BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Dünyada ve Ülkemizde basın özgürlüğünün varlığı/yokluğu, niteliği/niceliği ve/veya sorumlu/sorumsuz yayıncılık ilkesi hakkında görüş ve fikir beyanları sıkça yapılır.
Basın özgürlüğünün sorumsuzluk alanı olduğundan tutun, sorumlu bir yayın ilkesinin basın özgürlüğüne aykırı olduğu ifade edilir. Sorumsuz yayıncılığın mağdurlarının, mağdurlar tarafından temizlenme ihtiyacı olduğu, ancak; çoğu kez bu temizlenmenin kirletilmede yapılan enformasyon kadar etkili olmadığı, sorumsuz yayıncılık neticesi mağdur edilen insanlar hatta Ülkelerin zor durumda kaldığı, milletinin hiç hak etmediği imalarla karşı karşıya kaldığı, ırk,dil,din temelinde topyekûn insanların etnik ve dini mensubiyetlerinin sorgulandığı basının sorumsuzluğunun hezeyanıdır.
Ülkemizde bir basın mensubunun “Her mahallede bir medya mağduru vardır (İdil Çelik)” ifadesi mağduriyeti yaşadığı an ifade edilmiştir. Arzulanan; mağduriyet oluşmadan bu duyarlılığı gösterme iradesidir.
Basın özgürlüğünü sorumsuzluk olarak gören basın unsurları, sorumlu yayıncılık (ilkeli) yapma yönünde görüş beyan eden basın unsurlarını bağımlı, yanlı gibi eleştirmeleri, içinde yaşadığı toplumun, milletin, devletin, ülkenin milli ve manevi değerlerini içselleştirmemiş ve/veya paranın cazibesine kendini kaptırmış kişiliksiz zavallılar, piyonlar, kirli emellere hizmet eden taşeronlardır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında basın özgürlüğünü sorumsuz bir yaklaşımla yayımlamak insani bir eylem olmamakla birlikte kirli emelin taşeronu olmak demektir.
Kapitalizmin hüküm sürdüğü günümüz dünyasında küresel sermayenin sahip olduğu basın yayın organından MİLLİ bir duruş sergilemesi beklenemez. O halde; basın özgürlüğünün milli sınırlarının yasalarla belirlenmesi bir zorunluluk, sosyal bir sorumluluktur.
Hiç bir ülke milli menfaatlerine aykırı basın yayın faaliyetine izin vermez, vermemelidir. Ne var ki ülkemizde; basın yayın özgürlüğü kisvesi ve söylemi bağlamında sınırsız, fütursuz basın yayın faaliyeti yapıldığı milli, manevi ve toplumsal faydanın gözetilmediği aşikârdır. Ki; bu ülkenin basın yayın unsurlarının bir kısmı; kişisel ve/veya grup menfaatlerini, ideolojilerini, ülke milli menfaatlerine tercih ettiği görülür.
Basın Yayın kurumlarının ve unsurlarının bağlı bulunduğu yasal mevzuata hukuki sonuçları olan ve kaynağı belli olmayan hiçbir konunun/vakanın yayınlanamayacağı yönünde düzenleme yapılması, Ulusal ve Uluslararası medyanın iç içe olduğu günümüz dünyasında milli menfaatlerin birey/kurum haklarının korunduğu, basın özgürlüğünü kötü emeller için kullananlara ve/veya kullandıranlara karşı bir önlem olup, sorumlu bir basın yayın için gereklidir.
Bu durum; basını sansürlemek değil basın yayını kurumlarını ve unsurlarına güven duyulan sistemi kurmaktır. Halk tarafından güven duyulan basın yayın kurumu ve unsurları; Ülkesi ve milleti için, demokrasisi için, önemli vazgeçilemeyecek bir unsurdur.
Bu bağlamda; milli bir eğitim, milli bir sermaye ile milli bir basını hayata geçirmek MİLLİ bir gerekliliktir.