DEMOKRASİ
Demokrasilerde Ulu Önder ATATÜRK’ün dediği gibi “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.”
Ülkemiz demokrasisinde Egemenliğin kullanılması noktasında Millet adına milletten temsil yetkisi almamış kurum ve kuruluşların millet adına karar verme iddiaları, ne demokrasiye nede bu Ülkenin Kurucusu Ulu Önder ATATÜRK’ün kurucu düşüncesine uymaktadır.
Ne gariptir ki Ülkemizdeki bu antidemokratik yapıyı uygulama ve söylemleri ile savunanlar kendilerini ATATÜRK’cü cü cü ilan etmişlerdir. ki; bu önderimiz Atatürk’ü anlamamak demektir.
Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olabilme çabaları, demokrasiye, laik sisteme ve sosyal bir hukuk devletine inanmış bir milletin temsil yetkisi verdiği TBMM’nin ve Cumhurbaşkanınındır. Bu millet ki; esaret altında olmaktansa ölmeyi tercih eden bir millettir. Bu milletin adı TÜRK milletidir.
Millet adına karar mercii, yasama TBMM’nin, yürütme milletin seçtiği Cumhurbaşkanınındır. Asil olan Milletin kendisidir.
1950 yılında yeşermeye başlayan ülkemiz demokrasisi 1960 lı yıllardan bu güne belli aralıklarla yaşanan darbe ve anti demokratik gelişmeler ile son zamanlarda özellikle 2007-2008 yılları yaşanan anti demokratik süreç ve 2015 yılında yaşanan darbe teşebbüsü TBMM’nin temsil yetkisini kullanma iradesini yok etme çabası olup; gayri yasal, anti demokratik ve ideolojik bir yaklaşımın ürünüdür. Bu ürün; millet nezdinde köksüz olduğundan yeşerme imkanı bulamaz, bulmaması gerekir. Çünkü bu millet esaret altında yaşamayı, birilerinin vesayeti altında olmayı demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine inandığı ve Ulu Önder ATATÜRK’ü gönlünde yaşattığı içindir ki kabul etmez.
Milleti anlamak, milletle yaşamakla mümkündür.
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.”