FİTNE FESATIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Uluslararası medya, ulusal medya, sosyal paylaşım siteleri ve kullanıcılarının ve bir kısım yerli yabancı sivil toplum örgütlerinin kendi ülkeleri ve diğer ülkelerin milli menfaatlerine zarar verecek yalan içerikli manşet, makale, twit, mesaj yazılması ile konu ile ilgisi olmayan resim ve/veya video görüntülerin gösterilmesi ve görüntülü medya ile bu minvalde beyanlarda bulunulma sözde özgürlüğü, kirli amaca hizmetin aracı haline gelmiştir.
Kirli bir amacı gerçekleştirme ve/veya kirli amaçlara hizmeti “basın özgürlüğü, iletişim özgürlüğü” gibi sloganlarla meşru gösterme çabaları sergilenmektedir.
Yabancı basın yayın organları ile sosyal paylaşım siteleri ve sivil toplum örgütlerinin diğer ülkeler üzerindeki kirli emelleri, kendi ülkelerinin menfaatine olabilir, bunun bir anlamı var, ancak; bu kirli emellerin sahiplerine, kirli emele maruz kalan ülke insanının menfaat ve/veya ideoloji uğruna sessiz kalması veya aleni destek olması düşündürücüdür.
Gelişmiş ülkeler diye adlandırılan GSYH’sı 200.000 TL/kişi olan ülkelerin medya ve unsurları, vaka doğru bile olsa kendi ülkesi ve milletine zarar verdiğine inandığı hiçbir eylem içinde yer almaz ve enformasyon içinde olmaz. Yalan içerikli fitne fesat içinde olan unsurları itibarsızlaştırılarak sektör dışına atılırlar. O kadar ki; emperyalist ülkenin bireyleri, ülkelerinin emperyalist olduklarını bildikleri halde ekonomik refahları uğruna ses çıkarmaz, mutluluklarını kapitalizmin getirileri ile sürdürürler. Bu ülkelerin, milli ve dini eğitim sürecinden geçirerek topluma kazandırdığı bireyleri, dış fitne fesatlara karşı milli ve dini dayanışma içinde oldukları görülür.
Ülkemiz basın yayın organları ile sosyal paylaşım siteleri ve sivil toplum örgütlerinin davranış biçimlerine bakıldığında ise milli ve dini eğitim sürecinin yetersizliğini, milli dayanışmanın istenen düzeyde olmadığı, dini eğitim öğretimin ezberden ibaret, içselleştirilmediğini görürüz. Örneğin; yakın tarihimizde yaşanan “Gezi olayları”nda görüldüğü üzere ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara, Ülkemiz basın yayın organları ile sosyal paylaşım siteleri ve sivil toplum örgütlerinin sergilediği tutum içler acısıdır. Gezi olaylarının aktörleri; tanınmış simalar, holding patronları, sözde dini örgütler, terör örgütleri, bazı sivil toplum örgütleri ile uluslararası ve ulusal basın yayın ve sosyal paylaşım siteleri fitne fesadı sözde düşünce özgürlüğünü kullanarak ülkeyi kaosa sürükleme girişiminde bulunmuş, daha da ileri giderek dış ülkelerin kirli emellerine hizmet ettiklerini söylemekten utanç duymamışlardır. (Örneğin Almanya’nın İstanbul 3 üncü hava limanın yapımına karşı olduğu gibi)