SÖZÜN ÖZÜ (ABD ve AB’nin İNSAN HAKLARI KARNESİ)

ABD ve AB’nin İNSAN HAKLARI KARNESİ

Terör devleti İsrail’in Başbakanı terörist Binyamin Netanyahu, terör ve terörist sevici Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresinde 25.07.2024 tarihinde kongre üyelerine hitap etti ve ABD’nin sağ duyu sahibi kim varsa herkese hakaret etti .  Kongre salonuna alkışlarla giren Netanyahu’nun konuşması terör ve terörist sevici çokça kongre üyesi tarafından alkışlarla sık sık kesildi.  Terörist başı Netanyahunun  Konuşmasını  hazırlayanlar, amerikan toplumuna ezberletilen sözde hassasiyetleri konuşma metnine konu etmesi  ile  yani; İran tehdidinin ABD kamuoyuna daha kolay satılabilmesi nedeniyle, terörist Netanyahu İran korkusunu tetikleyici ifadeler kullanarak İsrail’in aslında İran’la savaştığını söylemesi ile İsrail’e yapılan askeri yardımları meşrulaştırmaya çalıştı ve akıl sağlığı yerinde olmayan  bir başkana biat etmiş kongre üyeleri ve/veya terör ve emperyalizmden beslenmeyi kültürü yapmış vampir bir ülkenin kongre üyelerini kendisine alkışlatmayı başardı. 

Terör ve terörist sevici,  emperyalist Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresinin bu davranışı;  insan hak ve hürriyetine saygılı, demokratik ve özgürlükçü düşünce sistemine gönül vermiş, inanmış Müslim ve/veya Gayrimüslim hiç kimseyi şaşırtmadı, şaşırtmamalıydı zaten, çünkü; ABD ve AB’nin içinde bulunduğu emperyalist kültür;  kapitalizmin himayesinde,  emrinde olması bu davranışları sergilemesi sonucunu doğurduğu söylenebilir. İnsanlık onuru, haysiyeti, şerefi denilen insan olmanın asgari müştereği bile ABD ve AB’nin (AB vahşi kapitalizmin üyesi olması nedeni ile yazıya konu edilmiştir) yönetim erkinde olmaması, bu ülkelerin dünyada olan bütün kirli işlerin odağı olması gerçeğini bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur.  

ABD’nin desteğinde terör devleti İsrail in bölgesindeki kahbece ve vahşi, insanlık dışı davranışlarına ses çıkarmayan ve/veya ses çıkarmayı şu veya bu nedenle erteleyen bölge devletlerinin yönetim ve halkları bu vahşete pasif destek olduklarının farkına varmadırlar. Bu vahşet; amacına ulaştığında kendi kapılarını da çalacağını düşünmelidirler. Bölgede; millet iradesinin yönetimde temsil edilmemesinin ve petrol gelirlerinin zenginliğinin verdiği şımarıklık olmalı ki; bir avuç terörist bölgede her türlü insanlık dışı işlem ve eylemi yapabiliyor.

Filistin’in komşu devletleri petrol zengini aymazlar sizler belki İsrail’i satın alacak kadar zenginlik içindesiniz ve/veya onlara silah yardımı yapan ülkelere yine onların anlayacağı dilden yani; kapitalist yaklaşım ile silah satışını önleyebilirdiniz ve siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Petrol zengini olmayıp insan kaynağı büyüklüğü olan Filistin’e komşu ırktaş, dindaş olan ülkeler ve halkları sizler hiçbir eylem yapmaksızın kafanızı inançlı bir şekilde kaldırsanız inanın bu İsrail köpekleri kaçacak delik ararlar. Yandaşları ise kuyruğunu kıstırıp tıpkı Afganistan’da olduğu gibi memleketlerine yol alırlar.  Filistin’e ırktaş, dindaş komşu ülke halklarına sesleniyorum millet egemenliğinizi ele alma zamanı geçiyor, halklarınız iradesi ile yönetme erki olmuş olsaydı bu erk kesinlikle sizin duygularınızı eyleme dönüştürürdü, şu an olduğu gibi ABD ve AB’nin uşaklığını yapmazlardı/yapamazlardı.

Kapitalizmin esir aldığı ABD ve AB halklarına sesleniyorum; insanlık onuru;   bir gün göçüp gideceğimiz dünyaya bırakacağımız en önemli servettir. Gelecek nesillerinizi bu servetten mahrum bırakmayınız. Aynı Allah’a inanıp farklı dinden olabilirsiniz ki; hiçbir din insan ölümlerini alkışlamaz hatta yasaklar, o halde içinde bulunduğunuz dinin emirlerini yerine getiriniz.

 Tevrat’ta Yaşama Hakkının Korunması;

Semâvî dinlerin kitaplarından biri Hz. Musa’ya verilen Tevrat’tır . Tevrat’ta insanların öldürülmemesi açıkça yerini muhafaza etmektedir. Bu yasak özellikle “On emir” olarak meşhur olan yasaklar içerisinde yer almaktadır. Meselâ; Tevrat’ın Çıkış bölümünün 20. babında şöyle denilmektedir: “Katletmeyeceksin, zina etmeyeceksin çalmayacaksın, komşuna karşı yalan şahadet etmeyeceksin, komşunun evine tama etmeyeceksin, komşunun karısına yahut kölesine yahut cariyesine yahut öküzüne yahut eşeğine yahut komşunun hiçbir şeyine tama etmeyeceksin”

İncil’de Yaşama Hakkının Korunması;

İncil’de de insan öldürmenin yasaklandığı açıkça zikredilmektedir. Nitekim, ileri gelenlerden birinin Hz. İsa’ya “İyi öğretmenim! Sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” sorusuna Hz. İsa: “İyi olan tek biri var, o da Tanrı’dır. Onun buyruklarını biliyorsun: ‘Zina etme, adam öldürme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, annene babana saygı göster.’ şeklinde cevap vermiştir.

Matta’da şöyle denilmektedir: “Katletmeyeceksin ve kim katlederse hükme müstahak olacaktır.

Kur’an-ı Kerim’de ve Hadislerde;  

Kur’an’a göre insanı yaratan, yaşatan ve öldüren yani ona yaşama hakkını veren ve alan Allah’tır. Kur’an-ı Kerim’in yaşatan ve hayata son veren o’dur. Allah’tır, hayatı ve ölümü yaratan, her şeye gücü yeten Allah’tır gibi birçok ayetinde insanı yaratanın ve yaşatanın Allah olduğu bildirilirken, aynı şekilde insanın huzur ve güven içerisinde yaşamını devam ettirebilmesi için kâinattaki her şeyin özellikle de yeryüzündeki bütün varlıkların, maddî ve manevi nimetlerin insanın hizmetine sunulduğu belirtilmektedir.  “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. “

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.