖZÜ (15 TEMMUZ ve ŞİFRELERİ)

                        15 TEMMUZ ve ŞİFRELERİ

Onun bunun uşağı, taşeronu Fettullah GÜLEN;  alt taşeronluğunu yaptığı, uşağı, hizmetkârı olduğu güçlerin himayesinde kurduğu FETÖ terör örgütünün temelleri 1966 yılında da İzmir’e vaiz olarak atanması ile başlamış ve1969 yılında İzmir Kestanepazarı’nda FETÖ terör örgütünün kuruluşu gerçekleşmiştir. 

Fettullah Gülen (Ben FETÖŞ diyorum); 12 Mart 1971 askeri muhtırası döneminde tutuklanarak yedi ay tutuklu kalmış, tahliye olduktan sonra sırasıyla;   Edremit, Manisa ve yeniden İzmir’de vaiz olarak görev yapmış, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile FETÖŞ’a  tutuklama kararı çıkmış, ancak bu süreçte mucizevi bir şekilde her nedense  yakalanamamış, hatta Mart 1981 yılında emeklilik işlemlerini tamamlayarak emekliliğe hak kazandırılmıştır.

Tip not;  FETÖŞ’a 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında tutuklama kararını bir tuğgeneral çıkarmış olmasına rağmen FETÖŞ;  dergilerinde darbeyi (12 Eylül 1980)sıkça övmüş ve meşhur darbecilerin ürettiği anayasanın referandumuna desteğini esirgememiştir.

FETÖŞ hareketinin çekirdeğini; 1970’li yıllarda kurulan Akyazılılar Vakfı oluşturmaktadır. FETÖŞ hareketi  Şubat 1979 yılında bedava dağıtılan kurucusu olduğu ve başyazılar yazdığı Sızıntı ve Yeni Ümit dergileri ile nüfus kağıdına dini İslam yazdığı halde (bugün yazmıyor)  İslam’ın (İ) sinden habersiz yetiştirilen Nesil’e kolayca ulaşabilmiş, böylece basın-yayın organlarında etkinleşme ile ismini duyurmaya başlamış,  ulusal ve uluslararası önemli şahsiyetlerle temas kurma imkanı bulmuştur.

FETÖŞ; 1980’li yılların sivil siyasetine, işlem ve eylemleri ile hoş görünerek devlet içinde kadrolaşma faaliyeti sürdürmüş, hatta eğitim/ ticaret başta olmak üzere holdingleşme sürecinde büyük bir ivme kazanmıştır. 1990’lı yıllara gelindiğinde bu yıllarda kurulan hiçbir hükümet de FETÖŞ faaliyetlerine engel çıkarmamıştır.  Hatta yurtdışında açtığı okullar (başta bağımsızlığını kazanan eski doğu blokuna mensup Türk Cumhuriyetleri olmak üzere) Devlet içinde büyük takdir toplamış, Dışişleri Bakanlığı bu okulların desteklenmesi için seferber edilmiştir.  Ayrıca;  bu dönemde FETÖŞ’a sağlanan kolaylıklarla Bank Asya’nın kurulması, himmet sistemindeki akışın legal zemine oturtulmasını sağlamış, örgüte ekonomik alanda önemli bir rahatlık kazandırılmıştır. Bütün bunlara rağmen içinde kötülük besleyen görevi taşeronluk olan FETOŞ; 28 Şubat 1997 sonrası sözde irtica ile amansız bir savaşa giren komutanları doğrudan desteklemiş olması,  vaazlarında açıkça sivil siyasetin hükümetinin gitmesi gerektiğini söylemesi, aracılar ve iletişim araçları vasıtasıyla “askerler darbe yapacak” bilgisinin ulaştırılarak Demirel’in sürece destek vermesini sağlanmıştır.  

Bütün bu süreçlerin akıl hocalığını yapan ABD; maşası FETÖŞ eliyle;  ABD’nin Rusya’yı yeniden palazlanmadan SSCB’den ayrılan Cumhuriyetler üzerinden çevrelemek için FETÖŞ’ün buralardaki başta eğitim olmak üzere diğer faaliyetlerine kullanışlı vasıta/araç olduğu gerekçesi ile yoğun desteğini sürdürmüştür.   Bu tespit;  Fettullah’ın 1999 yılında ABD’de kolayca yerleşme imkânı bulması (FBI’ın itirazına rağmen CIA’nın desteği ile) ile doğrulanmaktadır.

İktidar ve güç sahipleri ile her zaman birlikte olmayı ve onları kullanmayı iyi bilen FETÖŞ, 2002 seçimleri sonrasında sivil siyaseti/iktidarı desteklemiş ve bu dönemde devleti ele geçirmek için gerekli kadrolaşma hareketinde zirveye ulaşmıştır.   1 Mart 2003’te ABD’nin Irak’a yapacağı harekâtı desteklemeyi öngören teskereye TSK’nın karşı yaklaşımları nedeniyle Mecliste kabul görmemesi bahane edilerek ABD’nin yoğun desteği ile önceki yıllarda TSK’ya yerleştirilmiş FETÖŞ elemanlarının üst kademelere yerleştirilmesi sağlanmış, Bu kadrolar;  Balyoz, Ergenekon, Casusluk vs. davaları açarak kendilerine muhalif olabilecek suç işlemiş olsun ve/veya olmasın kim varsa tasfiye etmiştir

FETÖŞ;  1969 başlattığı hareket, içinden çıktığı Nur hareketinin çok ötesine geçmiş, bugünün parası ile 4.8 Trilyon TL olarak ifade edilen ekonomik ciroya sahip olarak, 160 ülkede 2000 civarında okul kurarak artık gücünün zirvesinde olduğunu hissetmesiyle, Ülkemizde yapılacak olan 2011 yılı seçimlerinde kendisine tahsis edilmesini talep ettiği milletvekili sayısı ile ekonomik faaliyetlerinin lokomotifi dershanelerinin kapatılmaması isteğinin iktidarca karşılanmaması,  iktidarla arasında kırılma yaratmış, sonrasında ise 17-25 Aralık yargı darbesini yapma cüretini sergilemişlerdir.

FETÖŞ, esasen diğer irticai hareketlerden amaçları ve eylemleri farklı değildir, bu tip irticai faaliyet içinde olan örgütlerin (tarikat-cemaat) hepsi ama hepsi FETÖŞ’ün ekonomik büyüklüğüne erişmesi halinde aynı davranışı sergileyeceğinden emin olabilirsiniz.  FETÖŞ terör örgütünü diğerlerinden farklı kılan en önemli özellik, kendi ideolojisi çerçevesinde rejimi illegal yöntemlerle değiştirmek isteyen diğer örgütler kendi silahlı aparatlarını oluşturmuşken (PKK-YPG,, DHKPC-TİKKO gibi), FETÖŞ; silahlı aparat olarak emniyet teşkilatını ve TSK’yı ele geçirmeyi seçmiş, sivil otorite olarak bürokrasinin kilit noktalarında kadrolaşmayı seçmiş olmasıdır ki, bu durumun dünyada başka bir örneği bulunmamaktadır. Örgütün bunu başarabilmesinin en önemli nedeni ise, Ülkemizde; tarikat, cemaat gibi yapılanmaların kolay taban bulması için zemin hazırlayan düşünce sistemi (ideolojisi) 1940,1950 li yıllarda müspet din öğreniminin laisizm gerekçesi ile engellemesi ile halka Müslüman olduğu ezberletilerek dili ile “ben Müslümanım”  diyebilmiş ancak “elhamdülillah” diyememiştir.  Ebeveyninden öğrendiği, öğrenebildiği kadar ki; “ebeveynin ne kadar dini hakkında bilgili olduğu düşündürücüdür,” ibadetlerini yapmaya çalışmış, insan; dini bilgiye aç olduğundan ve doğru kaynakların okunması kısmi yasak olduğundan olmalı bu tür yapılanmaların kucağına itilmiştir. O kadarki; bu ülkede yükseköğrenim görmüş her meslek grubundan ve alanında prof olmuş kişi ve kişiler dâhil her kesim bu yapılanmaların ağına düşmüşken İlahiyat yükseköğrenimi görmüş kişi ve kişilerden bu ağa düşenlerin sayısı çok azdır. Bu bilgi açlığının sonucudur.  Ayrıca; Ülkemizin ideolojik saplantılıları ile Batı ve/veya ABD taşeronluğu yapan gayri milli asalaklarının ürettiği fay hatları; İslamcı-Laik çatışması, Alevi-Sünni kavgasını güncellemeleri ile Ülkemiz Fitne Fesat Ocaklarının (FFO) etkinliği ile doğru orantılıdır.

Emekli Kurmay Albay 1986 yılı girdiği askeri lise sınavından önce “örgüt abisi” tarafından kendisine sınav sorularının verildiğini itiraf etmiş olması,  FETÖŞ’un amaca ulaşmak için her şey mubahtır mantalitesi içinde olduğunun ispatı olup, FETÖŞ bu ve buna benzer kirli, ahlaksız oyunları ile siyaset, hükûmet, Emniyet, TSK, eğitim, medya, iş dünyası ve kamuda tutunmaya, kadrolaşmaya çalışmış bunu kısmen de olsa başarmıştır.   

Devlet 17-25 Aralık yargı üzerinden yapılan darbe girişiminden sonra FETÖŞ ile her alanda mücadeleye başlarken, FETÖŞ'cü hainlerin karargâhı Amerika Birleşik Devletleriydi ve darbe girişimi hazırlıklarına 27 Aralık 2015'te başlandı. Örgütün sözde yöneticileri adını “yurtta sulh konseyi” olarak adlandırdığı SÜRÜ ile darbeyi planlayarak 15 Temmuz’da ihanet planı devreye sokuldu. Ancak; TSK’da milli bir kahraman pilotun 15 Temmuz 2016 tarihi gün içinde bu hain planı MİT teşkilatına duyurması ile Deşifre olduklarını anlayan darbeciler düğmeye bastı ve FETÖŞ üyeleri 16 Temmuz saat 03.00’te gerçekleştirmeyi planladıkları darbe girişimini 6 saat erkene alarak ‘Yıldırım Harekât ’ planını harekete geçirdi. Saat 21.20'de Genelkurmay Başkanlığı'ndan silah sesleri duyulması ile başladı. Ayrıca; o saatlerde Boğaziçi Köprüsü'nü kapatan darbeciler, vatandaşa 'tatbikat' yapıldığı yalanını söyledi.

Binlerce FETÖŞ üyesi darbe girişiminde rol oynadı ve 15 Temmuz ihaneti sırasında TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Emniyet ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gibi kritik noktaları bombaladı. Halkın üzerine ölüm yağdırdı. 253 kişi şehit edildi, 2 bin 700’den fazla kişi de gazi oldu. Ülkemiz, 8 yıl önce bugün insanlık tarihinin en alçak ihanet girişimini yaşadı.(Şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize sağlık diliyorum)

FETÖŞ'ün ve besicilerinin 50 yıldır sinsice hazırladığı plan;  sivil siyasetin liderlerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı sonrası sivil asker bu vatana ve millete aidiyet hisseden halkın sokaklara inmesiyle darbe girişimi bertaraf edilmiş olup,   Ülkemizin ve Milletinin geleceğini ve onurunu bir avuç hain, alçak, haysiyetsiz ve şerefsiz kişiye emanet edilemeyeceğini göstermiş, ayrıca; ülkemizde darbe geleneğine son vermiştir.(Tarih bilgileri ve olaylar: Kaynak int) 

Etiketler : Nedenler
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.